Mehmet Tüm -ANF

Hamburg - Star gazetesi başyazarı Mehmet Altan, Türkiye’de sadece askeri vesayetin değil siyasi vesayetinde olduğunu belirterek, ‘’Türkiye'deki vesayet sona erdi denilemez, çünkü mevzuat olduğu gibi duruyor. Türkiye’de sadece askeri vesayet yok, siyasi vesayet de var’’ dedi.

‘’12 Eylülün anayasası, 600 yasası, mevzuatı fiilen hayatta olduğu sürece Türkiye demokratikleşemez’’ diyen Altan, Leyla Zana’ya evinin basılmasını ise ‘’Bu Kürt sorununu çözmeyi bir yana bırakın, gerginliği daha da arttırır’’ sözleriyle değerlendirdi.

'Türkiye ve Değişim' adlı söyleşiye katılmak için Hamburg’a gelen gazeteci yazar Mehmet Altan sorularımızı yanıtladı.

*AKP hükümetini destekleyen liberallerin ve aydınların son dönemlerde eleştirileri yükseliyor. Neden şimdi eleştiri?

-Bu eleştiriler önceden de vardı. Yani söylediklerimi söylemeye devam ediyorum. Türkiye’de şöyle bir gariplik var; insanları partilerle, yahut siyasetçilerle bağlantılı değerlendiriyorlar. Savunduğum ilkeler yakın olduğu vakit, icraatları alkışlıyoruz. Ondan uzaklaştığınızda eleştiriyoruz.

*Star gazetesinde yazılarınız azaldı. Bunun nedeni eleştirileriniz mi?

-Bana ilanlardan dolayı olduğu söylendi. Ama tabi ki nihayetinde fiili olarak azaltıldı. Ben yazıları kendi inisiyatifimle indirmedim. Yazılarımın 5’e indirileceği söylendi.

*Milli Görüş Genelgesi perspektifi ile bakıldığında AKP'nin bugünkü ideolojik hattı sizce nasıl tarif edilebilir?

-AKP'nin muhafazakarlaşma ve demokratikleşme arasındaki dengeyi, demokratikleşme lehine bozması lazım. Yoksa bir şekilde Türkiye’nin ihtiyacı olan kendisinin bu halka, Türk toplumuna vaat ettikleri dönüşümler gerçekleşmeyeceği gibi, kendisine olan güven de ortadan kalkar.

*Başbakan Dersim için ‘özür’ diledi. Dersim için özür dileyen Başbakan, Sivas, Çorum, Maraş ve Uludere için neden özür dilemiyor?

-Başbakanın Dersim için özür dilemesi olumlu bir adımdır, ama devletin arınması için bunun sistematik bir şekilde yapılması gerekir. Eski karanlık süreçlere Uludure katliamı gibi yenileri eklenmemeli.

“REJİM DÖNÜŞMEKTEN UZAK”

*Türkiye’de vesayet el mi değiştirdi? Yani vesayet TSK-AKP-Gülen cemaati arasında mı?

-Türkiye'deki vesayet sona erdi denilemez, çünkü mevzuat olduğu gibi duruyor. Yani konjonktürel, geçici bir mevzi farklılaşması Türkiye’de mevcut vesayetlerin sona geldiği anlamına gelmiyor. Türkiye’de sadece askeri vesayet yok, siyasi vesayet de var. Onun için ben bu meselelere güç dengeleri açısından değil, rejimin dönüşmesi açısından bakıyorum. Rejim dönüşmedi ve dönüşmekten de uzak.

*Vesayet askerden hükümete geçtiği için mi böyle düşünüyorsunuz?

-Bugün Genelkurmay Başkanlığı’nın izni olmadan Kara Kuvvetleri Komutanlığını atayamazsınız. YAŞ kanunu aynı, askeri hapishanelerin tüzüğü gizli. Siyasi gelişmeler açısından Türkiye’yi okumak yerine, Türkiye'nin mevcut sistemi ve yapısında demokratikleşme var mı, yok mu diye bakmak lazım. Mevzuat değişikliği yok, o zaman bu her an geri döner.

*Türkiye nasıl demokratikleşir?

-Türkiye’de yapılması gereken şey, demokratik bir rejim kurmaktır, 12 Eylül rejimini ortadan kaldırmaktır, cumhuriyeti demokratikleştirmektir. 12 Eylülün anayasası, 600 yasası, mevzuatı fiilen hayatta olduğu sürece Türkiye demokratikleşemez.

*Eskiden Kürtlerin hakları konusunda aydınlar daha duyarlıydı. Araya konulan mesafeyi neye bağlıyorsunuz?

-Türkiye’de siyaset din, mezhep ve ırk üstünden kendisine yol açıyor. Biz aydınlar siyasetçilerin oyuncağı ve aleti değiliz. Bizim derdimiz ilkeler üstünden Türkiye'nin layık olduğu noktaya taşınması. Hiçbir siyasetçi aydınları kullanmaya kalkmasın.

*Ufukta Kürt sorununa çözümüne ilişkin işaretler görüyor musunuz?

-Kürt sorunun çözülebilmesi için Türk devletinin, Kürtlerin de devleti olduğu konusu içselleşmelidir. Sorun, temel hak ve özgürlükler üzerinden çözülecek ama siyaset; din, ırk ve mezhep siyaseti yaptığı için hukuk konuşmuyor. Türkiye’deki eksik olan şey, siyasetin buluştuğu nokta vatandaşlık hukukunun hayata geçirilmemesidir.

*BDP Milletvekili Leyla Zana'nın evine baskın düzenlenmesini neye işarettir?

-Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Kürt halkının seçtiği bir milletvekilinin dokunulmazlığını delecek girişimler hukuk dışıdır. Aynı zamanda Leyla Zana gibi Kürt halkının simgesi olan birisine yönelik bu tür hukuki zemini olmayan girişimler Türkiye’deki Kürt sorununu çözmeyi bir yana bırakın, gerginliği daha da arttırır.

*Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu'nun tutuklanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Hukuki süreci ortaya çıkarmadan insanların tutuklanabileceği durumun ortadan kalkması lazım. O kalkmadığı vakit bu tür tutuklamalar devam edecektir.

*Bir ara, andımızın kaldırılacağı, hatta dağlardaki 'Ne Mutlu Türküm' gibi yazılan ırkçı sloganların kaldırılacağı söyleniyordu. Bunların dahi yapılmamasının nedeni sizce nedir?

-Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye Kürtlerinin devleti olma dönüşümünü başaramıyor. Bu refleksi gösteremiyor. Türkiye bunu ya çözecek, ya da faturasını ağır ödeyecek. Dilerim akıl baliğ olur.

*Hükümet Uludere katliamının üzerini mi örtmeye çalışıyor?

-Anlaşılır gibi değil. Gerçekten Cumhuriyet tarihinin çok büyük katliamlarından, en dramatik olaylarından biri. Bunun üzerini örtmeye kimsenin gücü yetmez.

*Alman Sol Partileri Türkiye'nin bir iç savaşa doğru gittiğini düşünüyor. Sizce de öyle mi?

-İnşallah böyle olmaz ve Türkiye son anda ihtiyacı olan demokratik refleksi gösterir, siyasetin kurbanı olmaz.