Susurluk davasından hüküm giyen, dönemin Emniyet Genel Müdürü Ağar ve başdanışmanı Eken, 1990’lı yıllardaki failli meçhuller nedeniyle sorgulandı. Ağar iddiaları reddederken, Eken ‘Yeşil’i işaret etti

1990’lı yıllarda işlenen 16 faili meçhul cinayetle ilgili soruşturmada, Susurluk davası kapsamında “cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” suçundan 5 yıl hapse mahkûm edilen dönemin Emniyet Genel Müdürü, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar “şüpheli“ sıfatıyla ifade verdi. Soruşturmada şüpheli sıfatıyla ifade veren Ağar’ın başdanışmanı Korkut Eken’in ise Yeşil Kod adlı Mahmut Yıldırım ile ilgili “Yaşıyor, konuşursa faydalı olur” dediği öne sürüldü.

Avukat Yusuf Ekinci, avukat Faik Candan, Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın, Müfettiş Namık Erdoğan, işadamı Behçet Cantürk ile şoförü Recep Kuzucu, Cantürk’ün yakını müteahhit Fevzi Aslan ile kardeşi Şahin Aslan, Behçet Cantürk’ün avukatı Medet Serhat, Medet Serhat’ın şoförü İsmail Karaalioğlu, işadamı Savaş Buldan, Savaş Buldan’ın akrabaları Hacı Koray ve Adnan Yıldırım, İranlı Lazem Esmaeli ve Asger Simitko, ANAP’lı Keskin İlçe Başkanı Metin Vural’ın, 1990’lı yıllarda öldürülmeleriyle ilgili soruşturmanın kapsamı genişledi.

İFADE MESAİ SAATİ DIŞINDA

Soruşturmayı yürüten savcı Mustafa Bilgili, faili meçhul cinayetlerin işlendiği dönemde Emniyet Genel Müdürlüğü yapan, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ı ifade vermek üzere adliyeye davet etti. Ağar’ın hafta sonu ifade vermesi konusunda “ricacı” olması üzerine ifadesinin mesai günü olmayan cumartesi günü alınması kararlaştırıldı.

İFADESİ “ŞÜPHELİ” SIFATIYLA ALINDI

7 Eylül Cumartesi günü saat 14:00'de Ankara Adliyesine gelen Ağar'ın ifadesi Başsavcı Vekili Murat Esen tarafından alındı. Halen Susurluk davasından aldığı ceza sebebiyle mahkum konumunda olan ve denetimli serbestlik yasasıyla serbest kalan Mehmet Ağar'a 10 sayfada yer alan 30'a yakın soru, 16 cinayet madde madde olarak yöneltildi. Ağar’ın, faili meçhul cinayetleri işlediği iddia edilen eski özel harekât polislerinin başındaki isim olmakla suçlandığı iddia edildi. Ağar, Ayhan Çarkın'ın kendisine yönelik “Bütün infazlar Ağar ve Eken'in bilgisi dahilinde oluyordu. Emirlerde Ağar'dan geliyordu. Emirleri bize İbrahim Şahin iletiyordu” şeklindeki iddialarını şu şekilde cevapladı: “Hiçbir şekilde faili meçhul cinayetlerle bağlantım, bilgim olmamıştır. Ben uzun yıllar terörle mücadele etmiş, devlete hizmet etmek dışında bir amacı olmayan vatansever biriyim. Uyuşturucu bağımlısı olan Ayhan Çarkın'ın iddialarının yalan olduğu alenidir. Kendisi o dönemde bu şekilde amiri İbrahim Şahin'den alıyorsa, bu emirlerde hukuka aykırıysa o zaman emri yerine getirmeyebilir, gidip bunla ilgili yasal hakkını araya bilirdi.”

Ağar’a, Ayhan Çarkın başta olmak üzere bir kısmı Susurluk davasından hüküm giyen eski özel harekât polislerinin ifadeleri, tanık anlatımları ve 2 klasörlük MİT raporundaki iddiaların sorulduğu bildirildi. Yaklaşık 13 soruyu yanıtlayan Ağar’ın, tüm suçlamaları reddettiği öğrenildi.

Suçlamaları kabul etmeyen Ağar şunları söyledi: “Mehmet Eymür, MİT teşkilatından uzaklaştırılmasından dolayı 1987 veya 1988 yılından beri şahsıma karşı kişisel husumet sahibidir. Hiçbir şekilde kendisiyle muhatap olmadığım halde tamamıyla kendi kullandığı ajanlar vasıtasıyla aleyhime bir takım belgeler hazırlamıştır. Bunların hiçbirisinin MİT teşkilatının bilgisi içerisinde olmadığını tahmin ediyorum. Tamamıyla kişisel husumet nedeniyle mesleki tekniklerden istifade edilerek hazırlanan belgelerdir. Benim Tarık Ümit ile bu tür bir şey konuşmam söz konusu değildir. Kendisi zamanında makama müracaat etmiş, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’na yönlendirmiş. Hatırladığım kadarıyla bir asit anhidrit yakalanması operasyonunda bilgi sağlamış ve daha sonra da teşkilatımızla ilgisini koparmıştır. Dolayısıyla bütün ilişkisi o operasyon dolayısıyla ilgili dairenin elemanlarıyla olmuştur. Sürekli olarak Mehmet Eymür tarafından eleman olarak kullanıldığı için onun istediği tarzda ifade vermesinde şaşılacak bir şey yoktur...”

Ağar, Mehmet Eymür'ün Tarık Ümit'in kaçırılması konusunda kendisinin bilgisinin olduğu yönündeki iddiaları şöyle cevapladı: “Daha önce ifade ettiğim gibi Tarık Ümit kısa bir süre Emniyet Genel Müdürlüğü KOM'da eleman olarak görev yapmıştır. Sonra tekrar Mehmet Eymür'ün elemanı olarak devam etmiştir. Tümüyle kendisiyle irtibat kopmuştur. Mehmet Eymür'ün ifadesi tümüyle kendi kişisel husumeti ve saçmalıklarla doludur. Dolayısıyla bunların hiçbirinden haberim olması söz konusu değildir.”

Mehmet Ağar'a Eymür'den sonra hazırlanan MİT raporlarının da kendisini suçladığı ve bu raporların savcılığa gönderildiği beyan edildi. Ağar'ın bu durumu şaşkınlıkla karşıladığı öğrenildi.

‘YEŞİL KONUŞURSA’

Ağar’ın ardından başdanışmanı Korkut Eken de önceki gün ifade verdi. Eken’e, ifadesinde, yazar Musa Anter’i 1992 yılında taammüden öldürmek suçundan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca açılan davanın bir numaralı sanığı olan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın sorulduğu öğrenildi. Eken’in, ifadesinde, “Yeşil yaşıyor. Çıksa konuşsa, bildiklerini anlatsa çok faydalı olacağını düşünüyorum. Çünkü o, MİT, jandarma, herkesle çalıştı. Birçok şeyi biliyor” dediği iddia edildi.

KAYIP UZİ YOK

Ağar, daha önce Susurluk davası kapsamında da ifade vermişti. Ağar, 1990’lı yıllarda terör örgütleriyle mücadele etmek amacıyla ekipler eğittiklerini, bu ekiplerin daha sonra şahsi çıkarları için faaliyette bulundukları iddialarını reddetmişti.

Mahmut Yıldırım’ı tanımadığını, Susurluk olayı sebebiyle adını duyduğunda MİT’le ilişkili olduğu yönünde duyumlar aldığını söyleyen Ağar, faili meçhul cinayetlerde kullanılan kayıp Uzi’lerle ilgili de, genel müdür olması nedeniyle kayıtlara giren ve çıkan silahları fiilen takip edebilme imkânının olmadığını öne sürmüştü. (milliyet/türkiye/gazeteport)