Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Uludere İnceleme Alt Komisyonu Başkanı İhsan Şener, taslak raporu görüşmek için 28 Şubat’ta toplantı çağrısı yaptı. Şener, jandarmadan gelen son belgenin ardından Emniyet’ten yeni bilgiler sorulduğunu, bu belgenin de gelecek hafta başında komisyona geleceğini belirtti. Şahin, gizli tutulan taslak raporun toplantıda milletvekillerine dağıtılacağını ve üyelerden sonuç-değerlendirme bölümüne ilişkin görüşlerin alınacağı bildirdi.

'KASIT DEĞİL, HATA'

Edinilen bilgiye göre taslak raporda olayda sorumluluğu bulunanlarla ilgili herhangi bir komutan, komuta kademesi, mülki amir veya siyasi yönetici adres gösterilmedi. Bu konudaki tespit, Diyarbakır Başsavcılığı’nda süren adli soruşturmaya bırakıldı. Bülent Sarıoğlu'nun hurriyet.com.tr'de yer alan haberine göre, alt komisyonun rapor taslağında, sivilleri hedef alan kasıtlı bir saldırı yapılmadığı, güvenlik ve istihbarat birimleri arasındaki “koordinasyon hatasının” olaya neden olduğu kaydedildi.

Taslak raporda, olaydan önce PKK’lilerin karakollara baskın hazırlığıyla ilgili telsiz kestirmeleri ve bölgede PKK’lilerin hareketliliğini gösteren istihbarat bilgilerine dikkat çekilerek, bölgenin hassasiyeti nedeniyle güvenlik birimlerinin “müteyakkız (tetikte)” bulunması vurgulandı. Taslakta, 20 Temmuz 2010’da Çukurca civarında sınırötesinde Heronlarca tespit edilen gruplara kaçakçı olabileceği düşüncesiyle müdahale edilmemesi nedeniyle Hantepe baskınının yaşanması ve 6 askerin ölmesi sonucu yaşanan tartışmalara dikkat çekildi.

EMRİ VEREN BELİRSİZ

Alt Komisyon Başkanı Şener de raporla ilgili işaretler veren değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Bu, masumane bir güvenlik operasyonu ya da bir yanlışlık olmuş olabilir, bunu bilemeyiz. Ülke güvenliği söz konusudur ve sınır ötesinden sınıra kadar gelmiş bir yapıya, müteyakkız durumdaki güvenlik güçlerinin bu tür bir operasyon yapması olağan karşılanabilir. Burasının terör ve PKK’nın geçiş bölgesi olması, orada ülke güvenliği ile ilgili olan insanların üst seviyede uyarılması, böyle çok acele, çok çabuk hareket etmelerine ve istenmeyen sonuçlara sebep olmuş olabilir. Ölen insanlar tabii ki masumdur, onların acısı büyüktür. Ama bir de güvenlik boyutuyla değerlendirdiğimizde, o dengenin iyi kurulması lazım. Elde ettiğimiz belgelerden saldırı emrini kimin verdiği sonucuna varma imkanı yok. Biz her şeyi biliyor değiliz, belki bilmiyoruz. Sanki Uludere olayını bütün sonuçlarıyla aydınlatacak bir rapor olacak algısı oluşturuldu. Bu algı yanlış bir algı. Bizim, elde ettiğimiz belgelerden böyle bir yargısal sonuca varmak imkanı yok.”