Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, kendisi ve yakınlarının Man Adası ile para transferlerine ilişkin gösterdiği belgeler ile yaptığı açıklamalar nedeniyle açtığı dava İstanbul'da başladı.

Erdoğan'ın 1.5 milyon liralık tazminat istediği davada, Kılıçdaroğlu'nun avukatları, açıklamalarda "hakaret" değil "kamu yararı" bulunduğuna işaret ederek, yurt dışı para transferine ilişkin belgelerin bankadan istenmesini talep etti.

Davalı Kemal Kılıçdaroğlu, avukatı aracılığı ile dava dosyasına yolladığı 20 sayfalık yanıt dilekçesinde konuşmasında hakaret içerikli tek bir söz bulunmadığını öne sürerek davanın reddini istedi.

Mahkeme hem davalı Kılıçdaroğlu hem de davacı Erdoğan'ın sosyo-ekonomik durumlarının araştırılması için kolluk kuvvetlerine yazı yazılmasını, konuya ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma dosyasının bir örneğinin gönderilmesi için müzakere yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davaya, davacılar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Burak Erdoğan, Mustafa Erdoğan, Ziya İlgen, Osman Ketenci ve Mustafa Gündoğan ile davalı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu temsilen avukatları katıldı. Davalı Kılıçdaroğlu'nu temsilen Avukat Serap Azizoğlu, davacıları temsilen de Avukat Ahmet Özel ve Ferah Yıldız duruşmada yer aldı.

Davalı Kemal Kılıçdaroğlu, Avukatı Celal Çelik aracılığı ile dava dosyasına 20 sayfalık yanıt dilekçesi koydu. Avukat Çelik yanıt dilekçesinde, davacıların iddia ettiği gibi dava konusu konuşmada tek bir hakaret bulunmadığını savundu.

Avukat Çelik yanıt dilekçesinde, "Vekil eden konuşmasında hakaret kapsamlı tek bir söz bile bulunmamaktadır. Üstelik vekil eden konuşmasındaki tüm olguların gerçek olduğu ve tartışmasız bir şekilde tamamının tarafımızdan ispatlanacağı ifade edilmelidir. Açıkçası bu konuşmadan ne şekilde hakaret davası çıkarılabildiğini anlamış değiliz. Nitekim dava konusu konuşmayı okuyan herkes aynı sonuca ulaşacaktır. Dava konusu yapılan olguların ispatı ile birlikte davanın mutlak olarak reddinin gerekeceği izahtan varestedir. Zira ülkeyi yöneten siyasiler ve yakınları ile ilgili bu tür olguların tartışılmasında ve eleştirel değerlendirmeye tabi tutulmasında kamu yararı bulunmaktadır" dedi.

Davacı Recep Tayyip Erdoğan'ın yıllardır ülkeyi yönettiği belirtilen yanıt dilekçesinde, "Önce Başbakanlık, şimdi ise Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan Recep Tayyip Erdoğan ve aynı zamanda yakınları hakkındaki kamuoyunu ilgilendiren bilgilerin, kamuoyu ile paylaşılmasında kamu yararı bulunduğu konusunda tartışma bulunmamaktadır. Hiç kimse bu konuların paylaşılmasında kamu yararı bulunmadığını ileri sürmeyecektir. Siyasetçilere ve yakınlarına yönelik eleştiri sınırlarının özel kişilere nazaran daha geniş olduğu gerek iç hukukumuzda gerekse uluslararası mahkeme kararlarında yerleşmiş bir ilkedir. Bu ilkenin gerekçesi, siyasetçilerin ve yakınlarının özel kişilerden farklı olarak gazetecilerin ve halkın yakın denetimine açık, kamuoyuna mal olmuş kişi haline gelmeyi bilerek tercih etmeleridir. Siyasetçiler ve yakınları bu nedenle kendilerine getirilen eleştirilere daha geniş bir hoşgörü göstermek zorundadır" denildi.

Avukat Çelik dilekçesinde, müvekkilinin davaya konu konuşmasının, hakaret, iftira, onur ve saygınlıklarını rencide etme kastı taşımadığını savunarak, "Vekil edenin açıklamaları kamuyu bilgilendirmeye matuf, delillerle destekli, tamamen gerçeklere dayalı güncel konularla ilişkilidir. Açıklamalardaki eleştiriler görünür gerçeklik kapsamında kalmakta ve davacıların kişilik haklarına saldırı oluşturmayacak niteliktedir" denildi.

Dilekçede davacıların yurt dışı para transferine ilişkin belgelerin bankadan istenmesi talep edildi

Yanıt dilekçesinde davacılar tarafından yurt dışına gerçekleştirildiği iddia edilen para transferlerine ilişkin tüm bankalardaki hesap hareketlerinin ilgili bankadan istenmesi talep edildi. Dilekçede davanın reddedilmesi istendi.

Söz alan davacıların Avukatı Ferah Yıldız, "Davalı tarafın ileri sürdüğü hususları kabul etmiyoruz. Uzlaşmak istemiyoruz" dedi. Kılıçdaroğlu'nun Avukatı Serap Azizoğlu da ellerinde bulunmayan delilleri toplamak için süre talebinde bulundu.

SORUŞTURMA DOSYASININ BİR NÜSHASI İSTENDİ

Radyo Televizyon Üst Kurulu'na yazı yazılarak, Kemal Kılıçdaroğlu'nun davaya konu 28 Kasım 2017 tarihli grup konuşmasının CD ortamında gönderilmesini isteyen mahkeme, konuya ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma dosyasının bir nüshasının istenmesine karar verdi.

Davalı ve davacıların sosyo-ekonomik durumlarının araştırılması için kolluğa müzakere yazılmasına karar verildi.

Davalı ve davacıların sosyo-ekonomik durumlarının araştırılması için ilgili kolluk kuvvetlerine müzakere yazılmasına karar veren mahkeme, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

NE OLMUŞTU?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Kasım 2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı partisinin grup toplantısında bazı belgeler göstererek bazı iddialarda bulunmuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ailesi ve yakın çevresinin Man Adaları'nda kurulu bir şirkete yapılan para transferine ilişkin belgeler üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Kılıçdaroğlu'nun para transferini gerçekleştirdiğini iddia ettiği Ahmet Burak Erdoğan, Mustafa Erdoğan, Ziya İlgen, Osman Ketenci ve Mustafa Gündoğan, avukatları aracılığı ile İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı.

Dava dilekçesinde, iddiaların, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çocukları, kardeşi ve yakınlarını hedef alan küçük düşürücü, aşağılayıcı ve gerçek dışı olduğu öne sürerek, davalı Kılıçdaroğlu'ndan 1.5 milyon TL manevi tazminat talebinde bulunuldu.

Kaynak: CNN Türk