İsmail Afacan / Evrensel

İngiltere’den bayram tatilinde Malatya’ya gelen Kemal Ateşoğulları ve akrabalarına, girdikleri bir restoranda Alevi olduğu için servis yapılmadı. Jandarma “Mekan sahibi isterse servis açmaz” dedi. Bakan ise “Bakarız” demekle yetindi.

Malatya’daki Darende Gülpınar Şelalesi'ne gezmeye giden Ateşoğulları ve akrabaları bir restoranda balık yemek istedi. Mekan sahibi F.G, Ateşoğlu’nun akrabalarının kolunda Zülfikar dövmesini görünce ailenin restoranda oturabilmeleri için iki yüz lira talep etti.

Bu tutumun nedeni Ateşoğlu’nun mekan sahibi F.G. ile görüşürken aralarında geçen diyaloglar sırasında ortaya çıktı.

200 TL talebinin nedenini soran Ateşoğlu’ya F.G “Sizin teşkilatınızı tanıyorum, size yer vermem” dedi. Bunun üzerine Ateşoğlu “Bizim teşkilatımız neymiş” diye sorunca şu yanıtla karşılaştı: “Siz Alevisiniz, size servis yapamam, yer de vermem.”

Mekan sahibinin adamları Ateşoğlu ve ailesinin üzerine yürümek istedi. Yaşanan gerginlik üzerine restorana jandarma geldi. Jandarma, buranın özel mülk olduğunu söyleyerek “Mekan sahibi isterse servis açmaz” dedi.

Jandarma sebebin ne olduğunu sorunca Ateşoğlu, Alevi oldukları için böyle bir tutumla karşılaştıklarını dile getirdi. Ateşoğlu, yaşananların ardından mekan sahibi F.G hakkında şikayetçi oldu.

Evrensel’e açıklama yapan Kemal Ateşoğlu, Türkiye’de hâlâ böyle tutumların olmasına anlam veremediğini söyledi. Bu işin arkasını bırakmayacağını dile getiren Ateşoğlu, Türkiye’deki yargı sürecinden bir sonuç alınamazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağını belirtti. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve AKP Sivas Milletvekili ve Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a durumu aktardığını söyleyen Ateşoğlu, “Gerekeni yapacaklarını söylediler, bekleyip göreceğiz” dedi.

KULLANILAN DİLİN YANSIMASI

Darende’de yaşananlara tepki gösteren Hubyar Sultan Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu, Alevilere yönelik bu tür olayların münferit olmaktan çıktığını söyledi. Kamu sektöründe ve özel sektörde Alevilere dönük ayrımcı söylemlerin arttığını dile getiren Kenanoğlu, bunun nedeninin ise ülkeyi yönetenlerin kullandığı dilden kaynaklandığını belirtti. Kenanoğlu, bu tip olayların yaşanmaması için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Ülkeyi yönetenler ayrımcı bir dil kullanmaktan vazgeçmeli ve bu tip ayrımcı söylemler ve uygulamalar cezalandırılmalı.”