13 Şubat’ta ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla gözaltına alınan Kürt siyasetçi ve yazar Mahmut Alınak, tutuklandı.

Kars Cumhuriyet Savcılığı Mahmut Alınak’ı tutuklama talebiyle Sulh Ceza Mahkemesine sevk etti

Sulh Ceza Mahkemesi Alınak’ı, TCK’nın 302. Maddesinde yer alan “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak” gerekçesiyle Mahmut Alınak’ı tutukladı.

Sağlık sorunları da olan Mahmut Alınak  ‘örgüt üyesi olduğu’ gerekçesiyle tutuklandı ve 10. kez cezaevine girdi.

Öte yandan, Mahmut Alınak’a Kars Adliyesi’nde cezaevine götürüleceği sırada polislerle arasında kelepçe gerilimi yaşandı.

Alınak’a kelepçe takmaya çalışan polislere itiraz eden Alınak’ın oğlu Av. Bişar Alınak ve polisler tartıştı.

Mahmut Alınak’ta kelepçe takılmasının yasal olmadığını ifade ederek kelepçe takmayı reddetti.

Alınak'a yöneltilen suçlamaların, dönemin Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç ve Bêkes kitabının gelirini Tunç'un ailesine bağışlaması, akrabaları ile yaptığı sohbetler, hükümete yönelik eleştirel yazıları, husumetli iki ailenin barışa aracılık teklifi ve Diyarbakır'da çöp taşıyıcıları ile birlikte çöp toplayarak kamuoyu nezdinde duyarlılık oluşturma yönündeki girişimleri tutuklamaya gerekçe yapıldığı öğrenildi.

“ONUR KAVGASI ÇOCUKLUĞUMDAN BERİ HEP BENİM BİR PARÇAM OLDU’

Mahmut Alınak gözaltının ikinci gününde avukat aracılığıyla gönderdiği mesajda  “Onur kavgası çocukluğumdan beri hep benim bir parçam oldu. Ben onur kavgasındayım. Benim gibi aydınların tutuklanması gerekiyor. Beni merak etmeyin” demişti. Aynı zamanda Alınak’ın oğlu olan Avukat Bişar Alınak, da şu açıklamayı yapmıştı: “Babamın sağlığı yerinde ve gayet moralli. Evimizde yapılan aramada 50’ye yakın polis, akrepler ve özel hareket timleri vardı. Sanki savaş operasyonu gibi bir uygulama yapıldı. Çağrılsa savcılığa gidecek olan bir kişiye bile bile yapılan bu uygulama kanundan doğan hakkın kötüye kullanılmasıdır. Zira gözaltı süresinin uzatılması da bu tezimizi doğrulayan bir durumdur. Bu sebeple gözaltına ilişkin itirazda bulunmadık. Yargının mengeneye alındığı günümüz hukuk sisteminde gözaltına yapacağımız itirazın beyhude olacağından eminiz. Kaldı ki talepte bulunmak bile hukuksuzluğu meşrulaştırmak anlamına gelecektir” dedi.

TCK 302. MADDE

“TCK 302. Madde, TCK’nın “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar” bölümünde “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak” başlığıyla düzenlenmiştir:

“Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya veya Devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya yönelik bir fiil işleyen kimse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.”

Madde metninde geçen “….yönelik bir fiil”, yani 765 sayılı TCK’da yer aldığı ve ceza hukuku doktrininde yerleşik olarak kullanıldığı şekliyle “matuf fiil”den kastedilen şey, ülke topraklarının tamamını veya bir kısmını devletin idaresinden ayırma, devletin bağımsızlığını azaltma, devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koyma amacına yönelik ve bu sonucu oluşturmaya “elverişli” icra hareketleridir.

TCK 302. maddede ifade edilen “matuf fiil” veya “…yönelik bir fiil” şu amaçları gerçekleştirmeyi hedeflemelidir:

Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak,

Devletin bağımsızlığını azaltmak,

Devletin birliğini bozmak,

Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmak.

TCK md. 302’deki suçun oluşabilmesi için, fiillerin yukarıda sayılan amaçlara veya amaca yönelik olması ve bu sonucu oluşturmaya “elverişli” olması gerekir. Elverişli ve vehamet arz eden eylemler TCK md. 302’de düzenlenen suça vücut verebilir.

Demokrat Haber/Kars