İSTANBUL- Mazlum-Der İstanbul Şubesi, dini inancı gereği vicdani reddini açıkladıktan sonra yargılanan ve hakkında hüküm verilen Muhammet Serdar Delice ile ilgili basın toplantısı düzenledi.

 

Muhammet Serdar Delice'nin de katılımıyla düzenlenen basın toplantısında, ilk olarak Mazlum-Der İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve Delice'nin avukatı Mahir Orak konuştu.

 

Mahir Orak, 2012'nin ilk çeyreğinde 17 askerin şüpheli şekilde yaşamını yitirdiğini belirtti. Zorunlu askerliğe direnen vicdani retçilere yapılan zulümlerin devam ettiğini söyleyen Orak, "Muhammet Serdar Delice davasında Malatya Askeri Mahkemesi kendisini 'İslam Müçtehidi' olarak görmüş, temel olarak 'vicdani ret hakkını' kabul etmiş fakat 'İslam'da vicdani ret yoktur' diyerek yeni bir oyalama metodu geliştirmiştir" dedi.

 

Av. Orak, Delice davasından sonra Isparta Askeri Mahkemesi'nin, er Barış Görmez'e vicdani ret hakkının tanınmış olmasının çelişkili olduğunu ifade etti.

 

'VİCDANİ RET HERKESİN HAKKIDIR'

Vicdani retçi Muhammet Serdar Delice de "Yehova Şahidi Barış Görmez'e vicdani ret hakkı tanınıp İslami inancı dolayısıyla vicdani rette bulunan ben ve benim gibi kişilere bu hakkın tanınmaması büyük bir çelişkidir" dedi. Delice, hangi inanca sahip olursa olsun vicdani reddin herkesin hakkı olduğunu söyledi.

 

'KİMSE MUHAMMET'İN SAMİMİYETİNİ SORGULAYAMAZ'

Barış İçin Vicdani Ret Platformu Sözcüsü Oğuz Sönmez ise AİHM'in vicdani reddi 'din ve vicdan özgürlüğü' kapsamına alarak Avrupa Konseyi üyesi tüm ülkelerin bu hakkı tanıma zorunluluğu olduğunu belirttiğini, AKP Hükümetinin ise konuyu hala gündeme almayarak uluslararası sözleşmelere uymadığını ve anayasanın 90. Maddesini çiğnediğini söyledi. Sönmez, "Vicdani ret bireyin dini, ahlaki ve pozitif nedenlerle askerliği reddetmesidir. Askeri Mahkeme Muhammet'in bu kararını inceleyip doğru bir şekilde değerlendirebilecek bir yer değildir. Avrupa ülkelerinde vicdani reddin yasalaşmasıyla her ne kadar böylesi uygulamalar ilk zamanlarda belli ölçülerde görülmüşse de sonrasında vazgeçilmiş, kişinin bu konudaki beyanı esas alınmıştır. Kimsenin Muhammet'in vicdanını yargılama, samimiyetini sorgulama hakkı olamaz. Umarız bu karar Askeri Yargıtay'dan döner" dedi. (etha)