Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) kampüsündeki kavaklık alanına 40 dönümlük arazi üzerine yapılmak istenen Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurduna karşı mücadele eden öğrencilerden 12’si hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü.

 Öğrenciler hakkında “kanuna aykırı şekilde düzenlenen toplantı ve gösteriye katılarak, yapılan uyarılara rağmen dağılmama” ve “kamu malına zarar vermek” iddiasıyla ceza isteniyor.

Ankara 46’ncı Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, avukatlar, öğrenciler ve ODTÜ mezunları hazır bulundu. Duruşma salonuna silahlarıyla girmek isteyen polisler avukatların itirazı üzerine dışarı çıkartıldı.

Kimlik tespitinin ardından başlanılan duruşma söz konusu suçlamalardan yargılanan ODTÜ’lü öğrenciler ve mezunlar söz aldı.

Öğrencilerden Fırat Çağlar Karabulut, yurdun yapılmak istenen alanın ODTÜ yönetimine ait olmadığını belirterek, başlatılan inşaatın hukuka aykırı olduğunu söyledi.

'ÖĞRENCİLERİN 10 KATI KADAR POLİS VARDI'

Ardından söz alan ODTÜ mezunu Haluk Ağabeyoğlu ise ODTÜ yönetiminin kanunlara aykırı olarak KYK ile protokol imzaladığını dile getirdi.

ODTÜ’de yurtların tamamının ODTÜ bileşenlerinin desteğiyle yapıldığını kaydeden Ağabeyoğlu, “KYK yurdunu ODTÜ’ye yapmak demek, ODTÜ’ye Truva atı yapmak demekti. Yurda gereksinim olduğunda biz ODTÜ’lüler zaten bunu yapardık. ODTÜ Mezunlar Derneği bunu teklif etti ama yönetim tarafından kabul edilmedi. Olay günü de bir toplantı ve gösteri durumu yok. Zaten ODTÜ yerleşkesi içindeydik. Üniversitemizi alanımızı korumak için oradaydık. Olay günü bizden 10 kat daha fazla polis alana girdi, orantısız bir güç kullanıldı. Yarım saatten daha fazla bir süre boyunca yerde sürüklenerek kavaklık arazisinin dışına çıkardılar. Bu sürüklenme sırasında darp edildik. Bizim yanımıza gelmeye çalışan arkadaşlarımıza da biber gazı sıktılar” dedi.

‘İŞKENCE’ KELİMESİNİ AĞIR BULUNDU

Bir başka öğrenci ise polisin müdahale sırasında kendilerine işkence yaptığını belirtti. Öğrencilerin “Polis bizi işkenceyle alandan çıkardı” sözüne mahkeme başkanı, "İşkence ağır olur ya" diyerek değiştirmek istedi. Ancak avukatların itirazı üzerine kayıtlara “işkence” olarak geçildi.

ODTÜ öğrencisi Batuhan Gözlügöl, kavaklık alanda çadırda kaldıkları süre boyunca defalarca ODTÜ yönetiminden birilerinin gelerek eylemi bitirmeleri için baskı yaptıklarını söyledi.

Gözlügöl, “Biz orada hukuka aykırı olan bir duruma karşı çıktı ama şimdi suçlu ilan ediliyoruz. Olay günü de Anayasal hakkımı kullandım. Ayrıca okulun iç hizmetlerinin verdiği bilgiye göre olay günü 5 bin polis vardı. 40 dönümlük arazinin tamamı yaylı çitlerle çevrilmişti ve bu alanın tamamı boşluk kalmayacak şekilde polisler konumlandırılmıştı. O çitlerle çevrilen alan bizim yaşam alanımızdı. Ben kavaklık alanın karşısındaki bir yurtta kalıyorum” diye belirtti. 

'BİR DAHA KONUŞURSAN SENİ DIŞARIYA ATARIM'

Gözlügöl’ün “yaşam alanımızdı” beyanını mahkeme başkanı kayda geçirmek istemedi. Bunun üzerine Avukat Şevin Kaya, itiraz etti.

Kaya, “Beyanların olduğu gibi kayda geçmesini istiyoruz. Bu tartışma konusu yapılamaz. Yaşam alanından bahsediyor, bunu lütfen kayda geçin” dedi.

Avukat Kaya’ya sert tepki veren mahkeme başkanı ise “Dur uzatma aaa, bir daha konuşursan seni dışarı atarım, böyle avukat mı olur” dedi. Kaya ise, “Davanın açılmasına biz sebebiyet vermedik. Tabi ki savunmamı yapacağım, beyanlara müdahale ediyorsunuz” sözleriyle tepki gösterdi.

Savunmasını sürdüren Gözlügöl, şöyle devam etti: “Olay günü insan hakları açısından aykırı olan biber gazi kullandılar. Böyle bir gaz kullanmalarına gerek yoktu. Bana gazdan iki damla gelmesine rağmen gün boyu tüm vücudum yandı ve gün boyu etkisi devam etti.”

‘İDDİANAME POLİS FEZLEKESİYLE AYNI’

Ardından söz alan avukatlar, dava iddianamesinin polis fezlekesiyle aynı olduğunu belirterek, şunları dile getirdi:

“Orası bir yaşam alanı, kamuya açık değil. Kamu güvendiğinin tehdidiyle de alakası yok. Kamuya açık olan alanlara dair suçlama söz konusu. Burada toplantı ve gösteri yürüyüşün kanununa aykırı bir durum yoktur. Buranın kamuoyuna açık olan bir alan olduğunu düşünsek bile ifade özgürlüğü Anayasal güvence altına alınmış bir haktır. Burada hukuka aykırı bir duruma karşı bir protesto söz konusu. Toplantı ve gösteri yürüyüşü için önceden izin almaya gerek yok. Ama bütün polis fezlekelerinde ‘önceden izin alınmamış, yasadışı bir eylem’ denilmektedir. Kendi yaşam alanlarını savunan öğrenciler var. İki kişi rant sağlayacak diye ortadan kaldırılmak istenen bir alan var.”

'BENİ ŞİKAYET EDECEKSENİZ EDİN'

Avukat Şevin Kaya, müvekkilinin sözlerinin kayda geçmemesine dair tepki göstererek, “Burada karşılıklı konuşmuyorum savunma yapıyorum. Tutanaklara eksik ifade geçtiğinde burada sessiz kalmamız mümkün değil” dedi. Kaya’yı tekrar konuşturmak istemeyen mahkeme başkanı, “Aramızdaki kişisel meseleyi büyütüyorsunuz. Beni şikâyet edecekseniz edin” dedi.

Kaya ise, “Burada savunma hakkı ihlal ediliyor” ifadelerini kullandı.

Kaya’nın sözlerinin bir kısmını kayda geçen mahkeme heyeti, ara kararını açıkladı.

Tanıkların bir sonraki celse dinlenmesine karar veren mahkeme heyeti, ODTÜ ile KYK arasında KYK yurduna dair imzalanan protokolü iptal kararı veren Ankara 11’inci İdari Mahkemesi’nden kararın istenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 25 Mayıs’a ertelendi.

Kaynak: Evrensel