Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüs önünde 25 Mart günü LGBTİ bayrakları taşıdıkları için gözaltına alınan ve haklarında dava açılan 12 kişinin ikinci duruşması bugün Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi 24'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Mahkeme, öğrencilerin beraat talebini reddederken yurt dışına çıkma yasağını kaldırarak duruşmayı 13 Ekim 2021 tarihine erteledi.

3 Haziran'da görülen ilk duruşmada, öğrencilerin adli kontrol kapsamında uygulanan imza atma zorunluluğu kaldırılmış, yurt dışına çıkış yasaklarının ise sürmesine karar verilmişti.

Yargılanan öğrencilerin avukatı Levent Pişkin, duruşmada söz alarak LGBTİ+ bayrağının yasak olmadığını vurguladı.

Pişkin ayrıca Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun BM Evrensel Periyodik İncelemesi sırasında Türkiye’de LGBTİ+'lara karşı hiçbir yasak ve baskı olmadığını ifade ettiğini de hatırlattı.

Yargılanan öğrencilerin hakkında beraat kararı verilmesi talebi mahkeme heyeti tarafından reddedilirken öğrencilerin yurt dışına çıkış yasağı kaldırıldı. Duruşma 13 Ekim 2021 tarihine ertelendi.

“GÖKKUŞAĞI YARGILANAMAZ”

Duruşma öncesi yapılan basın açıklamasında "Bugün, 29. Onur Yürüyüşü'ne yapılan hukuksuz ve insanlık dışı saldırının sadece bir gün sonrasında, LGBTİ+ların varoluşlarının yargılandığı usulsüz bir davada arkadaşlarımıza destek olmak için toplandık. LGBTİ+ fobisinin her alanda tezahür ettiği bu toplum ve devlet yapısının onur yürüyüşü'müze tahammülünün olmadığını görüyoruz ancak biz, dün de gösterdiğimiz üzere bu baskılardan korkmuyoruz, alışın, barışın, buradayız diyoruz” denildi.

Gökkuşağı bayrağı taşımayı suç göstermeye çalışan iktidarın LGBTİ+ düşmanlığını toplumun her katmanına yaymaya çalıştığı vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

Birçok kimlik ve yönelimin sembolü olan bu bayrağın kapsayıcılığından korkanlar, kendi dışlayıcı ve yalnızlaştırıcı politikalarının kurbanı olmaya mahkumdur. Bu yalnızlaştırıcı politikalarını direnişimizde de kullanmaya çalışan devlete en büyük cevabı yine Boğaziçi direnişi ‘LGBTİ+ hakları insan haklarıdır!’ diyerek vermiş ve bu hak mücadelesine omuz vermekten geri durmayacağını her eyleminde son sesiyle haykırmıştır. Bu direnişe emek veren arkadaşlarımızı korkutmak ve sindirmek amacıyla açılan bu davaları tanımadığımızı, hukukun tesisinin toplumsal mücadele ile olacağını söylüyoruz.”

Kayyum rektörün ilk icraatlarından birinin BÜLGBTİ+'yı, kapatmak olduğu belirtilen açıklamada; “Biz ise ‘Tüm kulüplerimiz BÜLGBTİ+’dır diyerek cevap verdik. Siz bizleri direnişimizden koparmaya çalıştıkça bizler daha sıkı kenetlendik ve merdivenleri, meydanları, sokakları renklerimizle boyadık. Onur Haftası da Boğaziçi direnişimiz de gösteriyor ki LGBTİ+lar asla yalnız değildir. Bizler varoluşumuza yapılan bu saldırıları, hukuksuz yargılamaları kabul etmiyoruz. Sokaklarda taşıdığımız bayrakları yasaklamanın amacının bizleri yasaklamak ve yok etmek olduğunun farkındayız. Tüm bu tahakküm çabalarına rağmen yine burada avazımız çıktığınca haykırıyoruz. Onur yürüyüşümüz durdurulamaz, LGBTİ+ hakları baskılanamaz ve gökkuşağı yargılanamaz" denildi.

Kaynak: Evrensel