KCK operasyonları kapsamında çok sayıda avukatın da gözaltına alınması Galatasaray Meydanı'nda hukukçular tarafından protesto edildi. Hukukçular yaşananların 1930’lu yılların Almanya’sına benzediğini iddia ettiler.

İstanbul ve Diyarbakır başta olmak üzere 16 ilde yürütülen KCK operasyonlarında en az 47 avukatın gözaltına alınması hukukçuların tepkisine neden oldu. İstanbul Barosu'ndan Galatasaray Meydanı'na yürüyen Çağdaş Hukukçular Derneği ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği üyesi yüzlerce avukat gözaltıları siyah bez taşıyarak protesto etti. AKP'nin dayattığı faşizme geçit vermeyeceklerini söyleyen avukatlar hep bir ağızdan "Bizi tutuklayarak yok edemezsiniz" diye haykırdı. Halkların Demokratik Kongresi üyelerinin de destek verdiği eylemde sık sık, "İşte faşizm,işte AKP", "Hepimiz Kürdüz, hepimiz KCK'lıyız", "Yaşasın halkların kardeşliği" sloganları atıldı.

Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen avukatlar adına bir konuşma yapan Ercan Kanar, son üç yıldır devam eden BDP'li siyasetçileri siyaset dışına atmak için yapılan tutuklamalar ve aydınlara, demokratlara saldırılardan sonra bugün de hukukçulara karşı AKP hükümetinin faşist bir darbe yaptığını söyledi.

AKP iktidarının yeni faşizan saldırısına karşı isyanları haykırmak için toplandıklarını belirten Kanar, "Bugün İstanbul'da 22 hukukçunun, insan haklarından yana dillerin, dinlerin, eşitliğinden yana, Kürtlerin haklarını savunan hukukçu meslektaşlarımız büroları yasalar çiğnenerek zorba yöntemlerle basılarak gözaltına alınmışlardır. Sadece İstanbul’da değil, Türkiye’nin bir çok şehrinde toplam 52 hukuk bürosu zorbaca aranmıştır" dedi.

Özel yetkili Ceza Mahkemelerin bugün, tutuklama ve gözaltı fabrikaları gibi çalıştığını belirten Kanar, "Onlara bu izni veren, bu emri veren zaten bağımsız ve tarafız olmayan bu yargının hukukun alfabesini de aslında ayaklar altına alınmasını sağlayan AKP hükümetinin kendisidir ve özellikle de başbakanıdır" şeklinde konuştu.

Özel Yetkili Mahkemelerin tek yetkili başsavcısının Tayyip Erdoğan olduğunu kaydeden Kanar, "Biz buradan haykırıyoruz bu haksız yasa dışı, hukuk dışı, insanlık dışı, gerekçesiz keyfi uygulamalara derhal son verilmeli, meslektaşlarımız serbest bırakılmalıdır" dedi.

Söz alan Türk Tabipler Birliği Başkanı Gencay Gürsoy da, yaşananları 1930 yıllarının Almanyasını hatırlattığını söyledi.

Kürt sorununa ilişkin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "iyi şeyler olacak" dediğini belirten Gürsoy, "İyi şeylerin ne olduğunu bugün yeri örneklerle yaşıyoruz. Artık hiçbirimizin güvencesi yok. Ülke Putin tipi gibi bir demokrasinin kıskacı altına girmiştir. Direnmekten başka yoktur. Bugün hukukçu arkadaşlarının başına gelen yarın hepimizin başına gelecektir. Mücadeleden yılmamak lazım ve mücadeleye devam etmek lazım" dedi.

Avukatlar adına hazırlanan ortak açıklamayı okuyan Sevinç Sarıkaya da gözaltına alınan avukatların Abdullah Öcalan'ın avukatları olduğunu belirterek, KCK operasyonlarının altında yatan gerçeğin ortaya çıktığını ve amacının Kürt siyasi hareketini susturmak olduğunu söyledi.

Sarıkaya, Kürt halkına yönelik saldırılara karşı çıkan aydın, sanatçı ve siyasetçilerin AKP terörüyle susturulmaya çalışıldığını iddia ederek, "Ancak bilinmelidir ki KCK adı altında yürütülen Kürt halkı ve siyasetçilerine yönelik saldırılar ne kadar genişlerse genişlesin; Kürt halkının binlerce avukatı, siyaset yapabilecek binlerce insanı vardır. Ev baskınlarıyla yıldıramaz; tutuklamalarla bitiremez, yok edemezsiniz. 15 yaşındaki çocuktan 70 yaşında ki anaya kadar herkes politiktir, haklarının bilincindedir. 20 milyon insanı tutuklamakla bitiremezsiniz" dedi.

Hukukçuların yaptığı protesto gösterisine, Eski Türk Tabipler Başkanı Gencay Gürsoy, sanatçı Ferhat Tunç gibi isimler ve birçok demokratik kitle örgütü de destek verdi.