Hükümetin son 1.5 yıldır sürdürdüğü politikaları Kürt dili için "kara bir yıl" olarak değerlendiren Diyarbakır'daki 5 örgüt, "Devlet 1990’ların bile gerisine gitti, yüzyıllık inkar ve asimilasyon politikaları şiddetlenerek devam ettiğinin göstergesidir" dedi.

Diyarbakır'da meslek ve insan hakları örgütleri, 21 Şubat Dünya Anadili Günü dolayısıyla Diyarbakır Barosu Adli Yardım Binasında basın toplantısı düzenledi. Diyarbakır Barosu, İHD, Tabip Odası, MAZLUM-DER Diyarbakır şubeleri ile TİVH Diyarbakır Temsilciliği yöneticilerinin katıldığı toplantıda, basın metninin Türkçesini Baro Başkanı Ahmet Özmen, Kürtçesini ise İHD Yöneticisi Avukat Hasan Yalçın okudu.

Dil Hakları Evrensel Bildirgesi'nde “bütün halkların eşit dil haklarına sahip olduğunu” hatırlatan Özmen, "Ancak gerek ülkelerin yasalarında gerekse de uygulamalarında dil haklarına riayet edilmediği ve birçok dilin bilinçli bir şekilde yok edildiği veya unutulmaya terk edildiği bilinmektedir" diye kaydetti.

Türkiye'de anadilde eğitim hakkı ve Kürtçenin kamu hizmetlerinde kullanımının verilen siyasi ve hukuki mücadeleler sonucunda kabul edildiğini vurgulayan Özmen, "Kürtçenin kamusal alanda kullanımı, önceki hükümetler ve 15 yıllık AK Parti hükümeti döneminde gerekli anayasal ve yasal güvencelere kavuşturulmamıştır. Geride bıraktığımız 2016 yılı, bu konuda özellikle kara bir yıl olarak tarihe geçmiştir. Çalışmak için başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin büyük metropollerine giden birçok emekçi, Kürtçe konuştukları gerekçesiyle linç edilmişlerdir" diye vurguladı.

Kürt dili üzerindeki baskılara değinen Özmen, bu çerçevede Aydın'da 5 lise öğrencisinin Kürtçe şarkı söylediği için gözaltına alındığı, Kürtçe eğitim veren ve 250 öğrencisi olan Diyarbakır’daki Ferzad Kemanger Okulu kapatılarak öğrencilerin anadilinde eğitim hakkından mahrum bırakıldığını, kayyum atanan belediyelere bağlı kreşlerinin kapatıldığını, bu kreşlerde uygulanan anadil temelli çok dilli evrensel bir eğitim modelinin yerine Türkçe tek dilli bir müfredat dayatıldığına dikkat çekti.

Kürtçe tiyatro yapan Diyarbakır Şehir Tiyatrosu’nun çalışanları işten çıkarıldığını, KHK'lerle Kürtçe yayın yapan radyo, televizyon, gazete, dergi ve haber, derneklerin ajanslarının tamamı kapatıldığını hatırlatan Özmen, Kürtçe yayın yapan basın kurumlarının onlarca çalışanın gözaltına alındığı ve birçoğunun tutuklandığını dile getirdi.

Birçok Kürt yazar, çalıştıkları kamu kurumlarında Kürtçe yazdığı için KHK ile ihraç edildiğini, birçoğunun tutuklandığını da sözlerine ekleyen Özmen, şöyle devam etti:

"Tüm bu gelişmeler, maalesef devletin 1990’ların bile gerisine gittiğini, yüzyıllık inkar ve asimilasyon politikalarının şiddetlenerek devam ettiğinin göstergesidir. Hukuk ve insan hakları örgütleri olarak hükümeti, 21 Şubat Dünya Anadil Günü ruhuna uygun davranmaya ve Dil Hakları Evrensel Bildirgesi’ni resmen tanıyarak gereğini yerine getirmesini talep etmekteyiz. Bir sonraki 21 Şubat Dünya Anadil Günü kutlanırken dillerimiz ile ilgili daha demokratik ve eşitlikçi bir coğrafyada yaşıyor olmayı umut ediyor, bu vesile ile başta Türkiye’deki tüm diller olmak üzere, ötekileştirilen ve dil hakları gasp edilmiş tüm dünya halklarının 21 Şubat Dünya Anadili Gününü kutluyoruz."