Sadece Kürecik'e değil hiçbir yere füze kalkanı sisteminin kurulmasını istemeyen yöre halkı, 'Başbakan çok istiyorsa kendi tepesine kursun kalkanı' diyor.

Malatya’nın küçük beldesi Kürecik’in adı kurulması planlanan füze kalkanı sistemiyle duyuldu. 1980 sonrası yoğun göç veren bölgede, ilk göze çarpan şey terk edilmişlik duygusu. 80 öncesi sol hareketin güçlü olduğu bölgede şimdi, göç, işsizlik en çok konuşulan konu. Gençlerin çoğu çalışmak için göç ettiğinden Kürecik’te yaşlı bir nüfus hâkim.

Son seçimde bölgede AKP’ye yüzde 67.9 oy çıkarken füze kalkanının kurulmasının planlandığı Kürecik’in Kepez köyünden yalnızca 5 oy çıkmış. Kürecikliler, füze savunma sisteminin bölge halkını bilgilendirmeden, “emrivakiyle” kendilerine dayatılmasına da tepki göstererek, “Bölgede kurulan bir taşocağı için bile ÇED raporu ve bölge halkının bilgilendirmesi toplantısı yapılırken böylesine büyük çaplı bir sistem kurulurken vatandaşlar bilgilendirmemiştir” diyor.

Başbakan kalkanı kendi tepesine kursun

Kepez köyü sakinlerinden 53 yaşındaki Hasan Yıldız, yıllardır kanser hastalığıyla mücadele ettiğini belirtti. Bölgede daha önce kurulu bulunan NATO Radar Üssü’nün yaydığı radyasyon nedeniyle bölgede birçok insanın kanser olduğunu anlatan Yıldız, “Benim akciğerimin dörtte üçü alındı. Şimdi Sayın Başbakan füze savunma sistemiyle ilgili övünerek konuşuyor. Çok istiyorsa kendi tepesine kursun. Başbakan zaman zaman konuştuğunda ‘Biz muz cumhuriyeti değiliz’ diyor. Muz cumhuriyeti olmasak, emperyalist çıkarlar için bizi bu kadar kullanmazlar” diye konuştu.

Sinan Cemgil efsanesi

68 kuşağının devrimci önderlerinden Sinan Cemgil ve 3 arkadaşı, 1971’de Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamını engellemek için bölgedeki NATO üssüne eylem yapmaya hazırlanırken Nurhak dağında öldürüldü. Yörede şimdi o günleri yaşaşan herkes Sinan Cemgil ve arkadaşlarını anıyor. 70’lerde Kürecik Kalkındırma ve Dayanışma Derneği Yöneticisi Hasan Hazar, “Radar üssüne o dönemde karşı çıkan devrimcilere destek veren bölge halkı bugün de karşı çıkmaktadır. Bu sistem geçmişte bölgede ekolojik dengeye zarar verirken radyasyon sonucu insanlarımız hastalıkla karşı karşıya kalmışlardır” dedi.

Muhalifiz diye bize kalkan

Kürecik halkının etnik, inançsal ve muhalif kimliğinin yanı sıra barıştan, emekten yana olması nedeniyle devletin tıpkı 12 Eylül’de olduğu gibi kendilerine baskı politikası uyguladığını anlatan Hazar, “Devlet yetkililerimizin de yüzde 50 oy aldık diye ülkemizin başına radarı kurmamalarını, İsrail’e kalkan olmamalarını ve halkımızla beraber olmalarını istiyoruz. Eğer bu ülkeyi seviyorsa Sayın Başbakan’dan da bize destek olmasını istiyoruz” diye konuştu. (Cumhuriyet)