İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri'nin çağrısı ile toplanan yüzlerce insan Cumhuriyet Meydanı'nda “Sivil darbeye karşı direneceğiz ve barışın, demokrasinin Türkiye’sini kuracağız” mesajı verdi.
 
“Komünist Başkan” olarak tanınan Ovacık Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu’nun da katıldığı eylemde çok sayıda siyasi parti temsilcisinin, sendikaların ve halkın katılımıyla basın açıklaması gerçekleştirildi.
 
“Susma, sustukça sıra sana gelecek" pankartı açılan eylemde "Özgür basın susturulamaz”,” Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Faşizme karşı omuz omuza" sloganları atıldı.


 
AKP DARBE GİRİŞİMİNİ FIRSATA ÇEVİRDİ
 
TMMOB İKK Temsilcisi Melih Yalçın tarafında yapılan ortak açıklamada şöyle denildi:
 
“Yıllardır hayalini kurduğu tek adama dayalı faşizan iktidarının inşası için darbe girişimini fırsata çeviren AKP, iktidarına biat etmeyen, demokrasi, barış ve özgürlük talep eden tüm kesimleri hedef alan saldırılarına her gün bir yenisini eklemektedir. Seçim yoluyla ele geçiremediği belediyeleri darbe hukukuyla gasp etme yolunu seçen siyasi iktidar, Kışanak ve Anlı’yı tutuklayarak Kürt sorununda demokratik, barışçıl çözüm seçeneğinden ne kadar uzak olduğunu göstermiştir. Yüz binlerce insanı temsil eden Kışanak ve Anlı ile birlikte esir alınan, tehdit edilen, ülkenin barış umududur."


 
“ESAS NEDENİ İKTİDAR YANLISI BİR YAYIN ÇİZGİSİNİN TERCİH EDİLMEMESİ”
 
OHAL'in fırsat bilindiğini savunan Yalçın şöyle devam etti:
 
"15 Temmuz’dan bu yana, darbeye karışan cemaatle ilgisi olsun ya da olmasın, onlarca televizyon, radyo, haber ajansı ve gazetenin yayınına son verildi. Bu basın-yayın organlarının kapatılmaları için sadece iktidara yakın olmamaları ya da Kürtçe çizgi film yayınlamaları yeterli görüldü. Bu yayınlara, 29 Ekim Cumartesi günü yayımlanan KHK ile 10 gazete, 3 dergi ve 2 haber ajansı daha eklendi. Son olarak 31 Ekim Pazartesi sabahı Cumhuriyet gazetesine yapılan baskınla birçok yazar ve çalışan gözaltına alındı.


 
Gazeteye yönelik suçlama iki ayrı örgütün propagandasını yapmak olsa da biliyoruz ki, cihatçılara silah taşıyan MİT TIR’larını ortaya çıkaran haberde olduğu gibi, esas baskın ve gözaltı nedeni iktidarın kirli işlerinin basın yoluyla kitlelere teşhiri ve iktidar yanlısı bir yayın çizgisinin tercih edilmemesidir.


 
Dün İMC TV’yi, Dicle Haber Ajansı’nı ve birçok muhalif haber kaynağını, bugün Cumhuriyet’i hedef alan bu saldırıların yarın yine emek ve demokrasiden yana bir çizgide gazetecilik yapanları hedef alması hiç de uzak bir olasılık değildir. Özelde basın özgürlüğüne, genel olarak ise tüm özgürlüklere yönelik bu saldırganlığa karşı bir arada durarak “geçit yok” demezsek, yarın saldırıların dozunun hangi aşamaya varacağını kestirmemiz bile imkânsızdır. "


 
Baskılar ve saldırılar hakkında konuşan Yalçın şu ifadelere değindi:
 
" OHAL sürecinde yaşananlar sadece baskı ve yasaklamalarla sınırlı kalmamakta, Milletvekili Bülent Tezcan’ın silahla vurularak yaralanmasında olduğu gibi muhalif siyasetçilere yönelen şiddetle de kaos ve gerilim atmosferine güç kazandırılmaktadır. Bu ve benzeri saldırıların ardından kimin olduğunu tahmin etmek güç değildir. "




 
(Haber ve Ftoğraflar: Berkcan Zengin / Demokrat Haber İzmir)