Kırşehir'de HDP protestostoları sırasında, 7-8 Eylül 2015 tarihinde Gül Kitabevi, HDP il binası ve Kürtlere ait işyerlerini kundaklayanların yargılandığı davada tutuklu sanık kalmadı.

Bütün davaların birleşmesinin ardından Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi’nde davanın 1’inci duruşması görüldü.

Duruşmaya tutuklu sanıklar Ramazan Akçakaya ve Ramazan Doğan ile bazı tutuksuz sanıklar, avukatları hazır bulunurken, kimi tutuksuz sanıklar ise duruşmaya katılmadı.

Tutuksuz sanıklardan Selçuk Kaya olay tarihindeki suçlamaları savunmasında şöyle kabul etti: “Olay tarihinde Diyarbakır Tatlı Salonu isimli iş yerinin camına sopa ile vurdum. Ben vurduğum da cam zaten kırıktı. Ben kırılmış cama vurdum. Yine HDP binasına da taş attım. HDP binasının camları ben taş attığımda zaten kırıktı.”

‘SAVCI GÖRÜNTÜLERİ İZLEMEDEN İDDİANAME HAZIRLAMIŞ’

Gül Kitapevi’nin sahibi Eşref Odabaşı’nın avukatı Abdullah Koç, sanıklar Ramazan Çukuryer, İsmail Kılıç, Yunus Sağır ve Selçuk Kaya hakkında Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan iddianamenin eksik olduğunu belirterek, “Olaya ilişkin görüntü kayıtları izlendikten sonra bu sanıklar hakkında adam öldürmeye teşebbüs, mala zarar verme, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlarından Cumhuriyet Savcılığına ihbarda bulunulmasını ve tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep ediyoruz” dedi.

Avukat Uğur Uğurelli de, bütün sanıkların asli failler olduğunu belirterek, tümünün tutuklanmasını talep etti.

Tutuklu sanık Ramazan Akçakaya savunmasında, “Herkes Gül Kitapevi’ne yöneldi. Taş attılar, bende taş attım. Önüme yanan çanta düştü. Bende o anki refleks ile çantayı uzaklaştırdım. İş yeri bu sırada yanıyordu. İşyeri sahibi işyerinde değildi. Ben kesinlikle çakmakla hiçbir yeri yakmadım. İş yerine girmedim. Başka hiçbir eyleme katılmadım. Şehitlerin üzüntüsünden bu şekilde davrandım. Müştekinin camını kırdığımdan camın değerini ödemeye hazırım” şeklinde ifade verdi.

Tutuklu sanık Ramazan Doğan ise savunmasında, suçlamaları kabul etmediğini ve tahliyesini talep etti.

Gül Kitapevi sahibi Eşref Odabaşı, sanıkların suçtan kurtulmak için savunma yaptıklarını belirterek, “Sanıklar ilk olarak HDP binasını taşladılar. Daha sonra Gül Kitapevi’ne yöneldiler. Görüntülerde her iki sanıkta olayın başında sonuna kadar olay içindedirler. Biz işyerinin içindeydik. Sanıklar bizim işyerinin içinde olduğumuzu bildikleri halde işyerini yaktılar” dedi.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların cezaevinde kalmaları halinde mağdur olma ihtimallerinin kuvvetli olduğundan mağduriyetlerinin önlemesi gerekçesiyle sanıklara adli kontrol tedbiri uygulayarak tahliyelerine karar verdi. Duruşma 12 Temmuz 2016 tarihine ertelendi.

Böylece 8 Eylül tarihinde içinde insanlar varken Kürtlere ait iş yerlerini ateşe veren Madımak olayının provasını yaparak, “öldürmeye” teşebbüs eden iki sanık 8,5 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılmış oldu.

(Kaynak: DİHA)