Manisa’nın Şehzadeler ilçesindeki bir lisede görev yaparken 672 Sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edilen A.U., OHAL Komisyonu’nun kararıyla görevine iade edildi. A.U., göreve iade edildikten sonra avukatı Nedim Değirmenci ile birlikte ihraç edildiği süreçten itibaren hak kayıplarını isteyerek mahkemeye başvurdu.

Gazete Duvar’dan Hacı Bişkin’in haberine göre, Manisa 1’nci İdare Mahkemesi, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan savunma istedi ancak bakanlık mahkemeye savunma vermedi.

Yerel mahkeme, A.U.’nun yaklaşık 3 yıl yoksun kaldığı maddi haklarının verilmesine karar verdi.

Davanın avukatı Nedim Değirmenci ise bu kararın emsal niteliği taşıdığını söyleyerek diğer illerden verilen birçok karardan farklı olduğunu ifade etti.

‘İHRAÇ EDİLMESEYDİ…’

Mahkeme, Anayasa’nın 125’nci maddesini işaret ederek, “İdare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür” hükmünü hatırlattı.

Mahkeme, davalı idare olan Manisa İl Müdürlüğü’nün vermediği haklara ilişkin ihraç edilen ve sonradan göreve iade edilen öğretmen için, “Fiilen çalışma olanağına sahip olmadığı gibi belirtilen işlemler dava konusu işlemler olmasa idi fiilen çalışma şartını yerine getireceği tartışmasızdır” dedi.

Mahkeme A.U.’nun mali haklarının ödenmesi gerektiğine ilişkin kararını şöyle açıkladı:

“Ek ders ücreti, nöbet ücreti ve öğretim yılına hazırlık ödeneğinin tamamının kesinti yapılmaksızın ödenmesi gerektiği açık.” Ayrıca mahkeme parasal hakların faiziyle birlikte ödenmesi gerektiğini kararlaştırdı.

Resmi Gazete’de 18 Ocak 2018 tarihinde yayımlanan Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin iade hükümlerinin yer aldığı 2’nci maddede şu ifadelere yer veriliyor:

“Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz.”

KARAR NEDEN ÖNEMLİ?

Eğitim Sen avukatı Nedim Değirmenci, Resmi Gazete’deki bu hükmün manevi tazminata ilişkin olduğunu söylüyor.

Değirmenci bu kararın göreve iade edilenlerin mali haklarıyla ilgili emsal niteliği taşıdığını söyleyerek bu kararın daha önce birçok ildeki mahkemelerde verilen karardan farklı olduğunu belirtiyor. Değirmenci karar hakkında şunları söyledi:

“Anayasa’nın 125’nci maddesi uyarınca idarenin kendi kusuruyla verdiği zararları tazmin yükümlülüğü var. Mahkeme, tazmin yükümlülüğü çerçevesinde toplu olarak bir değerlendirme yaptı. Örneğin bu konuda Çanakkale, İzmir veya çeşitli illerdeki mahkemelerinin kararları var. Diğer mahkemeler haftasonu kurs ücretleri, ek ders ücreti, performans ücreti gibi hakları iade etmedi. Diğer mahkemeler, ‘Öğretmen görev ve sorumluluklarını yerine getirmemiştir. Yerine getirmediğinden dolayı da bu hakların verilmesi gerekmez’ diyor. Oysa bu mahkeme kararında diyor ki, ‘Öğretmen görevinin başında olsaydı bunları yapacaktı.’ Bizim de demek istediğimiz bu. Karar bu bakımdan çok önemli.”

‘ÖZEL HÜKÜMLERDEN DOLAYI MANEVİ TAZMİNAT DAVASI AÇAMIYORUZ’

Değirmenci, Kanun Hükmünde Kararnamalerde özel hükümlerden dolayı manevi tazminat açamadıklarını söyledi.

Değirmenci son olarak şöyle devam etti:

“Mesela nedir tazminat? Tazminat isterken iki türlü para olur. Üzüntü ve sıkıntıdan dolayı manevi tazminat isteme bunlardan bir tanesi. Tazminata ilişkin KHK’da özel düzenlemeler olduğundan dolayı ona biz dava açmıyoruz. Sen bu adamı KHK ile görevden uzaklaştırdıysan, ondan sonra bu adama dönüp ‘ya pardon ben yanlış yapmışım’ dediysen bunun zararlarını karşılamak yükümlülüğündesin. Mahkeme öğretmeni sanki görevdeymiş gibi kabul etti. Bu karar bu açıdan aldığımız ilk örnek.”