Kâğıt fiyatlarının dövize bağlı olarak artması nedeniyle gazetelerin yanı sıra kitap ve dergiler de yeni çözüm arayışına girdi. Uzmanlar Türkiye'de kenevir ekim alanlarının artmasıyla daha dayanıklı ve uzun ömürlü kâğıt üretilebileceğini söyledi. 

Türkiye Kenevir Platformu Kurucu Üyesi Ercüment Degidiben, kenevirin birçok faydası olduğunu aktararak, “Kenevirden kâğıt üretilir ve çok da iyi olur. Gelecek 3-4 yıl içerisinde yerli kağıdımıza kavuşuruz. Ağaçtan yapılan kâğıt 100 sene dayanır kenevir kağıdı 10 bin sene dayanır” dedi.

Kenevirden yapılan kağıdın yüzeyinin biraz daha kaba olacağını söyleyen Degidiben, “Arap ülkelerindeki paraların birçoğu kenevir kağıdından basılır. Daha dayanıklıdır, az yıpranır. Nemi alıp atar, rutubet olmaz. Tahtada çürüme olur, sağlıklı değildir” diye konuştu.

Yerli tohuma ihtiyaç olduğunu vurgulayan Degidiben, “Kenevir çok marifetli bir bitki. 50 bin adet ürün yapılabilir. Yerli üretim, yerli tüketim ondan sonra ihracatı hedefliyoruz. Tohum sıkıntımız var, bu yıl Samsun ve Kastamonu’da 200 dönümde ekim yaptık ama gelecek yıl 2 ilden çıkıp 19 ile gitmeyi hedefliyoruz, talep de var. Kenevirden daha hesaplı kâğıt üretmek için 1 milyon dönümden daha fazla yere ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

Milattan 140 yıl önce ilk kağıdın kenevirden yapıldığını belirten Degidiben, “Kenevir lifinden selüloz hamuru yapılıyor, ardından silindir onu ince tabak haline getiriyor. Tarlalar mart ayında ekime hazırlanıyor ardından kenevir tohumu ekiliyor. Fakat bu tohum hint keneviri diye bilinen tohum değil. Esrar amaçlı kullanılan kenevir türleri bizim hedefimizde değil. Ekim yapıldıktan sonra 120 gün içinde çapası, sulaması yapılıyor” dedi.

Kenevir köklerinin derine kadar gittiğini ve  topraktaki suyu yukarı çektiğini söyleyen Degidiben, "O yüzden  toprağı nemlendiriyor, detoks ediyor. Ağır metalleri temizliyor. Kenevirden sonra aynı yere kış bitkisi buğday veya arpa etkiyorsanız ürüne destek verir yüzde 10 verimini artırır. Kenevir lifi kadar tahtasında kıymetli tuğla, sıva ve çimento, tekstil ürünleri yapılıyor” diye konuştu.

Kenevirinin lif uzunluğu daha düşük olduğu için 9 kez kağıda dönüştürülürken ağacın 4 kez dönüştürülebildiği vurgulayan Ercüment Degidiben, ”120 günde 4-5 kat daha fazla selüloz miktarı elde ediliyor. Büyüyken karbondioksiti yok edip oksijen üretiyor. Yerli üretimde çok daha ekonomik ama Türkiye’de 1 milyon dönüm kenevir ekilmesi gerekiyor. Yaşadığımız dünyayı daha sağlıklı bir hale getirebilir. Sağlık ve ekonomik açıdan yaşam zenginliğimizi artırıp bizi daha varlıklı yapabilir. Kenevir 120 günde bir ağaç 20 yılda yetişiyor” ifadelerini kullandı.

“Tarım ilacı istemiyor çünkü kenevirin var olan kokusunu  sinekler, böcekler, insanlar da sevmiyor” diyen Degidiben,  THC’si düşük olan kenevir türünü Türkiye genelinde ekip, tarıma destek vermeyi ve sanayi, ticaret boyutunu geliştirip, ilerletmeyi hedeflediklerini söyledi.

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Selim Aytaç da, kenevirin odunsu kısımlarından orta kalitede liflerinden ise üstün kalitede kâğıt üretilebileceğini belirtti.  Doç. Dr. Aytaç, “Geriye dönüşümü de mümkün olan kâğıt yapılır. Türkiye’de kenevirden kâğıt yapılması gerekiyor. Çünkü yurt dışına endeksli olduğumuz için döviz kurlarına göre kâğıt fiyatları da yükseliyor. Kenevir lifinden kağıdın yapılması daha basittir, çevreyi daha az kirletir, daha sağlamdır” dedi.

Kenevirin çevreyi koruduğunu dile getiren Doç. Dr. Aytaç, “Kimyasal ilaçları kullanmadan üretimi yapılabiliyor. Bol yapraklıdır, hızlı büyür karbondioksiti emer, oksijen üretir. 4 ayda 5 metre boyuna ulaşır. Keneviri ister yakın ister kullanın ürettiği oksijenden daha az oksijen tüketir” diye konuştu.

Endüstriyel kenevir çeşitlerinin esrar içermediğini aktaran Doç. Dr. Selim Aytaç,”2017 yılında Almanya’da üretim izni verilen 51 adet endüstriyel kenevir çeşidi var. Bizim ülkemizde endüstriyel kenevir çeşidi yok. Hatta şu anda Türkiye’de tescil edilmiş bir kenevir çeşidimiz bile yok. Halbuki bu topraklarda bizim bildiğimiz 400-500 yıldan beri, hatta yapılan kazılarda bulunan ve öğrenilen belki de binlerce yıldır kenevir tarımı yapılıyor. Bununla ilgili kenevir tescili yapmak için yaptığımız çalışmalar var. Onun dışında içinde esrar bulunmayan endüstriyel kenevir çeşitleri ortaya çıkarmak istiyoruz” dedi.