Ruken Adalı -ANF

 

İstanbul - 12 Eylül günlerinde Diyarbakır Cezaevi vahşetine tanık olan Gani Alkan, Kenan Gürsoy'un da gözaltında işkenceyle öldürülmesine tanık. 12 Eylül davasına müdahil olan Alkan, "Hem Kenan Gürsoy'un öldürülmesinin, hem de Diyarbakır Cezaevi'nin bütün işkencelerinin tanığıyız. Bu tanıklığımızı anlatmak istiyorum" dedi.

 

Diyarbakır 78'liler Dayanışma ve Araştırma Derneği'nin başkanlığını yapan Gani Alkan, 1980 yılının Kasım ayında "PKK Operasyonu" kapsamında 33 kişi ile birlikte gözaltına alınarak, Diyarbakır'daki Kolordu binasına götürüldü. Daha sonra polise teslim edildi. Gözaltında tutulduklarının 20'li günlerinde "Dev-Yol Operasyonu" kapsamında gözaltına alınanlar da polis merkezine götürüldü. Aralarında işkence ile öldürülen Kenan Gürsoy da bulunuyordu.

 

'BENİM HUKUKUMU KAYBETMEYİN, DEDİ'

Gürsoy'a yoğun olarak işkence yapıldığını anlatan Gani Alkan, o günlere ilişkin şunları söylüyor: "Gözlerimiz sürekli bağlıydı. Ancak Kenan Gürsoy'u sürekli işkenceye götürdüklerini seslerden, konuşmalardan anlıyorduk. Bir akşam yemek getirdiler. Yemek yerken göz bantlarımızı altından hafifçe açıyorduk. Yan tarafa baktım, yerde biri yatıyor. Göz göze geldik. Durumu çok kötüydü. Kenan Gürsoy'du. Bana, 'Benim hukukumu kaybetmeyin' dedi. Öldürülecekti. O gece yeniden işkenceye maruz kaldı. Kenan'ı aldılar, bir ara da beni işkenceye götürdüler. Sabaha doğru, polis ve askerlerin kendi aralarında 'Ölüyor' dediğini duyduk. Kenan o gün öldü."

 

POLİS DELİLLERİ ORTADAN KALDIRMAYA ÇALIŞTI

Kenan Gürsoy'un öldürülmesinin ardından polis, delilleri ortadan kaldırmak için bir tezgah kurmuş. Gani Alkan o tezgahı da şöyle anlatıyor: "Kenan Gürsoy'un öldürüldüğü sabah, dışarıdan polislerin, 'Kalorifer tamiratı yapılacak. Sizleri buradan çıkartacağız. Sonra da ifadeye gideceksiniz' şeklindeki konuşmalarını duyduk. Sonra bazı isimler okundu. Polis, 'Kenan Gürsoy' diye seslendi. Kalın sesli biri, 'Buradayım amirim' dedi. Polis, 'Gel oğlum, eşyalarını al, evine git, bir daha da seni buralarda görmeleyim' yanıtını verdi. O kişi Kenan değildi. Kenan'ın öldürüldüğünden emindik. Bu olaydan 4-5 gün sonra bir genci yanımıza getirdiler. Kenan'ın cenazesi nedeniyle alınmıştı."

 

Gani Alkan, 4 ayı bulan sorgulama sürecinin ardından mahkemeye çıkarılarak tutuklandı. Ancak, 34 kişi mahkemeye çıkarken, "Kenan Gürsoy'un öldürüldüğünü ifademize yazmazsanız, ifade vermeyeceğiz" kararı aldı. Ancak karara sadece Gani Alkan ve Sanayi Çelik uydu. Alkan bu durumu, "12 Eylül'ün bir psikolojisi vardı. İnsanlar korkuyordu. Bu nedenle sözünü tutmadı" sözleriyle açıklıyor.

 

ÖLÜMÜ İFADESİNE YAZDIRMAK İÇİN UĞRAŞTI

Gani Alkan, Kenan Gürsoy'un ölümüne ifadesinde yer verme ısrarını savcılıkta sürdürünce, yeniden polise teslim edildi: "Yeniden polise teslim edilince, delilleri ortadan kaldırmak için bizi de öldüreceklerini düşündük. Bunun üzerine gözaltındakilere, 'Kenan Gürsoy'un öldürülmesinin zapta geçirilmesini istediğim için ifadem alınmadı. Beni yeniden sorguya götürecekler. Eğer götürürlerse, Kenan gibi öldürmek isteyeceklerdir. Hepiniz bunun tanığısınız' dedim. Sanayi Çelik de aynı açıklamayı yaptı."

 

Ertesi gün bir araçla adliyeye çıkarılan Alkan ve Çelik, Gürsoy'un ölümünü kayda geçirdi. Ardından da tutuklandılar.

 

Gani Alkan, Gürsoy'un ölümünü bütün duruşmalar boyunca anlattığını belirterek, "Kenan Gürsoy'un ölümünün ardından davalar da açıldı. İfadelerimizi verdik. Akıbetini öğrenemedim" dedi.

 

'O VAHŞETİ ANLATMAK İSTİYORUZ'

Diyarbakır 78'liler Dayanışma ve Araştırma Derneği Başkanlığını yapan Gani Alkan, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen "12 Eylül Davası"na müdahil oldu. Kenan Gürsoy'un yanı sıra Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'nde yaşanan vahşeti davada anlatmak istediğini söyleyen Alkan, "Diyarbakır Cezaevi'nin bütün işkencelerinin tanığıyız. Diyarbakır Cezaevi, dünyada ve Türkiye'de hep işkencelerle tanındı. Özel bir uygulama vardı, Kürt olduğumuz için özel bir uygulama yapıldı. Yüzbaşı Esat Yıldıran, 'Sizi tahliye edeceğim ama siz buradan gitmek istemeyecekseniz' diyordu. Yani bizi kimliksiz bırakmak istiyorlardı. Bu davaya katılarak, bütün bu tanıklığımızı anlatmak istiyorum" dedi.