Diyarbakır’da 2017 yılı Newroz kutlamasına katılmak isterken polisin açtığı ateşle öldürülen Kemal Kurkut’un davasında 3 yıldır bir ilerleme sağlanamadı.

ABD’de polisin ırkçı bir vahşete imza atarak gözaltına alırken boğarak öldürdüğü George Floyd’un ardından üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un Diyarbakır’da öldürüldüğü ana ilişkin fotoğraflar da yeniden sosyal medyada paylaşılmaya başlandı.

Binlerce sosyal medya kullanıcısı Kurkut için adalet talep ederken ağabeyi Ercan Kurkut, ABD’deki vahşet görüntülerine bakınca kardeşini gördüğünü söyledi.

Duvar’dan Hacı Bişkin’in haberine göre Kukrut, “Kendimizi bizi yerimize koyun… Bu ölümler ne zaman son bulacak?” diye sordu.

ABD’de yaşanan ırkçı şiddetin ardından sosyal medyada, polis kurşunuyla katledilen Kemal Kurkut için adalet talep edildi.

Kurkut’un fotoğraflarının paylaşıldığı platformlardan “Irkçılığa son” mesajları paylaşıldı.

Kurkut’un ağabeyi Ercan Kurkut da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “3 yıldır mahkeme kapılarındayız. Mahkemelerde gördüğümüz işkencenin haddi hesabı yok. İçimiz acıyor. Kardeşimizin, oğlumuzun katili mahkeme heyeti ile aynı kapıdan gülümseyerek içeri giriyor. Biz şimdi bunlardan adalet mi bekleyelim? Şimdi kendinizi bizim yerimize koyun” dedi.

Kurkut, ABD’deki görüntüleri gördüğünde yaşadığı hisleri şöyle anlattı:

“Böyle zamanlarda insan zorlanıyor. Bu tarz ölümlerin hepsi bize Kemal’i hatırlatıyor. Dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın. Dünya üzerinde hiçbir canlı başka bir canlıya zulüm edemez. İnsanlar, ağaçlara, kuşlara, karıncalara bile zarar veremez. Bizim için çok zor bir süreç… Sosyal medyada bir fotoğraf gördüğümüzde bile canımız çok sıkılıyor. Bu tarif edilemeyen bir duygu. Devlet aklının artık değişmesi lazım. Bu sistemin değişmesi lazım.”

‘KEMAL’İN DİLİNE, İNANCINA İŞKENCE EDİYORLAR’

Kurkut şöyle devam etti:

“Aile olarak mücadele ediyoruz. Sivil toplum kuruluşları, barolar, milletvekillerimiz hep yanımızda yer aldı. ABD’deki vahşetten sonra kardeşim tekrar gündem oldu. Mahkemelerde yaşadıklarımız içler acısı. Katil ve mahkeme heyetinin aynı kapıdan gülümseyerek içeri girmesi, katilin pişkinliği… Öldürdükleri insanın annesi orada oturuyor. Bu pişkinliği nasıl yapabiliyorlar. Bu aynı zamanda devletin de pişkinliği. Bizim acılarımızı daha da katmerliyor. İşkence yapıyorlar bize. Kemal’in inancına, diline işkence yapıyorlar. Oradaki katil sadece bir piyon. Biz devletin işlediği suçun artık açığa çıkarılmasını istiyoruz. Bir polise eğitim verilmeli. İnsanlık eğitimi… Ceylanlar, Uğurlar, Roboskiler… Bu coğrafyanın her zerresinde bir acı var.”

Kurkut açılan davayla ilgili olarak da herhangi bir gelişme olmadığını söylerken, “Adalet beklemiyorum” deyip ekliyor:

“Katilin suçlanması önemli değil. Bu ırkçılık nasıl ortadan kaldırılacak? Sokakta ölümler ne zaman son bulacak. Kardeşimin katiline verecekleri cezayı çok önemsiyorum ama devlet kendi kendine ceza verir mi? Biz aile olarak bu davanın adil bir şekilde sonuçlanmayacağını biliyoruz. Adalet beklemiyorum.”

NE OLMUŞTU?

Diyarbakır’da 21 Mart 2017’deki Newroz kutlamasına katılmak isteyen üniversite öğrencisi Kemal Kurkut, kutlama alanının girişindeki kontrol noktasında polislerin açtığı ateş sonucu öldü. Kurkut’un öldürülmesiyle ilgili Diyarbakır Valiliği tarafından yapılan açıklamada, “Şahıs, etkinliğin yapılacağı yöne doğru koşmaya başlamıştır. Şahıs, güvenlik güçlerinin tüm uyarılarına rağmen elindeki bıçağı atmamış ve alana doğru koşmaya devam etmiştir. Söz konusu şahsın canlı bomba olma ihtimali değerlendirildiğinden ve alanda bulunan katılımcıların can güvenliği göz önünde bulundurulduğundan dolayı, arama noktasında görevli güvenlik güçlerince müdahale edilmiştir. Meydana gelen olay sonrasında yaralanan ve etkinlik alanına çağrılan ambulans ile hastaneye kaldırılan şüpheli şahıs, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmiştir” denildi.

FOTOĞRAFLAR OLMASAYDI…

Ancak kutlamayı takip etmek üzere alanda bulunan Gazeteci Abdurrahman Gök’ün, Kurkut’un vurulduğu ana ilişkin çektiği fotoğraf kareleri Valiliğin açıklamasını yalanlayıp soruşturmanın seyrini değiştirdi.

Fotoğraflar sonrası Kurkut’un ölümüne ilişkin iki polisin ifadesinin alınmasının ardından hazırlanan iddianame ile sanık polis Yakup Ş. hakkında 9 ay sonra “olası kastla öldürmekten” müebbet hapis istemiyle dava açıldı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının olay günü Newroz alanının protokol kapısında görevli 72 polis hakkında ‘görevi ihmal’, ‘suç delillerini karartma ve gizleme’ suçlamasıyla açmak istediği adli soruşturmaya ise Vali Hasan Basri Güzeoğlu ‘ihmal olmadığı’ gerekçesiyle izin vermedi.

3 yıldır devam eden yargılamada Kurkut ailesi avukatlarının tüm taleplerine rağmen sanık polis sanık Yakup Ş. hakkında tutuklama kararı çıkmadı. Yargılamada Adli Tıp Kurumu (ATK) ve Ulusal Kriminal Bürodan (UKB) gelen çelişkili raporlar nedeniyle davada henüz bir karar çıkmış değil.

RAPORLAR…

Kurkut’u “olası kastla öldürmekten” yargılanan sanık polis Yakup Ş. hakkında Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması, 14 Aralık 2017’de görüldü.

Cinayete ilişkin Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından hazırlanan ilk raporda, Kurkut’un yerden seken mermiyle yaşamını yitirdiği ve mermi çekirdeğinin gömlek nüvesinin balistik incelemeye uygun olmadığı belirtildi.

Kurkut ailesi avukatlarının rapora itiraz etmeleri üzerine mahkeme, bağımsız bir kurum olan Ulusal Kriminal Bürodan (UKB) rapor istedi.

UKB’den gelecek rapor beklenilirken davanın 20 Eylül 2018 tarihli duruşma öncesi, Kurkut’un vurulma anı öncesi ve sonrasına ait toplam 118 görüntü kaydı ve kayıtlarda geçen konuşmaları tek tek çözümleyen bilirkişi, hazırladığı raporu mahkemeye gönderdi.

Raporda, incelenen videoların sonucunda 13 el ateş edildiği, bunlardan sadece 6 atışın kameralara yansıdığı tespit edilerek Kurkut’un bedeninin sol tarafından vurulduğu ifade edildi.

Raporda yer alan bir başka önemli bilgi ise, Kurkut’un vurularak öldürülmek yerine sağ yakalanabilme imkanının olduğunun bir polis tarafından dile getirildiği görüntü oldu.

Olay yerindeki zırhlı bir araca ait 13 saniyelik bu görüntüde, özel bir video programı yardımıyla iki polisten birinin diğerine Kurkut’un vurulmasına ilişkin “Adamı vurmaya gerek yok ki” dediği anlaşıldı.

ÇELİŞKİLER…

UKB’den istenen ve 28 Şubat 2019 tarihli duruşmaya yetişen raporda ise, ATK’nin aksine sanık Yakup Ş.’nin doğrudan silahını doğrultarak ateş etmesiyle Kurkut’un geriye doğru sıçradığı, bu sıçramanın Kurkut’un vücuduna isabet eden mermiden kaynaklandığı vurgulandı. Mahkemenin eksik noktalara ilişkin görüş istediği UKB’nin 30 Mayıs 2019’tarihli duruşmaya gönderdiği ek raporda bu kez birinci raporunun aksine Kurkut’un doğrudan atış sonucu değil yerden seken mermi ile vurulduğu ileri sürüldü. Mahkemenin raporlar arasındaki çelişkiyi gidermesini istediği ATK Genel Kurulu ise, 7 ay sonra gönderdiği raporunda Kurkut’un ‘yerden seken mermiyle’ öldüğü şeklindeki ilk raporunu tekrarladı.

Kaynak: Duvar