Taraf gazetesinde Yıldıray Oğur bugün “Devlet ile PKK ateşkes ve geri çekilme konusunda anlaştı” diye yazarken, yine bugün avukatlar ve gazetecileri de kapsayan ve 16 ile yayılan yeni bir KCK operasyonu gerçekleştirildi.

 

Ve son olarak yine bugün KCK’den bir açıklama yapıldı.

 

KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, ‘’Süreç stratejik bir savaşa doğru tırmanıyor. Öcalan’ın avukatlarını hedefleme, Türk-Kürt birliğini dinamitlemektir. Bugün gerçekleşen saldırı düzeyi, artık kırmızı çizgi denilen, son sınırları zorlayan bir düzey kazanmış bulunmaktadır’’ dedi.

 

Bütün demokrasi çevreleri AKP’nin bu faşizan uygulamalarına süreci stratejik bir savaşa doğru sürükleyen saldırılarına karşı harekete geçmeye çağıran KCK ‘’Bu saatten sonra beklentiye girmek, ‘yeni bir süreç başlayacaktır’ diye kendini avutmak, ham hayalcilikten öte AKP’nin bu faşist uygulamalarına yol vermek olacağını iyi bilmek gerekiyor’’ dedi.

 

İşte o açıklamanın ana hatları:


"Başkan Apo’ya karşı ağırlaştırılmış tecrit ve psikolojik işkence uygulanmaktadır. Hiçbir ahlaki ve hukuki temele dayanmayan bu uygulama, şimdi daha üst boyutlara tırmandırılarak, savaşın derinleştirilmesi ve yaygınlaştırılmasıyla sonuç alınmak istenilmektedir.

Önderliğimize uygulanan tecrit ve psikolojik işkencenin sonuç vermemesiyle birlikte, AKP liderliği bu kez Önderliğe karşı savaşı kapsamlılaştırma kararını uygulamaya geçirmiş bulunmaktadır.

Bu sabah 16 ilde başlatılan ve merkezine Asrın Hukuk Bürosu ile Kürt Halk Önderliği’nin avukatlarını alan bu operasyon AKP’nin gerçek niyetini ortaya koymuştur. Dün Başbakan’ın ve ilgili diğer kurum ile Bakanların acilen toplanmış olmasının gerçek nedeni de bu şekilde anlaşılmıştır.


Kürdistan’da özgür duruşa sahip bütün siyasetçilerin, Önder Apo’yla görüşen bütün avukatların hedeflenmiş olmasının başka hiçbir izahı olamaz. AKP devleti, bu saldırılarla Önder Apo’dan, Özgürlük Hareketi’nden ve Kürt halkından ne kadar korktuğunu ve onları etkisizleştirmek için Kürt halkını teslim almak, güçsüz bırakmak için her şeyi yapacağını, hiçbir hukuk ve kuralı tanımayacağını bir kez daha pratiğinde göstermiştir. Açık ki, bu tutum savaşın tırmandırılmasından başka bir şey değildir.

Kürdistan’da en zorba faşist uygulamaların sahibi olan Başbakan Erdoğan, hiç utanmadan komşu devletlere çağrılar yapmakta, “halkınızın sesini dinleyin” diye naralar atmaktadır. Bu, ikiyüzlülüğün daniskası olan bir duruştan başka bir şey değildir.

Halkların birliğinden, ortak yaşamdan, barış ve demokrasiden yana olan Türkiyeli bütün demokrasi çevreleri AKP’nin bu faşizan uygulamalarına süreci stratejik bir savaşa doğru sürükleyen saldırılarına “dur” demek üzere harekete geçmelidir. Bilinmeli ki, Kürt halkıyla Türk halkının bir arada yaşamasının tek bileşkesi Önder Apo’dur. Önder Apo’ya yönelme, onun avukatlarını hedefleme, onun etkisini ortadan kaldırmaya çalışma, Türk-Kürt birliğini dinamitlemekten başka bir şey değildir. AKP’nin sürdürdüğü tüm saldırı operasyonları ile birlikte bugün gerçekleşen saldırı düzeyi, artık kırmızıçizgi denilen, son sınırları zorlayan bir düzey kazanmış bulunmaktadır. Bu açıdan demokrasiden ve barıştan tana olan tüm güçleri bu ırkçı, faşizan, stratejik bir savaşı tetikleyen AKP saldırıları karşısında sessiz kalmamaya çağırıyoruz.

Bu saatten sonra beklentiye girmek, “yeni bir süreç başlayacaktır” diye kendini avutmak, ham hayalcilikten öte AKP’nin bu faşist uygulamalarına yol vermek olacağını iyi bilmek gerekiyor."