KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, cezaevlerindeki süresiz dönüşümsüz açlık grevlerinin ölüm sınırına ulaşmasıyla ilgili yazılı açıklamada bulundu.

KCK’nin açıklamasından satır başları şöyle:

'ERDOĞAN SUÇLU OLMASINA RAĞMEN KARALAMA SİYASETİ YAPMIŞTIR'

“Son derece insani, haklı ve meşru taleplerle süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi başlatan zindan direnişçileri 63. gününü doldurarak ölüm sınırına dayanmıştır. Başbakan Erdoğan, eylemin başından 63. gününe kadar açlık grevi eylemcilerinin direniş ve taleplerine ilişkin her türlü gayri insani ve siyasi ahlaktan uzak tutumunu sürdürerek adeta ölümleri teşvik eder bir duruma girmiştir. Suçlu olmasına rağmen zindan direnişçilerini karalamaya, suçlamaya çalışarak ortamı germeyi esas alan bir siyaset üslubunu izlemiştir. Ancak halk ve kamuoyu vicdanı bu egemen ve sömürgeci zihniyet ve faşizm karşısında direniş bayrağını yükselterek insani değerlere, demokrasi ve özgürlük değerlerine sahip çıkmıştır."

"ERDOĞAN'IN 'ŞOV-ŞANTAJ' AÇIKLAMALARI ONUN VİCDANINI DA ORTAYA KOYUYOR"

Açıklamada, Başbakan Erdoğan’ın şov ve şantaj açıklamalarının, onun akıl, vicdan, ahlak ve siyasi anlayışını ortaya koyduğunu da gösterdiği belirtilirken,  "Her gün adım adım ölüme yaklaşmak nasıl bir şantaj olabilir? Faşistlerin lügatında bunun adı şantaj; halkların lügatında bunun adı direnmek, insanlık onurunu yaşamı pahasına korumaktır," denildi.

'İYİMSER BİR YAKLAŞIMIMIZ OLDU, ANCAK BUNA HAKARET VE TAHRİKLE KARŞILIK VERİLDİ'

Açıklama şöyle devam etti:

"Açlık grevi eylemcilerinin makul taleplerinin karşılanabileceği, hükümetin bu konuda adım atarak direnişin, ölümlere yol açmadan sonlandırılabileceği yönünde bir yaklaşım sahibi olduk. Sorunun çözülmesi konusunda hareketimizin ortamı yumuşatma çabalarına ve başta BDP olmak üzere tüm duyarlı kesimlerin, Türkiyeli aydın ve demokratların çabasına zerre kadar değer vermeyip gerçekten zindanlarda direnenlerin ölmesine, ağır sakatlanmasına kendisini yatırmıştır. Başbakan Erdoğan bizzat eylemin ilk gününden ve bugüne değin ağır hakaret ve tahriklerle ortamı germiş, çıkmazı dayatmıştır."

'DİRENİŞ HER YERDE TOPLUMSAL DÜZEYDE YÜKSELTİLMELİDİR'

"Karşımızda ölümlerden vicdanı sızlamayan ve siyasal kazanç elde etmek isteyen sadist bir Başbakan ve tek adamla yönetilen bir diktatörlük sistemi bulunmaktadır," ifadelerinin kullanıldığı yazılı açıklamada,  "Tek dil, tek millet ülküsü tek adam ülküsü olarak şimdi de Türk usulü Başkanlık sistemiyle yasal hale getirilmek istenmektedir," denildi.

Bundan sonra cezaevlerinde ve dışarıda yaşanacak ölümlerden ve olaylardan bizzat Başbakan Erdoğan’ın kendisinin sorumlu olacağının belirtildiği açıklamada devamla şu ifadelere yer verildi:

"AKP’nin bu zulüm siyasetine karşı özgürlük hareketimiz ve halkımız her biçimde direnecek ve gereken cevabı vermesini bilecektir. Kanla beslenen bu zulüm iktidarının halkımızın iradesi karşısında başarısız kalacağı kesindir.

"Tüm yapıcı girişimlerin, çağrıların sonuçsuz kaldığı ve tehlikeli bir hal alan bu gidişata dur demek için, tek yol direnmek ve mücadele etmek kalmıştır... Direniş her yerde toplumsal düzeyde yükseltilmelidir... Vicdan sahibi tüm insanları daha aktif devreye girmelidir." (anf)