Mardin’in Derik Belediyesi’ne kayyım olarak atanan İlçe Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk’ün 10 Kasım 2016 tarihinde makamında bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetmesine ilişkin ayrı bir soruşturma açıldığı ortaya çıktı. 2017/2209 esas numarası ile “gizli” yürütülen soruşturmanın dönemin emniyet amiri, koruma polisleri, Derik Emniyet Müdürlüğü’nde görevli kimi polisler ve devlet yetkilileri hakkında açıldığı ve halen devam ettiği öğrenildi.

Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma kapsamında, Safitürk’ün ölümüne ilişkin 14 kişiyle birlikte yargılandığı davada beraat eden ve sonrasında yeniden yargılanmasına karar verilen Tahsin Erdaş’ın tanık olarak ifadesi alındı. Erdaş’ın, ifadesinde hakkında soruşturma açılan kişilere ilişkin “cinayetin asıl failleri” tanımlaması yaptığı öğrenildi.

YAZI İŞLERİ ŞEFİNİN EL YAZISI ALINDI

Yine, Safitürk’ün öldürülmesine ilişkin açılan davada müebbet hapis ve 18 yıl hapis cezasına çarptırılan dönemin Yazı İşleri Şefi Şerif Mesutoğlu’dan soruşturma kapsamında el yazısı istendi. Mesutoğlu’na verilen cezanın gerekçeli kararında, el yazısı ile yazıldığı iddia edilen bir not kağıdı deliller arasında yer almıştı. Ancak, bir PKK operasyonunda ele geçirildiği belirtilen not kağıdının orijinalinin olmadığı, fotoğraf şeklinde olduğu ve kriminal incelemesinin de fotokopi üzerinden yapıldığı ortaya çıkmıştı.

Siverek T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mesutoğlu, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebiyle istenilen el yazısını gönderdi. Mesutoğlu, el yazısının kendisinden talep edilmesinin gerekçesini mahkemeden talep ettiğinde ise, el yazısının ‘sehven’ istendiği yanıtını aldı.

DAVA SÜRECİNDE NELER OLDU?

İçişleri Bakanlığı tarafından 11 Eylül 2016 tarihinde Mardin’in Derik Belediyesi’ne kayyım olarak atanan İlçe Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk, 10 Kasım 2016’da saat 12.07’de makamına konulan bombanın patlaması sonucu yaralandıktan sonra kaldırıldığı Gaziantep Ersin Arslan Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde bir gün sonra öldü. Saldırıda kaymakamlığın Yazı İşleri Şefi Şerif Mesutoğlu da yaralandı Saldırıyı PKK üstlendi. 71 kişi gözaltına alındı ve bunlardan 15’i tutuklandı.

Açılan dava geçen yıl karara bağlandı. Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, 14 kişi hakkında beraat kararı verilirken, dönemin Kaymakamlık Yazı İşleri Şefi Şerif Mesutoğlu hakkında ise, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 18 yıl hapis cezası verildi. Mesutoğlu, duruşma salonunda kendisini ataşe vermiş ve olaydan hafif yanıklarla kurtarılmıştı.

Dosya daha sonra Gaziantep İstinaf Mahkemesi’ne taşındı. Dosya hakkında verilen kararı bozan İstinaf Mahkemesi, haklarında “Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak”, “Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmek”, “Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs etmek” ve “Patlayıcı madde bulundurmak” suçlarından beraat kararı verilen Devran Aslan, Fikret Baği, Tahsin Erdaş, Vedat Erol, Nursel Eser, Zuhal Dalçin, Zinet Erdaş ve Mehmet Deniz’in yeniden yargılanmasına karar verdi. Mahkeme, Mesutoğlu hakkında verilen kararı da “hukuka uygun” şeklinde savundu.

‘OĞLUM KAYMAKAMI KURTARMAK İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPIYOR’

Mesutoğlu’nun babası Mesut Çelik ise kaymakamın öldürülmesi olayını şu sözlerle anlatmıştı: “Özel kalemde görevli oğlum, kaymakama yapılan saldırıda aynı odadaydı. Bomba patladığında 3 metre uzağında masada çalışıyordu. Bombanın patlamasıyla birlikte ikisi de yaralanıyor. Kaymakamın bulunduğu bölgede üzerine duvar düştüğü için kalkamıyor. Oğlum yaralı bir şekilde kaymakamı kurtarmaya çalışırken polis amiri buna ikinci bir bomba olabileceği gerekçesiyle izin vermiyor. Daha sonra kaymakam 18 dakika geç kalan ambulansla hastaneye kaldırılıyor. Hastaneye kaldırılırken doktorlar durumunun iyi olduğunu açıklıyor. Daha sonra acil bir şekilde Gaziantep Bölge Hastanesine kaldırılıyor ve orada yaşamını yitiriyor. Eğer kaymakamı oğlum öldürdüyse, 3 metre uzağında o da ölürdü ama oğlum kaymakamı kurtarmak için elinden geleni yapıyor. Bu süreçte patlamanın olduğu oda, savcı gelmeden tertemiz bir hale getiriliyor. Tüm bunlar iddia değil, gerçektir.

İstinaf Mahkemesi’nin verdiği kararla birlikte 8 kişi, 11 Temmuz tarihinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’nde yeniden yargılanmaya başlandı. Yargılamanın ikinci duruşması 21 Kasım’da görülecek.

KORUMA POLİSİ HAKKINDAKİ SUÇ DUYURUSU

Davanın en önemli tanığı olarak gösterilen Mehmet Ali Gezginci’nin engelli ve Türkçe bilmediği ortaya çıktı. Gezginci’nin, kendisine sorulan sorulara sadece Kürtçe “Evet – Hayır” şeklinde cevap verdiği anların görüntüleri kamuoyuna yansıdı. Mahkeme de, kararında Gezginci’nin tanıklığına itibar edilemeyeceğine yer verdi. Mahkeme, dosyanın tanıkları arasında gösterilen Kaymakam Safitürk’ün koruma polisi Mehmet Kahraman’ın da tanıklığında gerçekleri sakladığı telefon görüşme kayıtlarıyla tespit etti.

Koruma polisi Kahraman, sanıklardan Vedat Erol’un kendisini olay günü arayıp aramadığı sorusuna “Aramadı” şeklinde cevap verirken, telefon görüşme kayıtlarında Kahraman ile Erol arasında 30 saniyelik görüşmenin olduğu tespit edildi. Kahraman hakkında “yalan beyanda bulunmak ve delilleri gizlemek” suçlamasıyla yapılan suç duyurusu ise, Cumhuriyet Savcılığı tarafından aylardır işleme alınmadı.

SAFİTÜRK’ÜN AĞABEYİNDEN SUÇLAMA

Koruma polisi Kahraman’ın yalan beyanı nedeniyle Safitürk’ün ağabeyi Ali Haydar Safitürk, dosyaya müdahil oldu. Ağabey Safitürk, asıl faillerin ortaya çıkarılmadığını öne sürdü. Ali Haydar Safitürk şunları söyledi:

“Ağabeyim şehit olmadan üç ay önce eşini Konya’ya yerleştirme kararı aldı ve eşi Konya’ya gitmeden önce Sakarya’ya bize geldi. Dedi ki, ‘Oradan kesinlikle çıkış yok, öldürecekler, siyasi olarak ne yapabiliyorsanız yapın.’ Yine şehit olmadan sonra cuma günü bir kişi yanına gelmiş ve öldürüleceğini haber vermiş. Ama o kişi kim, hâlâ ortaya çıkartılmadı. Kim o kişi? Aslında herkes biliyor. Bir biz ve mahkeme heyeti bilmiyor. Mardin Milletvekili Ceyda Hanım’ın, ‘O PKK”lıyı yanından çıkar’ dediği kişi kim? (Ağabeyimin) Telefonu nerede, neden telefonu ortaya çıkartılmıyor? Olaydan sonra (ağabeyimin) koruma memuru Mehmet yanıma geldi ve ‘Senin ağabeyini emniyet müdürü öldürdü’ dedi. Biraz zaman geçtikten sonra tekrar yanıma geldi ve evimde bir gün kaldı. O zaman da, ‘Benim ifademi almıyorlar, bu işin üzerinde dur! Senin kardeşini emniyet müdürü öldürdü, kanı yerde kalıyor. dedi. Koruma polisi Mehmet, sürekli Tahsin (Erdaş/tutuklu sanık) ile beraberdi, eğer Tahsin suçlu ise Mehmet de suçludur. Mehmet de emniyet müdürü de burada olması gerekir.”

‘KAYIT DIŞI’ İFADE ALINDIĞI ORTAYA ÇIKTI

Yine, Safitürk’ün öldürülmesinin ardından gözaltına alınan ve daha sonra tanık olarak dosyaya eklenen Mehmet Ali Gezginci ile Devran Aslan hakkında 5 günlük avukat görüş yasağı devam etmesine rağmen ifadelerinin alındığı ortaya çıktı. Gezginci’nin ifadesine giren avukat M.B.’nin Mardin Barosu tarafından görevlendirilmediği ve ailesi tarafından tutulmadığı açığa çıktı.

Davada yargılanan Devran Aslan’ın savcılık ifadesinin görüntüleri de ortaya çıktı. Savcının, elinde kanlı peçeteyle ifade veren Aslan’a sık sık müdahale ettiği görüntülere yansıdı.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı