Derik Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk, 11 Eylül 2016’da Derik Belediyesi’ne kayyım olarak atandı.

Safitürk, 10 Kasım 2016’da makamına konulan bombanın patlaması sonucu vefat etti. Saldırıdan sonra 71 kişi gözaltına alındı, 15 kişi tutuklandı ve daha sonra serbest bırakıldılar.

Kaymakamlıkta Yazı İşleri Şefi olarak görev yapan Şerif Mesutoğlu, saldırın tek faili olarak yargılandı, iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 28 yıl hapis cezası aldı.

Şerif Mesutoğlu ilk günden itibaren saldırıyla ilgisinin olmadığını söyledi. Kurban olarak seçildiğini ileri sürdü ve SEGBİS ile katıldığı duruşmada kendisini yakarak hayatına son verme girişiminde bulundu. Adil yargılanmadığını ve sesinin duyulmadığını iddia ederek açlık grevi yaptı.

Kaymakamın ailesi davayı yakından takip etti. Mardin’de görülen duruşmalara Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım olarak atanan Mustafa Yaman’la birlikte katıldılar.

2 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VE 28 YIL HAPİS CEZASI 

Saime Ateş Mesutoğlu da saldırıdan sonra gözaltına alınmış, tutuklanıp 4 ay hapis yattıktan sonra serbest bırakılmıştı. Saldırıda yaralanan ve daha sonra gözaltına alınıp tutuklanan eşi Şerif Mesutoğlu onun kadar şanslı değildi.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Muhammet Fatih Safitürk’ün öldürülmesine ilişkin davada Şerif Mesutoğlu’na verilen 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 28 yıl hapis cezasını onadı.

İki çocuk annesi Saime Ateş Mesutoğlu, eşinin suçsuz olduğuna inanıyordu. “Gerçek katiller ortaya çıkıncaya kadar mücadele edeceğiz” diyerek duruşmalara katıldı.

Safitürk ailesi de oğullarının katillerinin bulunması için bütün duruşmalara katıldılar. İlk duruşmalarda Mardin Valisi Mustafa Yaman’la yan yana demeçler verdiler. Ancak süreç ilerledikçe ve saldırıda bazı karanlık noktalar olduğu iddiaları güçlenince cinayet sanıklarıyla ilgili söylemleri de değişmeye başladı. Kaymakamın ağabeyi Ali Haydar Safitürk, hem mahkemede hem de sosyal medyada Derik Emniyet Müdürü Mustafa Hakan Kutluay’la ilgili şüphelerini dile getirmeye başladı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A SESLENDİ

Ali Haydar Safitürk, Facebook hesabından yaptığı son açıklamada ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk'ün şehadeti merasim gününde size ve Büyük Türk Milletine ilan edildiği gibi bir PKK eylemi değildir” dedi.

Safitürk, “Vali Mustafa Yaman'ın talimatı ve zamanın emniyet amiri Mustafa Hakan Kutluay'ın organizesi ile yapılan bir kahpe olaydır” iddiasında bulundu.

Ali Haydar Safitürk, 25 Kasım’da yaptığı bir başka paylaşımda ise “Şehit Muhammet Fatih Safitürk'ün katilleri… O gün ilan edildiği gibi yazı işleri müdürü ve ekibi değildir. Onlar beraat ettiler. Mevcut tüm belge ve tanık ifadelerine göre zamanın valisi Mustafa Yaman ve emniyet amiri Mustafa Hakan Kutluay'dır…..”

"Tüm belgeler var olduğu halde bu dava zaman aşımıyla kapatılmaya çalışılmaktadır” iddiasında bulunan Safitürk, bu iki paylaşımın sonunda siyasi baskılarla cinayetin faili meçhul yapılmak istendiğini söyleyerek yine Erdoğan’a seslendi ve tehdit edildiğini belirtti: “Davayı kapatmam konusunda çok ağır baskılara maruz kaldığımı sizlere arz ediyorum..”

 ‘VALİ BÜTÜN DURUŞMALARA KATILDI’

Duvar’dan Vecdi Erbay’ın haberine göre, Safitürk ailesinin iddialarını değerlendiren Şerif Mesutoğlu’nun eşi Saime Ateş Mesutoğlu, olay günü yaşananlara da değinerek şunları söyledi:

“Vali hakkında çok şey bilmiyorum fakat böyle korkunç iddialar var ortada ve bu iddialar da kaymakamın ailesine ait, bu göz ardı edilmemeli. Vali istisnasız bütün duruşmalara katıldı ve bu şekilde mahkeme üzerinde bir baskı oluşturduğunu düşünüyorum. Mahkeme heyeti bağımsız hareket edemiyordu.

Emniyet müdürü ise olaydan hemen sonra olay yerini temizletti, bununla ilgili videolar var. Orayı temizleyenlerin ifadeleri var. Kaymakam yaralı iken alt kata indiriyorlar, ambulans beklerken Şerif ve orada bulunan kişiler olayın şoku ile dövünerek ağlarken emniyet müdürü dalga geçiyormuş, bunun da görgü tanıkları var. Kaymakam Derik Devlet Hastanesi’ne götürülüyor ve emniyet müdürü doktorların müdahale etmesini engelliyor, 'Size güvenmiyorum, hepiniz teröristsiniz' diyor ve bunun da görgü tanıkları var. Kaymakam oradan Kızıltepe’ye götürüldü.”

EMNİYET MÜDÜRÜ 3 YIL SONRA ORTAYA ÇIKTI

Mesutoğlu, “Bunlar Derik’te yaşananlar” diyor ve şöyle devam ediyor: “Bizim iddialarımız zaten hiç araştırılmadı. 3 yılın sonunda istinaf eşimin cezasını onayladı, beraat edenlerin de beraatını bozdu ve onlar için istinafta yeniden bir yargılama başladı. Safitürk ailesinin ısrarları üzerine yıllardır yeri tespit edilemeyen emniyet müdürü duruşmaya katıldı ve o duruşmada kaymakamlık girişindeki XR cihazının bozuk olduğunu söyledi, yalan beyanda bulundu. Fakat mahkeme bunu araştırma gereği duymadı.”

İKİ AİLE HİÇ BİR ARAYA GELMEDİ

Mesutoğlu, gerçek katillerin ortaya çıkmasını talep eden Safitürk ailesiyle hiç bir araya gelmediklerini belirterek, “Onlar canını kaybetti, çok büyük bir acı. Ben de eşimi kaybettim. Düşünün her gün olduğu gibi işe gidiyorsunuz, o iş yerinde bir patlama oluyor ve bütün hayatınız ondan sonra bitiyor. Aynı şey kaymakam için de geçerli. O olayda Şerif’in tek bir suçu var, o da patlamada ölmemiş olması. Bazen düşünüyorum, bu işi yapan caniler, Şerif ölseydi suçu kime atacaklardı diye. Bence Safitürk ailesiyle bir araya gelmememizin en büyük sebebi hiçbir araştırma yapılmadan ilk gün bizim terörist ilan edilmiş olmamızdır. İlk açıklamayı da dönemin Mardin Valisi yaptı.

AYM CEZAYI BOZMALI

Kaymakamın ailesi üç gün önce bir açıklama yaptı:

'Bu olayı PKK yapmadı, yazı işleri müdürü ve ekibi de yapmadı, onlar berat etti' diyor. Fakat gerçek olan bir şey var, ekip derken kaymakamlıkta çalışanlardan bahsediyor, Şerif de kaymakamlık çalışanı, o ekibin bir parçası ve Şerif, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı. Bundan neden hiç bahsedilmiyor? Ben ailenin bu konuda tehdit aldığını düşünüyorum ki tehdit aldıklarını da dile getiriyorlar. Fakat ‘Şerif neden cezaevinde?’ diye soran yok. Dosyayı ayırdılar, hiç kimse Şerif’ten bahsetmiyor. Fakat şöyle bir gerçek var, bu davada bir insana suçsuz yere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. AYM Şerif’in cezasını bir an önce bozmalı.”

Safitürk ailesi oğullarının katilinin peşinde. Saime Ateş Mesutoğlu ise eşinin suçsuzluğunu ispat etme derdinde. İki aile de gerçek katillerin ortaya çıkmasını ve yargılanmasını talep ediyor.