Kayıp yakınları, 2015 yılının ilk eyleminde devletin cezasızlık politikasını protesto etti; kaybedenlerin cezalandırılmasını, kayıplarla ilgili her türlü bilginin kamuoyuna açıklanmasını istedi.

Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları, yılın ilk eylemini bugün gerçekleştirdi. 510'uncu kez Galatasaray'da bir araya gelen Cumartesi Anneleri, devletin cezasızlık politikasının son bulmasını istedi.

Bugünkü eyleme, 9 Ocak 2013'de Paris'te suikast sonucu katledilen Leyla Şaylamez'in annesi Şifa Şaylemez ile HDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı.

"AKP, DEVLET GELENEĞİNİ SÜRDÜRDÜ; YENİ KATLİAMLARA İMZA ATTI"

Eylemde ilk olarak söz alan Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak, AKP hükümetinin de 20 yıldır dile getirdikleri adalet talebini karşılamadığını belirtti, "Aksine devlet geleneğini sürdürdü, yeni katliamlara imza attı. Roboskî, Soma, Ermenek ve 6-7 Ekim günlerinde öldürülen insanlar bu katliamlara örnek" dedi.

Kayıp Abdullah Canan'ın oğlu Tayyip Canan da, 'çözüm süreci'nin kalıcı barış ile sonlandırılmasını ve Hakikat Komisyonu'nun kurulmasını istedi.

Kayıp Cemil Kırbayır'ın avukatı Yaşar Kaya, dava dosyası hakkında bilgi verdi. Kaya, "Bilirkişi inceleme yaptı ve 3-4'ü kattan gözü bağlı bir kişinin atlayarak, jandarmaların arasında kaçamayacağını belirtti. Bu yöndeki bir raporun dava dosyasına girmesini, önümüzdeki günlerde davanın açılmasını bekliyoruz" dedi.

HDP'Lİ AKSOY: İNSANLIK SUÇUNDA ZAMAN AŞIMI OLMAZ

HDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, daha önce yaşanan katliamları hatırlattı, "AKP de aynı geleneği sürdürdü" diye konuştu. "İnsanlık suçunda zaman aşımı olamaz" diyen Aksoy, gözaltında kayıpların insanlık suçu kapsamına alınarak zaman aşımının uygulanmaması için mücadele edeceklerini belirtti.

CHP'Lİ TANRIKULU: HAKİM VE SAVCILARA UTANÇ SABIKASI VERELİM

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da kayıp olaylarında hakim ve savcıların sorumluluğunu hatırlattı, "Bu alanda onlara da bir utanç sabıkası verelim" dedi.

Konuşmaların ardından İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu adına açıklamayı, kayıp Hayrettin Eren'in ablası İkbal Eren yaptı.

Sadece kayıp değil, 1990'larda insanlığa karşı işlenen binlerce dosyanın üzerinin kapatılmak istendiğine dikkat çeken Eren, "Oysa insanlığa karşı suçlarda zaman aşımının uygulanmayacağı kuralı, uluslararası bir hukuk normudur ve Türk devleti bu kurula uymakla yükümlüdür" dedi.

'DEVLET CEZASIZLIK POLİTİKASINA SON VERİLMELİ'

İkbal Eren, şu taleplerde bulundu:

"Ağır insan hakkı ihlallerinin bir daha yaşanmaması, adaletin ve barışın tesis edilmesi için, insanlığa karşı işlenmiş suçlarda etkin soruşturma yapılmasını önündeki tüm engeller kaldırılmalı, cezasızlığı besleyen zaman aşımı son bulmalı.

Gözaltında kayıp ve faili meçhul bırakılmış cinayetler, TCK'da 'insanlığa karşı suçlar' başlığı altında düzenlenmeli, bu suçların yargılanmasında devlet sırrı ve zaman aşımı savunmasına yer verilmemesini sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Mevcut yasalardaki cezasızlığı besleyen düzenlemeler iptal edilmelidir.

Gözaltında kayıplara dair soruşturma dosyaları yeniden açılmalı ve etkili soruşturma yapılmasının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

İnsanlığa karşı işlenen suçlara dair devlet sırrı olarak saklanan belgeler ve bilgiler kamuoyuna açıklanmalıdır.

Kaybedilen kişilerin ailelerine 'gerçeği öğrenme' hakkı tanıyan BM'nin 'Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme' derhal imzalanmalı ve yürürlüğe konulmalı."

Açıklamanın ardından eylem sona erdi.

Kaynak: ANF