Kars'ta TÜİK'i basarak 6 kişiyi öldürdükten sonra intihar eden kurum çalışanı Sosyolog Veysi Erim'in 29 Ocak 2014 tarihinde Kars Cumhuriyet Başsavcılığı'na kurumda etnik kökeninden kaynaklı baskılara maruz kaldığına ilişkin suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı.

BES'te geçen yıl yaptığı açıklamada, kurumda çalışanlar arasında ayrımcılık ve mobbing uygulandığını duyurmuştu.

Kars'ta Atatürk Caddesi üzerinde bulunan Türkiye İstatistik Kurumu'nu (TÜİK) mesainin başlamasıyla birlikte basan kurumun Sosyologu Veysi Erim, kurum çalışanı 6 kişiyi öldürdükten sonra intihar etti. Olayın ardından açıklama yapan Kars Valiliği, "Veysi Erim, TUİK Bölge Müdürlüğü'nde Sosyolog kadrosunda çalışan memur olup, psikolojik sorunları ile ilgili tedavi görmekteydi. Bu vahim olayın herhangi bir siyasi ve terör olayı ile ilgisi olmayıp, psikolojik tedavi gören Veysi Erim'in cinnet halinde olayı gerçekleştirdiği değerlendirilmektedir" ifadesinde bulundu.

Gazeteport'ta yer alan habere göre, Veysi Erim'in, TÜİK'de çalıştığı bir buçuk yıl süresince etnik kimliğinden kaynaklı baskı, ötekileştirilme, ayrımcı uygulamalara maruz kaldığına ilişkin Kars Cumhuriyet Başsavcılığı'na 29 Ocak 2014 tarihinde suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı. Erim, savcılığa yaptığı suç duyurusunda, TÜİK'in Kars Bölge Müdürlüğü'nde çalışmaya başladığı tarihten bu yana etnik kökeninden dolayı şahsına yönelik ayrımcı ve baskıcı uygulamalar yapıldığını, iş yerinde zorluklar yaşadığını, bölge müdürü Mehmet Tolon'un kurum içinde şahsını ötekileştirmek ve yalnızlaştırmak için diğer kurum personellerine baskı yaptığını, İnsan Hakları Daire Başkanlığı'na bu durumu sözlü olarak aktardığını, ancak herhangi bir şeyin değişmediğini, kendisine yönelik psikolojik baskıyı her geçen gün daha da arttırarak uygulayan bölge müdürünün tavrı nedeniyle sosyolog kadrosu boş olan TUİK Diyarbakır Bölge Müdürlüğü emrine verilmesini talep ettiği öğrenildi.

'ETNİK KÖKENİMDEN KAYNAKLI BASKIYA MARUZ KALIYORUM'

Yine suç duyurusunda Erim, göreve başladığı günden itibaren etnik kökeninden ve Diyarbakırlı olmasından kaynaklı sürekli olarak bölge müdürünün baskısına maruz kaldığı, bu baskı kapsamında ilk geldiği zaman iki ay süre ile odasından çıkmasına dahi izin verilmediği, ayrıca bölge müdürünün diğer mesai arkadaşlarını kendisini kastederek, "Bunu yalnız bırakın kimse konuşmasın, belli bir süre sonra psikolojik olarak çökecektir" dediğini, bazen yanına başka şahısları gönderdiği ve kendisini uyardığını ifade ediyor.

SAVCI KURUM ÇALIŞANLARINI DİNLEDİ


Savcılık tarafından Erim'in suç duyurusu üzerine TUİK Bölge Müdürü Mehmet Tolon ve kurumda çalışan diğer kişilerle görüşürken, müştekilerin verdikleri ifadelerde, Erim'in kendilerine iftira ettiğini ve beyanlarının asılsız olduğunu ileri sürdükleri öğrenildi.

Kars Başsavcılığı Erim'in iftira suçu işlediği sonucuna varmış. Savcılık tarafından yapılan inceleme, araştırmalar sonucunda Erim'in iddialarının gerçeği yansıtmadığı, iftira niteliğinde olduğu ve bundan kaynaklı şüpheli Veysi Erim'in "iftira suçu" işlediği sonucuna varıldığı belirtildi.

TÜİK BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ'NE DİLEKÇE İLE BİLDİRİMDE BULUNMUŞ


Yine Erim'in 23 Ocak 2014 tarihinde Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı Kars Bölge Müdürlüğü'ne yazdığı dilekçesinde,"Kuruma atamam yapıldıktan 2 hafta sonra şube müdürü Ekrem Demirel tarafından bana yönelik PKK'li, BDP'li olduğunu ileri sürülerek tehdit edildim. İşe başladığım günden itibaren 2 ay boyunca işyerindeki odamdan çıkmama izin verilmediği gibi, kurumda 'Buna bey demeyin, psikolojisi bozulur gider' şeklinde diğer çalışanlara baskı yapıldı. Sözlü sataşmalarla kalmayıp bir süre sonra Cuma nöbetlerinde namaz kılmadığım gerekçesi ile Cuma namazına gitmeyen 4 personel sürekli benle nöbete bırakıldı. Sosyolog olmama rağmen kurumda çalışan 4-C'li geçici personelin emri altında çalıştırılıp yaptığım işlerde geçici personele kontrol ettiriliyordum. Unvanım sosyolog olmasına rağmen işyeri görev onaylarında anketör olarak yazılmaktayım. Yine göreve başladığım gün bölge müdürü Mehmet Tolon tarafından 'Ben bölgeye bayan sosyolog istiyordum. Gele gele Allah'ın göbekli Diyarbakırlısı geldi' şeklinde her toplantıda çalışanların içerisinde onur kırıcı, aşağılayıcı sözler sarf edildi" ifadelerinde bulunmuş.