Cumartesi Anneleri, bu hafta 12 Eylül kayıplarının sorumlularının yargılanmasını istedi. Eylemde, Nurettin Yedigöl'ün gözaltında işkence gördüğüne tanık olanlar konuştu.

İSTANBUL- Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemlerinde, 12 Eylül döneminin kayıplarından olan Nurettin Yediğöl'ün dosyasını açıkladı ve faillerin yargılanmasını istedi.

ANNELERİN MÜCADELESİ İLE SONUÇ ALINDI

Eylemde ilk olarak, Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nun gözaltında öldürüldüğünü kabul ettiği Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır konuştu. Kırbayır, 30 yıldır kardeşini bulmak için mücadele ettiklerini ve yetkililerin tüm başvurularına "Cemil Kırbayır firar etti" diye yanıt verdiğini hatırlattı.

Cumartesi Anneleri'nin 1990'lı yıllardan itibaren bu meydanda mücadele ettiğini ifade eden Kırbayır, annelerin mücadelesi sonuncunda meclisin konuya el attığını ve ilk olarak kardeşi ile ilgili gerçeği açıkladıklarını söyledi. Mikail Kırbayır, bütün kayıpların bulunması için mücadele edeceklerini ifade etti.

'SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ'

Nurettin Yedigöl'ün kardeşi Muzaffer Yedigöl, gözyaşları içinde konuşma yaptı. 30 yıldır kardeşini aradıklarını belirten Yedigöl, "Biz öldüğünü biliyoruz, ama mezarını arıyoruz" dedi. Cumartesi Annelerine teşekkür eden Yedigöl, "Sözün bittiği yerdeyiz" dedi.

KAFASINA AÇILAN DELİKTEN ELEKTRİK VERİLDİ

Eylemde ayrıca, Nurettin Yedigöl ile birlikte gözaltına alınanlar, tanıklıklarını anlattı. Tanık Ümit Efe, aynı günlerde kendisinin de gözaltına alındığını ve Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü'nde tutulduğunu söyledi. Efe, "Nurettin ayağa kalkamayacak durumdaydı. Kaburgaları kırık, kafasında açılan delikten kendisine elektrik veriliyordu" dedi.

Tanıklardan Battal Uygun ise Yedigöl'ün öldürülmeden çok kısa süre önce kendilerine gösterildiğini belirtti. Uygun, "Biz sekiz kişiydik bize gösterdiler ve 'konuşmazsanız sonunuz onun gibi olur' şeklinde tehditler savurdular" dedi.

BABASININ ONU BULMAYA ÖMRÜ YETMEDİ

Maside Ocak, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplar Komisyonu adına Nurettin Yedigöl'ün dosyasını açıkladı.

Nurettin Yedigöl'ün 12 Nisan 1981'de İdealtepe'de gözaltına alındığını hatırlatan Ocak, "Emniyet Müdürlüğü 1. Şube'de derilerinin yüzülmesi, kafasına çakılan çividen elektrik verilmesi dahil en ağır işkencelere maruz bırakıldı" dedi.

Baba İsmail Yedigöl'ün başta Kenan Evren olmak üzere devletin tüm ilgili birimlerine başvurduğunu ancak her yerden "gözaltına alınmamıştır" cevabı aldığını belirten Ocak, İsmail Yedigöl'ün ömrünün oğlunu bulmaya yetmediğini, annesinin ise 30 yıldır oğlunu aradığını söyledi.

12 Eylül askeri darbe döneminde görev başında olanların kayıplardan sorumlu olduklarını belirten Maside Ocak, hayatta kalanların yargılanmasını, hayatta olmayanların ise insanlık suçlusu ilan edilmesini istedi.

Ocak, ayrıca, o zamanki tanıkların anlatımlarını aktardı.

Harun Kartal: İşkencenin dördüncü gününde, Nurettin'in durumu oldukça ağırlaşmıştı. Daha sonra Şube Müdürü olduğunu öğrendiğim Tayyar Sever, Nurettin'i kontrole geldi. Nurettin'in yaralı bereli halini görünce sorgulamayı yürüten sorgu timini bizlerin yanında azarladı. 'Bu işi bu kadar aleni yapmayın, bizim öldürdüğümüz adamlarda iz kalmamalı, bu işi öğrenemediniz' diye bağırdı. Daha sonra onu alıp götürdüler. Daha sonra benim sorgumda, beni ölümle tehdit edip 'konuş, yoksa senin de sonun Nurettin gibi olur. İşte gözlerinizle gördünüz, O'nu öldürdük, bizden kimse hesap soramaz' dedi."

ONUN ELBİSELERE İHTİYACI YOK DEDİLER

Aslan Şener Yıldırım: Sorgudan elbisesiz gelmiştim. Elbiselerimi istediğimde 'al bunları giy' diye Nurettin'in elbiselerini verdiler. Ben 'Onlar Nurettin'in elbiseleri' dediğimde, 'artık O'nun elbiseye ihtiyacı yok, size miras bıraktı' diye cevap verdiler."

Maside Ocak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 12 Eylül askeri darbesi soruşturmasını yürütmek için Savcı Murat Demir'i görevlendirdiğini de hatırlatarak, "Savcı Demir'den adaletli, etkin, evrensel hukuka uygun bir soruşturma yürütmesini bekliyoruz" dedi.

Eyleme gazeteci Banu Güven ve sanatçı Pınar Sağ da katıldı.

ETHA