CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu Suruç’ta, sınır hattındaki Boydê köyünde gerçek mermiyle başından vurularak öldürülen Kader Ortakaya’yı Başbakan Ahmet Davutoğlu’na sordu.

Tanrıkulu soru dilekçesinde IŞİD üyelerinin sınırdan ellerini kollarını sallayarak geçtiklerinin kameralara yansıdığını hatırlatarak “Tamamen sivil ve barış yanlısı gösterilere yönelik bu tutum IŞİD’in desteklenmesinden başka bir anlam içermemektedir. Zira sınırdaki barış gösterilerden bir tek AKP hükümeti ve emrindeki kolluk güçleriyle IŞİD rahatsızdır” dedi.

HEDEF Mİ ALINDI?

Tanrıkulu, Davutoğlu’na yazılı olarak yanıtlanmak üzere şu soruları yöneltti:

Ortakaya’nın öldürülmeden bir gün önce bir televizyon kanalının yayınına çıktığı ve burada barış konusunda bir röportaj verdiği ifade edilmektedir. Ortakaya ertesi gün özellikle hedef mi alınmıştır?

Sınırdaki barışçıl gösterilere neden tahammül gösterilmemektedir?

Ortakaya, Türkiye değil Suriye topraklarında vurularak öldürülmüştür. TSK’nın, sınırın Suriye tarafında gerçekleşen bir gösteriye müdahale hakkı hangi durumlarda söz konusu olabilmektedir?

Suriye topraklarında gerçekleşen bir sivil gösteri, Türkiye’nin “kamu güvenliğini” tehdit ettiği için mi genç bir kadın öldürülmüş ve gösteriye müdahale edilmiştir?

Suriye topraklarında gerçekleştirilen barışçıl bir gösteride bir genç kadın öldürülürken, yine aynı bölgede IŞİD üyelerinin ellerine ağır silahlarla dolaşabiliyor olmasının açıklaması nedir?

Suruç-Kobani sınırında gerçekleştirilen gösterilere, IŞİD rahatsız olduğu için mi müdahale edilmektedir?

SORUŞTURMA AÇILDI MI?


Ortakaya’nın öldürülmesiyle ilgili herhangi bir soruşturma açılmış mıdır? Açılmışsa, Ortakaya’yı infaz eden asker hakkında nasıl bir işlem yapılacaktır? Ateş emri veren komutan hakkında da herhangi bir işlem yapılacak mıdır?

Sınırdaki sivil, barışçıl gösterilere karşı sınırdaki birliklere “vur emri” verilmiş midir? Verilmişse, bu emir kim tarafından, ne zaman ve hangi gerekçeyle verilmiştir?

Suriye-Kobani sınırında son bir yılda en az yirmi kişinin öldüğü bilinmektedir. Sınırdaki infazlara devam edilecek midir?