Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen, Zirve Yayınevi'ndeki cinayetlere ilişkin ek iddianamede, emekli Orgeneral Tolon'un Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği görevini yürüttüğü 1993 yılında, TSK içerisinde TUSHAD isimli gizli bir yapılanmayı, Ergenekon terör örgütünün talimatları doğrultusunda, bu örgüte bağlı kurarak faaliyete geçirdiğinin belirlendiği iddia edildi.

 

Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı İsmail Aksoy'un hazırladığı 761 sayfalık 19 sanıklı iddianamede, emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un görev yaptığı yerlere ilişkin bilgilere yer verildi.

 

Tolon'la ilgili elde edilen deliller, "çelişkili savunmaları" ve dosya kapsamının bir arada değerlendirildiği iddianamede, şunlar savunuldu:

 

"Şüphelinin Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği görevini yürüttüğü 1993 yılında TSK içerisinde Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi (TUSHAD) isimli gizli bir yapılanmayı, Ergenekon terör örgütünün talimatları doğrultusunda bu örgüte bağlı kurarak faaliyete geçirdiği, bu birimin Ergenekon terör örgütü tarafından TSK içerisinde gizli bir şekilde kurulmuş olmasından dolayı Genelkurmay Başkanlığı'nın bu birimden haberinin olmadığı, bu yapılanmada diğer bir Ergenekon terör örgütü sanığı Levent Ersöz'e eğitmen olarak görev verdiği, bu birimin başında görev yaptığı...

 

JİTEM'in ise 1990'lı yılların başında özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde faaliyetlerde bulunmak üzere Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde Jandarma İstihbarat personeli arasından seçilmiş kişilerden oluşan operasyonel bir birim olduğu, TUSHAD'ın JİTEM ile koordinasyon halinde çalıştığı, JİTEM'in ismi her ne kadar istihbarat olarak geçse de, istihbarat yerine daha çok infaz yaptığı, idari açıdan Jandarma Genel Komutanlığı'na, operasyonun yürütülmesi ve talimatın alınması bakımından şüphelinin kurduğu TUSHAD'a bağlı olduğu...

 

Şüphelinin TUSHAD içerisinde çeşitli departmanlar oluşturduğu, bu departmanlardan birisinin de misyonerlik olduğu, TUSHAD'ın devamlılığını ve gizliliğini sağlamak için daha sonra 1995, 1999 ve 2004 yıllarında 3 kez revize ettiği belirlenmiştir."

 

-BAZI SANIKLARA İLİŞKİN İDDİALAR-

İddianamede sanık olarak yer alan emekli Orgeneral Hurşit Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger ve Binbaşı Haydar Yeşil dışındaki 16 sanığa ilişkin suçlamalara da yer verilen iddianamede, sanıklar Hüseyin Yelki ve Varol Bülent Aral için "Ergenekon terör örgütü sanıklarından olan Ahmet Hurşit Tolon tarafından 1993 yılında TSK içerisinde Ergenekon terör örgütünce gizli bir şekilde kurularak faaliyete geçirilen TUSHAD isimli yapılanmada, Ergenekon terör örgütü adına TUSHAD 3. Bölge Malatya ili hücre yapılanması üyesi olduğu, bu hücre yapılanması içerisinde bizzat Mehmet Ülger'in talimatlarıyla hareket ettiği, bu talimatlar doğrultusunda bu hücre yapılanması tarafından Tolon'un talimatıyla 18 Nisan 2007 tarihinde Malatya ilinde meydana gelen ve Necati Aydın, Uğur Yüksel, Tilmann Geske'nin öldürülmeleriyle sonuçlanan, kamuoyunda Zirve Yayınevi cinayeti olarak bilinen eylemin planlanması ve işlenmesinde azmettirici olarak aktif görev aldığı belirlenmiştir" ifadeleri kullanıldı.

 

Sanıklar Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir ve Hamit Çeker'in de Zirve Yayınevi cinayeti eyleminin asli failleri olarak aktif görev aldıklarının belirlendiği ileri sürüldü.

 

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen, Zirve Yayınevi'ndeki cinayetlere ilişkin ek iddianamede, "Örgütün nihai amacının, sürekli iç çatışma, kaos, komşu ülkeleri ile düşman, dünyaya kapalı, Avrupa Birliği ve insan haklarına karşı, ekonomik kriz, iç etnik çatışmalar ve naylon terör örgütleri ile uğraşan ve ekonomik yönden zayıf bir devlet imajı oluşturmaya çalışmak olduğu anlaşılmıştır" iddialarına yer verildi.

 

Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı İsmail Aksoy'un hazırladığı 761 sayfalık 19 sanıklı ek iddianamede, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger'in Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği ifadeler de yer aldı.

 

Ülger'in "Malatya Jandarma İstihbarat'ın Zirve Yayınevi cinayetiyle ilgili herhangi bir duyumu yoktu. Bu nedenle bilgi paylaşımı olmadı" ve "Zirve Yayınevi'yle ilgili herhangi bir çalışmam olmadı" ifadelerini kullandığı belirtilen iddianamede, "Telefon dinlemelerinden, belirtilen tarihlerde Malatya İl Jandarma Komutanlığı'nın en üst sorumlusu olarak görev yapan Ülger'in, Zirve Yayınevi'yle ilgili bir çalışmasının ve haberinin olmadığına ilişkin beyanlarının gerçeklikle herhangi bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmıştır" denildi.

 

İddianamede, "Binbaşı Haydar Yeşil'in Malatya İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'ndeki odasında yapılan aramada, misyonerlik faaliyetlerinin yoğun bir şekilde takip altına alındığını gösteren birçok resmi yazışma, doküman ve belge elde edildiği, bahse konu belge ve dokümanlar arasında Zirve Cinayeti davasıyla ilgili Malatya yerel gazetelerinde çıkan haberlerin fotokopilerinin olduğu, Zirve Yayınevi cinayeti sonrasında da gelişmelerin yakından izlenerek raporlar hazırlandığı ve misyonerlik faaliyetleriyle ilgili çalışmaların devam ettiği tespit edilmiştir" ifadelerine yer verildi.

 

-ÖRGÜTÜN NİHAİ AMACI-

İddianamede yapılan değerlendirmede, "Örgütün nihai amacının, sürekli iç çatışma, kaos, komşu ülkeleri ile düşman, dünyaya kapalı, Avrupa Birliği ve insan haklarına karşı, ekonomik kriz, iç etnik çatışmalar ve naylon terör örgütleri ile uğraşan ve ekonomik yönden zayıf bir devlet imajı oluşturmaya çalışmak, devlet otoritesini içte ve dışta zafiyete uğratarak, ülkeyi yönetilemez hale getirmek; bu şekilde ülkeyi daha rahat yönetip, yönlendirebileceği siyasal iktidarlar oluşturup, örgütün belirlediği gizli amaç ve prensiplerin dışına çıkan tüm siyasal iktidarları değişik yöntemlerle kontrol altına almak, bu başarılamadığı taktirde ise yasama ve yürütme organlarını, 'suikast, dezenformasyon, hukuk dışı müdahalelere (darbe) uygun ortam hazırlama, halkı isyana, kanun ve kurallara uymamaya teşvik' gibi mubah gördükleri her türlü illegal yöntemlerle devirip, kendi ideolojik amaçları doğrultusunda devlet yönetimini ele geçirmek olduğu anlaşılmıştır" denildi.