156 ülkeden 175 milyon işçiyi temsil eden ve Türkiye'den DİSK ile KESK'in üyesi olduğu Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), TMMOB'un yetkilerini elinden alan yasa ile emek ve meslek örgütleri temsilcilerinin gözaltına alınarak evlerini basılmasına ilişkin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir mektup gönderdi.

ITUC Genel Sekreteri Sharan Burrow, Başbakan'a gönderdiği mektupta, "ITUC üyesi 2 konfederasyon ve çeşitli meslek örgütlerinden oluşan Taksim Dayanışma Platformu'na yönelik bitmek bilmeyen baskı uygulamalarını şiddetle kınıyoruz. Bahsi geçen üyelerimiz DİSK ve KESK'tir, meslek örgütlerinin arasında ise hekim, mühendis ve mimar örgütleri vardır" dedi.

TMMOB'A GEZİ MİSİLLEMESİ

Burrow, şöyle devam etti: "Baskı öyle bir aşamaya geldi ki, hükümet 9 Temmuz gece yarısı meclisi özel bir oturuma çağırarak birkaç saatte, meslek örgütlerinin üzerindeki Bakanlık denetimini arttıracak, gelirlerini kısacak ve ilgili kamu projelerini inceleme ve onaylama imkanlarını ortadan kaldıracak bir yasal düzenleme geçirdi. Bu açıkça iktidardaki partiniz, AK Parti tarafından, ülkenizi birkaç haftadır sallayan kitlesel halk protestolarını destekleyen bir dizi meslek örgütüne, özellikle de Gezi Parkı eylemlerine desteğini göstermek için Taksim Dayanışma Platformuna katılan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne yönelik meclis çoğunluğunuzu kullanarak yaptığınız bir misillemedir.

Sizin politikalarınızı sorgulayan herkesten intikam alma kararlılığında olan polis, DİSK Genel Sekreteri Arzu Atabek Çerkezoğlu'nun evini aradı. Bunun için zorunlu olan arama emri sonradan gösterildi, eve kapı kırılarak zorla girildi, Sayın Çerkezoğlu'nun ve eşinin, bir bilgisayar dahil olmak üzere kişisel eşyalarına el konuldu, Tabip Odası sözcüsü olan eşi gözaltına alındı."

'ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNÜ HİÇE SAYIYORSUNUZ'

İstanbul Valisi'nin Gezi Parkı'nın halka açmasının ardından Taksim Dayanışması delegasyonunun da içinde yer aldığı çok sayıda kişinin gözaltına alındığını da hatırlatan Burrow, Başbakan Erdoğan'a şöyle seslendi: "Ülkenizdeki gösteriler başladığından bu yana, hükümetiniz göstericilere yönelik aşırı güç kullandı ve bu durum ülkenizin yurtdışındaki imajına çok ciddi zarar verdi. İstatistikler durumu ortaya koyuyor; 4000'den fazla kişi gözaltına alındı, 134 kişi tutuklandı ve 60'ı ciddi olmak üzere 7832 kişi yaralandı (polisin aşırı gaz kullanması sonucu, bu kişilerden 11'i gözlerini kaybetti.) Ve 3'ü işçi 5 kişi hayatını kaybetti. Tüm bunlar kendisini demokrasi olarak niteleyen bir ülke için kabul edilemez korkunç rakamlardır. Ülkeniz tarafından imzalanmış olan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)'nun 87 sayılı sözleşmesinden doğan örgütlenme özgürlüğünü hiçe sayan uygulamalardır.

Giderek artan bir kaygıyla ITUC, hükümetinizin tüm muhalefeti susturmak için baskı uyguladığını ve iktidarı suistimal ettiğini gözlemlemektedir. Dün olduğu gibi bugün de adli süreçler kullanılarak sendikaların susturulmaya çalışılmasını protesto ediyoruz. Şimdi bunlara AKP'nin meclis çoğunluğunu suistimal etmesi ile halk muhalefetini bastırmak için acımasız polis gücünün kullanımı da eklendi. Hükümetinizi, sorun olarak gördüğü her şeyle bu şekilde mücadele etmeyi sonlandırmaya, 8 Temmuz Pazartesi günü gözaltına alınanlar hakkındaki suçlamaların düşürülmesini sağlamaya ve yukarıda bahsedilen yasa ile gelirlerinden ve en temel yetkilerinden arındırılmış olan meslek örgütlerine bunların geri iade edilmesi ve garanti altına alınmasına acil ve kararlı bir şekilde çağırıyoruz." (ETHA)