İsveç Dışişleri Bakanlığı, 5 Temmuz'da Büyükada'daki seminere düzenlenen polis baskınında gözaltına alınan ve bu sabaha karşı çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmalarına karar verilen aktivistler ile ilgili açıklamada bulundu.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jessica Garpvall, İsveç vatandaşı  Ali Gharavi'nin tutuklanmasından dolayı endişeli olduklarını belirtti.

"İstanbul'daki Başkonsolosluğumuz, Ankara'daki Büyükelçiliğimiz ve Stockholm'daki Dışişleri Bakanlığı bu konuyla ilgili çalışıyor" diyen Garpvall, Gharavi ile görüşmek istediklerini belirtti.

Garpvall, aktivistlerin duruşmasına İsveçli diplomatların katılmasına izin verilmediğini sözlerine ekledi.

Büyükada'da 5 Temmuz'da bir seminere düzenlenen polis baskınında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Yönetim Kurulu üyesi Veli Acı, Yurttaşlık Derneği'nden Nalan Erkem ve Özlem Dalkıran, Kadın Koalisyonu'ndan İlknur Üstün, İnsan Hakları Gündemi Derneği'nden Günal Kurşun, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği'nden Nejat Taştan ve eski Mazlumder'den aktivist  Şeyhmus Özbekli'nin yanı sıra yabancı eğitmenler Peter Steudtner ve Ali Gharavi de gözaltına alınmıştı.

Mahkemeye çıkarılan 10 aktivistten altısı tutuklanmıştı.

Gharavi'nin eşi Laressa Dickey, İsveç gazetesi Dagens Nyheter'e, davanın "siyasi amaçlı açılmış gibi göründüğünü" ve "en çok da bu durumdan kaygı duyduklarını" söyledi.

Fotomuhabir ve kameraman olarak da çalışan Alman vatandaşı Steudtner, hayat arkadaşı Magdalena Freudenschuss ve küçük yaştaki iki çocuğuyla Berlin'de yaşıyordu. Freudenschuss, Spiegel dergisine verdiği demeçte Peter Steudtner'in anlaşmazlıkların barışçı ve şiddet içermeyen bir şekilde çözümü için çalıştığına dikkat çekerek, "bir darbe planladığına yönelik suçlamaların tamamen saçma olduğunu" söyledi. Freudenschuss, "Peter ve diğer insan hakları aktivistlerinin ne zaman serbest bırakılacaklarını bilmemek bizi hem korkutuyor, hem de öfkelendiriyor" demişti.

GARDNER: ARTIK GÜVENDE DEĞİLİZ

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, dpa'ya yaptığı açıklamada, aktivistlerin "üye olmamakla birlikte terör örgütüne destek vermek" ile suçlandıklarını söyledi.

Gardner, "Bugün insan haklarını savunmanın Türkiye'de bir suç haline geldiğini öğrenmiş olduk... Bu karardan sonra, Uluslararası Af Örgütü ya da başka bir dernek, Türkiye'de insan haklarını savunan kimse bu ülkede güvende değildir" dedi.

(Kaynak:Deutsche Welle Türkçe)