CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Hakkı Savunanlar Platformu temsilcileri 2019 yılında bir araya gelerek İSMEK’lerde Kürtçe kursların açılmasını gündeme getirmişti. Ekrem İmamoğlu belediye başkanlığını kazandıktan sonra 2019 yılının aralık ayında toplam 155 kişilik kontenjanla Kürtçe kurslar A-1 seviyesi başvuruya açıldı. İstanbul’un iki yakasında açılan Kürtçe kurslara yoğun ilgi oldu.

‘KÜRTÇE KONUŞMA ORANI YÜZDE 10’A DÜŞTÜ’

Ferhat Yaşar'ın Gazete Duvar'da yer alan haberine göre kursiyerlerden Emrah Yıldız Kürtçenin konuşma oranın giderek düştüğüne dikkat çekiyor. Yıldız Kürt partilere ve STK’lere çağrıda bulunarak kursların İSMEK’le sınırlı kalmaması gerektiğinin altını çiziyor: “İSMEK’te Kürtçe derslerin verilmesi çok önemli ama geç kalınmış bir karar. Eğitimlerin çok daha önce başlaması gerekirdi. Zaman aşımına uğradı ama yine de çok önemli bir gelişme. Başlangıç açısından çok iyi oldu. İnşallah devamı da gelir. 1925’ten sonra Kürtçe konuşma oranı gittikçe azalıyor. Şu an 2020’deyiz ve Türkiye’de Kürtçe konuşma oranı yüzde 10’a düştü. Bugünden itibaren derneklerin, kurumların ve diğer örgütlerin çok fazla çalışması gerekiyor. Sadece İSMEK ile sınırlı kalmasın. İnsanları Kürtçe öğrenme konusunda yönlendirmek ve teşvik etmek gerekiyor. Bunun için reklam ve bilgilendirme yapılmalı.”

‘TÜRKLER NEDEN KÜRTÇE ÖĞRENMESİN?’

Canan Aydemir, Kürt değil. Yıllardır Kürtçe şarkılar dinliyor. Dinlediği sanatçılar arasında 1973 yılında Sovyetler Birliği’de kurulan ilk Kürtçe rock müzik grubu Koma Wetan da var. Aydemir dört yıldır Kürtçe ve Zazaca öğrenmek istediğini söylüyor. “Nedenini bilmiyorum ama beni Kürtçeye çeken bir şey var” diyen Aydemir şöyle konuşuyor:

“Öğretmenliğimden ötürü de olabilir.  Yarın öbür gün Kürt illerine atandığımda oradaki çocukların dillerini bilmek istiyorum. Çevremde çok fazla Kürt var ve onlarla kendi dilleriyle iletişim kurmak istiyorum. Yolda veya herhangi bir yerde Kürtçe konuşulduğu zaman anlamak istiyorum. Aslında biraz da politik nedenleri var. Bunlardan dolayı Kürtçeyi hep merak ettim. Bir yerde başlamak istiyordum. Kursun açıldığını duyunca hemen kaydoldum. Kürt arkadaşlarımın bile haberi yoktu. İlk kayıt yapanlar arasında 9. asil olunca rahatladım çünkü yaklaşık 200 kişi başvurmuştu. Bu topraklarda birlikte yaşıyoruz. Komşumuz, mahalle esnafı, öğrencimiz ve öğretmenimiz oluyor. Kürtler kendi aralarında konuştuğu zaman anlamak istiyorum. Kürtler hem kendi dillerini hem Türkçe biliyorlar ama ben Kürtçe bilmiyorum. ‘Neden bende Kürtçe bilmeyeyim’ dedim. Kürtler Türkçe biliyor, Türkler neden Türkçe öğrenmesin? Zaten her anlamda ilişkimiz var ve iç içeyiz. Ben çevremde İngiliz olmamasına rağmen akademi için öğreniyorum ama çevremde bunca Kürt varken niye Kürtçe bilmeyeyim? Öğrenmemiz lazım. Çok büyük bir eksiklikti. Geç oldu ama güç olmasın.”

‘KÜRTÇE EĞİTİM DİLİ OLMALI’

Perran Yıldırım, az da olsa Kürtçe konuşuyor ancak ana diliyle okuma ve yazma da öğrenmek istiyor. İSMEK’te Kürtçe derslerin verilmesinin önemli bir gelişme olduğunu söyleyen Yıldırım şunları söylüyor: “Anadilim Kürtçe ama Kürtçe okuma ve yazmayı bilmiyorum. En azından babaanne ve anneannemiz kadar bilmemiz gerekiyor. Kürtçe derslerin verilmesi bizim için çok iyi oldu. Sınıfta Kürtler de var Türkler de. Türkiye’nin birçok bölgesinden öğrenciler var. Kursiyerlerin çoğu öğretmen zaten. Daha fazla yaygınlaşması ve okullar da açılması gerekiyor. Herkes kendi anadilini özgürce konuşabilmeli. Kürtçe kursların geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması lazım. Önemli bir yol kat edilecek gibi görünüyor. Türkiye’de Kürtçe, Zazaca ve Lazca gibi diller de eğitim dili olmalı. Kendimi çok şanslı hissediyorum çünkü binden fazla kişi başvurdu. Daha fazla kurs açılmalı ve öğretmenler atanmalı. Eğer 155 kişilik kontenjana bin kişi başvuruyorsa bunun tartışılacak bir yanı yok.”