Kemal GÖKTAŞ / Vatan

Özel yetkili Ankara Başsavcı Vekilliği'nin verdiği görevsizlik kararının ardından 59 il ve ilçede başlatılan 12 Eylül dönemindeki işkence ve yargısız infaz olayları ile ilgili olarak İzmir'de ifade veren Hasan Kaplan, kendisine işkence yapan "Gestapo" lakaplı işkenceci astsubayı bir dönemin popüler dizisi İkinci Bahar'da gördüğünü söyledi.

 

59 İL VE İLÇEDE İŞKENCE SORUŞTURMASI

Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında "darbe" davasını açan Özel yetkili Savcı Kemal Çetin, ilk etapta 47 ile işkence ve öldürme olaylarının soruşturulması için görevsizlik ve yetkisizlik kararları göndermişti. Çetin, AİHM kararlarına göre işkence ve yaşam hakkı ihlali suçlarını işleyen kamu görevlilerinin soruşturulmasında zamanaşımı ve affın söz konusu olmadığını belirterek soruşturma açılmasını istemişti.

 

Çetin'in daha sonra 12 ile daha aynı türde kararlar gönderdiği öğrenildi. Çetin, 12 Eylül davasının ilk duruşmasında da darbe mağdurlarından savcılıkların zamanaşımı nedeniyle takipsizlik kararı vermeleri halinde Adalet Bakanlığı'na başvurmalarını istemişti. Çetin, Bakanlığın takipsizlik kararlarının kaldırılması için Yargıtay'a kanun yararına bozma yoluyla başvuracağını düşündüğünü söylemişti. Daha önce suç duyuruları doğrultusunda Aydın ve Amasya başsavcılıkları soruşturma başlatmış, Samsun Başsavcılığı'nın verdiği zamanaşımı kararına karşı da mağdurlar itiraz etmişti. Son olarak İzmir, Erzincan ve Niğde başsavcılıklarının soruşturmalara başladığı öğrenildi.

 

VUR EMRİ'NDEN BERAATE

İzmir'de savcılığa ifade veren darbe mağduru Hasan Kaplan, darbe döneminde kaza geçirip hastaneye yatırıldığı dönemde hakkında "Vur emri" çıkarıldığını ve bu kararın Resmi Gazete'de bile yayımlandığını anlattı. 11 yıl tutuklu kaldıktan sonra hakkındaki suçlamalardan beraat eden Hasan Kaplan, darbe döneminde "gözetimevi" olarak kullanılan İzmir Et ve Balık Kurumu ile Ankara Mamak, Amasya ve Erzincan'da işkence gördüğünü anlattı.

 

Kendisine işkence yapanların isimlerini bulmak için uzun çalışmalar yaptığını söyleyen Kaplan, "Gestapo lakaplı Yüksel isimli astsubay vardı. Bu şahıs filmlerde figüranlık yapıyor. Hatta İkinci Bahar dizisinde oynarken gördüm" dedi. Kaplan, ifadesinde, cezaevinde gardiyan olarak görevlendirilen bir askerin ismini de "tanık" olarak bildirdi.

 

İŞKENCEYE "OLACAK O KADAR"

Kaplan, VATAN'a yaptığı açıklamada ise darbeden önce kurdukları işçi derneğinin başkanlığını yaptığı ve işçileri örgütlediği için hedef haline geldiğini söyledi. "Yaptıklarımızdan birileri rahatsız oluyordu. İşçinin doğrudan para kazanabilmesini sağladık" diyen Kaplan geçirdiği kaza sonucu Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nde yatarken hakkında arama kararı çıkarıldığını ve 'vur emri' verildiğini belirterek "Teslim olmamam halinde vurulabileceğime yönelik uyarıların yer aldığı bir karar Resmi Gazete'de yayımlandı. Daha sonra yakalandım ama 12 Eylül mahkemelerinde bile beraat ettim. Tabii 11 yılımı içerde geçirdim. O zamanki 3. Ordu Komutanı Selahattin Demirci bastonuyla mahkeme salonuna gelmiş ve 'Bu davadan kelle istiyorum' demişti. Mahkeme Başkanı olan ama hukukçu olmayan albay Özdemir Çakmaklı ise işkenceden ötürü kötü göründüğüm için 'Ne oldu?' diye sorduğunda 'İşkence' dedim. O da 'Ee o kadar olacak' demişti" dedi.

 

Gözaltına alındığı günden itibaren hakkında düzenlenen bütün belgeleri sakladığını ifade eden Kaplan "İşkenceciler, gözaltında iken benim idama mahkum olacağımı düşündükleri için yüzlerini görmemden rahatsız olmadılar. Böylece birçoğunu tanıdım. İsimlerini tespit ettim" dedi.

 

Kaplan, işkencecisini dizide görmesini ise şöyle anlattı:

"İkinci Bahar dizisi vardı bir zamanlar. Orada Ali Haydar'ın görüştüğü bir karakter vardı. Görünce tanıdım. Hafızalarımızda kalan 'gestapo'ydu o. O kadar ağır işkence yapardı ki o yüzden gestapo koymuştuk adını. Dizide bir tek yüzüne bıyık eklenmişti."

 

SIRTINDA TAŞIYAN ASKER TANIKLIK YAPACAK

Kaplan, Erzincan'a götürüldüğünde yürüyemediği için gardiyanlık yapan bir askerin kendisini omuzlarında, sırtında taşıyarak mahkeme salonuna götürdüğünü anlatarak "Bu çocuk Çorumluydu. Benim memleketime yakındı. Aramızda bir hukuk oluştu. Gidiş-geliş sırasında ortak tanıdıklarımız çıkmıştı. Bu soruşturma açıldıktan sonra bu ortak tanıdıklarımız vasıtasıyla telefon numarasını buldum, ulaştım ona. İşkence gördüğüme tanıklık yapmayı kabul etti" dedi.