Milliyet yazarı Mehveş Evin, bugünkü köşesine (17.06.2015) Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) Türkçe yayımladığı ilk dergi olan "Konstantiniyye"nin ilk sayısının kapak konusunu taşıdı.

Evin, örgütün bu yayınındaki kapak yazısında "1453’te Kostantiniyye’nin daha önce fethedildiğini ama asıl fethin daha gerçekleşmediğini" belirttiğini aktarırken, yine örgütün, "Nitekim bu fetih kıyamete yakın bir zamanda gerçekleşecek, savaşılmadan sadece tekbirlerle fetih edilecektir," dediğini bildirdi.

Evin, ayrıca, 7 Haziran seçimleri öncesindeki "Haçlı ittifakı" başlıklarını ve atıflarını da hatırlatarak, IŞİD'in ilgili yayınındaki benzer göndermelere de dikkati çekti.

Mehveş Evin'in yazısından bazı bölümler şöyle:

"İstanbul tekbir sesleriyle fethedilecek"

Bu cümle, IŞİD’in Türkçe yayımladığı ilk dergi “Konstantiniyye”nin 1’inci sayısından (Şaban 1436/Haziran 2015) alındı. Kapağın konusu: “Konstantiniyye’nin fethi”...

Duyduk duymadık demeyin! Kıyamet yaklaşıyor, hemen öncesinde ise IŞİD, İstanbul’u alıp, Beyaz Saray’ı havaya uçurup Roma’dan önce Paris’i yakacak...

Kapak yazısında 1453’te Kostantiniyye’nin daha önce fethedildiğini ama asıl fethin daha gerçekleşmediği belirtilmiş; “Nitekim bu fetih kıyamete yakın bir zamanda gerçekleşecek, savaşılmadan sadece tekbirlerle fetih edilecektir”.

Yazı, “Bu güne kadar İslam Devleti’ne (IŞİD) km’lerce alanı savaş ve silahla bahşeden Rabbimizden derginin adını verdiğimiz Kostantiniyye’yi, savaşsız ve kansız bize kapılarını açmasını diliyoruz” sözleriyle bitiyor.

[...]İstanbul, onların gözünde de tıpkı Konstantiniyye’nin isimsiz şairinin dediği gibi; “Sokakları haramla dolan” ve “despotlara, zalimlere, kâfirlere teslim olmuş bir kent değil mi?

Seçim öncesinde “Haçlı ittifakı” başlıklarını ve atıflarını hatırlıyor musunuz? Buyrun, ilginç bir benzerlik daha:

İstanbul’u fethetmek adına dergi çıkaran bu zihniyet, IŞİD’e karşı bir Haçlı Savaşı yapıldığını iddia ediyor. Kim peki savaştıkları?

“Yahudiler, Haçlılar, Rafıziler, ateistler.”

Sadece dün Tel Abyad’ın IŞİD’den temizlenip PYD ve ÖSO’ya geçmesinin nasıl yorumlandığına bakmak, İstanbul’un “yeniden fethi” hayalleri açısından da ipucu verebilir...

Yazının tamamı için tıklayınız