İnsan hakları savunucuları, AİHM ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına rağmen Roboski davasının tekrar gündeme gelebileceğini ve bunun için çok güçlü deliller bulunduğunu ifade ediyor.

HDP, geçtiğimiz günlerde Roboski Davası’nın AHİM sürecinde yaşanan ihmalleri araştırmak, ihmali olanları açığa çıkarmak ve gerçeği kamuoyuna duyurmak için yönetici ve vekillerden oluşan bir “Araştırma Komisyonu” kurmasına karar vermişti.

 İHD Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, dava hakkında verilen kararın “siyasi” olduğunu belirterek, HDP komisyonunun davayı ayrıntılarıyla değerlendirip yeniden mahkemeye başvurabileceğini söyledi.

Bilici, “Teknik açıdan yapılan eksiklikler bahane edildi. Avukatların teknik bazı eksiklikleri olabilir ama sonuç böyle olmamalıydı. Bu günah ne kadar Türkiye mahkemelerinin günahıysa o kadar da AİHM’in günahıdır” dedi.

Dava için yeni bir başvuru yapılıp yapılmayacağı konusu önümüzdeki günlerde netleşecek.

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar ise, “Cinayet dünyanın her yerinde suçtur. Devletler vatandaşlara karşı işlenen suçların faillerini bulup mahkeme önüne çıkarmakla sorumludur. Roboski için de devlet sorumludur, Roboski’nin sorumlularını bulup yargılamak zorundadır” dedi.

ROBOSKİ OLAYI VE MAHKEME SÜRECİ

28 Aralık 2011'de Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski Köyü yakınlarında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) bombardımanı sonucu 19’u çocuk 34 sivil yaşamını yitirdi.

Bombalamada yakınlarını kaybeden Roboskili aileler, olayda sorumluluğu bulunan yetkililerin tespit edilmesi, adalet önüne çıkartılıp yargılanması için yedi yıl devam eden bir hukuk mücadelesi yürüttü.

Davanın soruşturmasını yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, "taksirle ölüme sebebiyet vermekten dolayı" başlatılan soruşturma dosyası için 11 Haziran 2013'te görevsizlik kararı verdi ve dosya Genelkurmay Askeri Savcılığı'na gönderildi.

Aileler hayatını kaybedenlerin sivil olduğunu ve yargılamanın sivil mahkemelerde yapılması gerektiğini söyleyerek karara tepki gösterdi.

Hatta çözüm sürecinde bu taleplerini dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yüz yüze yaptıkları görüşmede de ifade ettiler.

Tüm itiraz ve tepkilere rağmen Genelkurmay Askeri Savcılığı yaptığı soruşturmada 'Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kusuru yok' diyerek şüpheli beş asker hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Bu karardan sonra 1100 avukat, 261 kayıp yakınının vekaletini alarak 18 Temmuz 2014'te Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvuru yaptı.

Başvuruda iki başvurucunun eksik çıkan belgelerinin tamamlanması istendi ancak başvuru "eksikliğin süresinde giderilmemesi" nedeniyle reddedildi.

Davanın AYM'de reddedilmesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuru yolu açıldı.

Avukatlar aracılığıyla AİHM'ne yapılan başvuru da, Anayasa Mahkemesi sürecindeki eksik evrak engeline takıldı.

AİHM, Roboskili ailelerin başvurusunu 17 Mayıs 2018 tarihinde AYM sürecinde zamanında tamamlanmayan eksik belgeler nedeniyle reddetti.

Kaynak: Rudaw