İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), polis şiddetinde yaralanan ve gözaltına alınanlara ilişkin Gezi Parkı merdivenlerinde basın açıklaması yaptı.

Eylemde "Polis terörüne son", "Polis devleti uygulamalarına son" yazılı pankartların yanı sıra çeşitli sloganların yazıldığı dövizler Gezi Parkı merdiverlerine konuldu. Eylemde sık sık "Direnmek haktır engellenemez", "Gezi halkındır halkın kalacak", "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "Susma haykır halklar kardeştir" sloganları atıldı.

'TALEPLER HAKLI VE MEŞRU'

ÇHD İstanbul Şube yöneticisi Şerife Ceren Uysal burada bir konuşma yaptı, Taksim direnişçilerinin talepleri kabul edilinceye kadar direnişlerine devam edeceklerine inandığını ifade etti. Taksim Gezi Parkı'nda bulunan derinişçilerin taleplerinin haklı ve meşru oldğunu belirten Uysal, "Burada insanlar daha fazla demokrasi istiyorlar. Burada insanlar çevreye duyarlılık istiyorlar, insan haklarına saygı istiyorlar. Birkaç çapulcu, ayyaş diye nitelendiriler bu insanlar Gezi Parkı direnişçileri onurlarını istiyorlar. Kendilerine saygı gösterilmesini istiyorlar" dedi.

Ardından basın açıklamasını İHD İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe okudu. Efe, Taksim direnişinin tüm Türkiye'ye yayıldığını ve insanların demokrasi ve özgürlük için sokağa çıktığını belirtti. Meselenin gerçektende Başbakan'ın dediği gibi 3-5 ağaç meselesi olmaktan çıktığını ifade eden Efe, "İnsanlar kendilerine çapulcu, ayyaş diyen hükümet ve hükümetin Başbakan'ına tepki göstermektedir" diye konuştu.

TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ HAKTIR

1 Mayıs'tan Taksim direnişine kadar İstiklal Caddesi'nde yapılmak istenen neredeyse bütün açıklamaların ciddi bir polis terörü ile karşı karşıya kalındığını belirten Efe, onlarca insanın gözyaşartıcı gaz ve ateşli silahlardan yaralandığnı kaydetti. Başta İstanbul, Ankara, Antakya olmak üzere birçok şehirde polisin toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını ihlal ettiğini söyleyen Efe, bu hakkın ihlalinin bir uzantısı olarak düşünce ve ifade özgürlüğünün de gaspedildiğini belirtti.

KİMYASAL GAZLARIN KULLANILMASI SUÇTUR

Polisin kimyasal gazları topluluğu dağıtmak amacıyla kullanmadığını, doğrudan insanlar hedef alınarak ateşlendiğini vurgulayan Efe, "Hastane kayıtlarına göre; ağır kafa travmaları, göz kayıpları, iç kanamalar, kemik kırıkları nedeniyle operasyon geçiren bir çok insan bulunmaktadır" dedi. AKP hükümetinin bu bilançolar yerine 'yanmış otobüsler' ya da 'kırılan camlardan' bahsetmesini eleştiren Efe, bunu "riyakarlık" olarak değerlendirdi.

SAĞLIK VE YAŞAM HAKKI İHLAL EDİLDİ

Türk Tabipler Birliği (TTB)'nin 6 Hziran.2013 tarihli tüm Türkiye hastanelerinden derlediği verileri paylaştığını kaydeden Efe, 13 ilde yaralıların olduğunu, toplam 4 bin 785 kişinin yaralı olarak hastanelere başvurduğunu, 3 kişinin yaşamını yitirdiğini 48 kişinin ağır yaralandığını, 18 kişinin kafa travması geçirdiğini, 10 kişinin gözünü kaybettiğini ve 1 kişinin ise dalağının patladığını söyledi.

GÖZALTI İŞLEMLERİ HUKUKSUZDUR

Taksim direnişinde gelinen noktada resmi rakamlara göre 318 kişinin gözaltına alındığını ifade eden Efe, gözaltına alınanların 2911 sayılı kanuna ya da polise mukavemet etmekten gözaltına alındığını söyledi.

Yüzbinlerce insanın kolektif haklar arasında yer alan kent hakkı için, onurlarını, özgürlüklerini ve demokrasiyi savunmak için sokağa çıkmaya devam ettiğini ifade eden Efe, "Açık ki hükümet zorbalığın dilini kullanmakta ısrar ettiği ve işkenceyi sürdürdüğü sürece sokaklardaki bu isyan sona ermeyecektir" dedi.

Uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde dahi bugün sokakta yaşananların açık bir direnme hakkı kapsamında olduğunu vurgulayan Efe, "Bilinmelidir ki, kaynağını hukuktan-hukuk düzeninden almayan karara, uygulamalara ve bugün yaşandığı ölçüde şiddete karşı her ferdin, iktidarın meşruluğunu sorgulayarak direnmesi haktır!" dedi. (ETHA)