Kitap sattığı için terör örgütüne yardım ve yataklık yaptığı iddiasıyla aldığı 2 yıl 1 aylık hapis cezası Yargıtay tarafından onanan 32 yaşındaki Mülkiye Kılınç, Mayıs ayında 5 aylık ikiz bebekleriyle beraber cezaevine girecek.

Artı 1 Tv’de Tuluhan Tekelioğlu’nun sunduğu Gece Masası’na konuk olan Mülkiye Kılınç, hapis cezasıyla ilgili olarak, “Tek başıma olsam umurumda değil, davayı geçtim, haksız yere mi verilmiş, haklı yere mi verilmiş, hukuk sistemi, adalet sistemi gözüm görmüyor şu an. O iki bebeği sağlıklı çıkarabilecek miyim, duygusal ve sağlık açısından, tek düşündüğüm şey o” dedi.

Kitapçılık yapan Mülkiye Kılınç, 2011 yılında kendisinden kitap satın alan kişinin o kitapları PKK' ya götürdüğü iddia edildiği için ağır ceza mahkemesinde yargılandı. Zaman içinde kendisinden kitap alan kişinin davası düştü. Ancak Mülkiye Kılınç 2 yıl bir ay hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay aşamasında onanan karar sonucu, genç anne 5 aylık ikiz bebekleriyle birlikte Mayıs ayının ikinci haftası cezaevine girecek.

Mülkiye Kılınç'ın sattığı ve örgütsel nitelikte, sakıncalı bulunan yazarlar ve kitaplar şunlar; Noam Chomsky, Michel Foucault - Cinselliğin tarihi, Nazım Hikmet - Memleketimden İnsan Manzaraları, Elif Şafak - İskender, Ahmet Telli - Şiir kitapları...

Kılınç, hapis cezasıyla ilgili şunları söyledi:

“Bir taraftan olanca gücümle hazırlanmaya çalışıyorum, bir taraftan hayal bile edemiyorum. Sabıkalı olmam umurumda değil. Ben orada nasıl yapacağım, bunun altından nasıl kalkacağımı bilmiyorum. Kafamda yüzlerce soru var. Giysi seçerken, çok soğuk mudur. Korunabilir miyim? Acaba emekleme zamanları gelecek, emekleme yerleri olacak mı? Emekleyecekler, yerde halı yok. Doktorum geç yürüyecekler, geç konuşacaklar, orada gelişmeleri gecikecekler dedi"

"Kafamda binlerce soru dururken bir taraftan da olağanca gücümle hazırlanmaya çalışıyorum. Çocuğum kustuğunda günde defalarca üstünü değiştiriyorum, orada yetiştirebilecek miyim? Artık zaman geri sayıyor. 1 ay kaldı. Bir taraftan, birilerinin araması umutla dolduruyor içimi. Bir an gerçekten bir şeylerin iyileşebileceğine inanıyorum. Bir süre sonra gerçeklikle başbaşa kalınca o kadar zor ki. Tek başıma olsam umurumda değil, davayı geçtim, haksız yere mi verilmiş, haklı yere mi verilmiş, hukuk sistemi, adalet sistemi gözüm görmüyor şu an. O iki bebeği sağlıklı çıkarabilecek miyim, duygusal ve sağlık açısından, tek düşündüğüm şey o.”