Mardin İnsan Hakları Derneği (İHD) Cezaevi Komisyonu, tarafından Nusaybin'de gözaltına alınan 72 kişiden Mardin E Tipi Cezaevi'nde bulunan kadın ve çocuklarla yapılan görüşmeler üzerine hazırlanan rapor paylaşıldı.

Raporda gözaltına alınan kişilerin Süleyman Bölünmez İlkokulu salonunda işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldıkları, burada kafalarına torba geçirilerek hortum ve plastiklerle darp edildiği belirtildi.

72 kişinin Mardin E tipine konulduktan çok kısa bir süre sonra ailelerine bilgi verilmeden Osmaniye ve Tokatta bulunan cezaevlerine nakledildikleri bilgisine ulaşıldığı ifade edilen raporda bu nedenle yapılan görüşmelerin Mardin E Tipi cezaevinde kalan kadın ve çocuklarla gerçekleştirildiği ifade edildi.

Gözaltına alınan kadın ve çocukların anlatımlarıyla oluşturulan raporda, gözaltına alınanların sistematik bir şekilde darp edildiğine dair bulgulara yer verildi.

Raporda gözaltına alınan yurttaşların, Süleyman Bölünmez İlkokulu'na götürüldüğü ve burada kafalarına torba geçirilerek hortum ve plastiklerle işkence yapıldığını belirtti.

Tutuldukları okul salonunda gece saat 04.00'e kadar belirli aralıklarla darp edildiklerini belirten yurttaşlar, darp edildiklerine dair herhangi bir sağlık raporu alamadıklarını ve darp izlerini hala bedenlerinde taşıdıklarını ifade etti.

Raporda yer alan kadın ve çocukların anlatımları şu şekilde:

"Semra Argış (30)

Kolluk aşamasında ifademde susma hakkımı kullandığım için cinsiyetçi ifadelere maruz kaldım. Tutuklandıktan sonra Mardin E tipi Cezaevine çıkarılıncaya kadar aracın içinde bulunan kişiler ile beraber kaba dayağa maruz kaldık. Hastaneye götürüldüğümüz veya buna ilişkin rapor alınmadı.

Yasemin Erkol (35)

Bizi Nusaybin ilçesinde gözaltına aldıktan sonra Süleyman bölünmez adlı okulun salonuna götürdüler.

Yoğun kaba dayağa maruz kaldım. Başım hala aldığım darbelerden dolayı ağrımakta, Ben Nusaybin ilçesinde yaşıyorum. Haberini almadığım oğlum için Nusaybin'de kaldım. Vücudumda hala aldığım darbelerden dolayı izler bulunmakta. (Mağdurun sürekli ağladığı, yaşadığı zorluğu veya travmayı hala atlatamadığı gözlemlenmiştir)

Emre Topçuoğlu (16)

Gözaltına alındıktan sonra Nusaybin ilçesinde Süleyman Bölünmez adlı okula getirildik. Kafamıza torba geçirildi. Hortum ve plastik kelepçeler ile kaba dayağa maruz kaldık. Gözaltına alındıktan sonra gece saat 4' e kadar aralıklarla dövüldük.

Deniz Kılıç (17)

Süleyman Bölünmez adlı okulda tutulduk. Burada sürekli kötü muameleye maruz kaldık. Aldığım dayak nedeni ile burnum kırıldı veya zorlandı. Tedavi görmediğim için ne olduğunu bilmiyorum ama nefes almakta zorlanıyorum. Yerde sürüklendim. Sol elimde hala sürüklendiğim için yaralar bulunmakta. Ayrıca bizim ile beraber gözaltına alınan ve halen bizim ile yan koğuşta olan Baran Emen aldığı darbeler nedeni ile ayağı kırıldı. Ayağı hala alçıda bulunmaktadır.

Heja Algan (16)

Nusaybin'de gözaltına alındım. Gözaltında bulunduğum Nusaybin'de bir okulda tutuldum. Başıma çuval geçirildi. Sürekli kötü muameleye ve kaba dayağa maruz kaldım. Sağ gözüme dipçik ile vuruldu. Sağ el işaret parmağım kırıldı. Benim ile beraber gözaltına kişiler de sürekli dayak yediler."

Beyanların ardından yapılan tespitlere yer verilen raporda işkenceye uğrayanların ciddi travmalar yaşadığı ve bu travmaları ise hala yaşadıklarının gözlemlendiği belirtildi. Raporda yer alan tespitler şu şekilde:

"*Çocukların ciddi tedirginlik yaşadıkları, korku ve endişe içinde oldukları gözlemlenmiştir.

*Çocuklarda çıplak gözle fark edilecek şekilde yara ve benzer izlerin olduğu tespiti yapılmıştır.

*Konuşurlarken donuk ve dalgın oldukları tespiti yapılmıştır.

*Yaşadıklarını anlatır iken duygusallaştıkları gözlemlenmiştir.

*7 çocuk annesi Yasemin Erkol'un zaman zaman daldığı veya ağladığı, uğradıklarının ancak bir kısmını anlatabildiği daha fazla yorulmaması için görüşme kısa yapılmak durumunda kalındı.

*Nusaybin ilçesinde gözaltına kişilerin tamamının uğradıkları kötü muamelenin tespiti için gerek Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı ve gerek ise Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re 'sen soruşturma başlatılması gerekmektedir.

Gözaltına kişilerin bir kısmının uğradıkları muameleyi savcılığa anlattıkları, tutanağa geçirdikleri hususu dikkate alındığında ilgili savcılık tarafından bunun yasa gereği bir suç olarak kabul edilip ivedi olarak soruşturma başlatması gerekmektedir.

*Basına verilen haberler ile 'masumiyet' karinesinin ihlal edildiği, Savcılığın gözaltına alınma esnasına ilişkin görüntüler ile sonrasına ilişkin görüntüleri derhal temin edip delillerin karartılmaması için etkin bir soruşturma yürütmesi,

*Adalet Bakanlığı tarafından gerek Osmaniye'ye gerek ise Tokat cezaevlerine gönderilen kişiler hakkında derhal hastaneye sevklerinin sağlanıp doktur raporu aldırılması gerekmektedir

*Ayrıca gönderilen kişilerin yaşam güvenliklerinin sağlanması için gerekli tedbirlerin alınması sağlanmalıdır.

*Gözaltına alınan 72 kişinin bağımsız sağlıkçı ve hukukçulardan oluşacak bir heyet ile görüştürülmelidir. Ayrıca tedavilerine derhal başlanılması için ilgili hastanelere sevkleri sağlanmalıdır."

İşkence ve kötü muamelenin insanlık suçu olduğu ve medeni ülkelerde bu suçun ağır yaptırımlara tabi olduğunun hatırlatıldığı raporda konuya ilişkin ulusal ve uluslar arası mevzuata yer verilerek şunlar belirtildi:

 

"*AİHS Madde 3: İşkence Yasağı: Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı cezâveyâ işlemlere tâbi tutulamaz

*ANAYASA:

I. Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı

Madde 17. - Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.

Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.

*5237 sayılı ceza yasası

İŞKENCE

Madde 94- (1) Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Suçun;

a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,

b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla, işlenmesi halinde, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır.

(5) Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek cezada bu nedenle indirim yapılmaz.

(6) (Ek: 11/4/2013-6459/9 md.) Bu suçtan dolayı zamanaşımı işlemez.

EZİYET

Madde 96- (1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur."

Konuya ilişkin yapılan başvurular üzerine suç duyurusunda bulunulduğu ve İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığına şikâyet talebi ile gidildiği belirtildi.

(Kaynak: JINHA)