Türkiye’deki vaka sayısının ise her geçen gün arttığı koronavirüs (Kovid-19) salgınının yarattığı büyük risk nedeniyle gözler cezaevlerine çevirilmiş durumda.

Bir çok hak ve meslek örgütü tutukluların serbest bırakılması yönünde çağrı yaparken Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise, koronovirüs tedbirleri kapsamında cezaevlerinde görüşlerin askıya alındığını ve telefon görüşmesinin haftada 2 güne çıkarıldığını açıkladı.

İHD Kars Şubesi Başkanı Güldane Kılıç, tutuklu ve hükümlü yakınlarının katılımıyla cezaevlerindeki hasta ve yaşlı tutukların durumuna ilişkin açıklama yaptı.

Korona virüs salgını nedeniyle cezaevlerindeki önlemlerin yetersiz olduğuna dikkat çekilen açıklamaya tutuklu ve hükümlü yakınları Bişar Alınak, Mahsun Sunca ve Seyithan Boçnak katıldı.

Açıklamada, “Risk grubunda bulunan yaşlı, hasta, kadın ve çocuk hükümlüler yönünden ise, Ceza infaz kanunundaki ‘infaza ara verme’ ve ‘özel infaz usulleri’ konusunda bir kısım değişiklikler yapılarak veya ek hükümler konularak acil çözümler bulunmalıdır” ifadelerini kullanan Güldane Kılıç, 60 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan tutuklu ve hükümlülerin serbest bırakılması gerektiğini söyledi.

Kılıç, “Ağır hasta mahpusların salgın hastalık durumunda ciddi risk grubunda bulunması nedeniyle serbest bırakılarak infazlarının ertelenmesini, tutuklu olanların serbest bırakılmasını, virüsün özellikle 60 yaş üstü kişilerde ölümcül etkisi göz önünde bulundurularak 60 yaş üstü mahpusların tedbiren serbest bırakılarak infazlarının ertelenmesin” talep etti.

Hükümete çağrıda bulanan ve uyaran Kılıç, "Türkiye, Dünyada, tutuklu oranının en yüksek olduğu ikinci ülkedir. Hapishanelerde kapasitenin çok üzerinde mahpus bulunmakta, bu durum da riski arttırmaktadır. Bu kapasite aşımı sorununun virüsün yayılmasını ne kadar hızlandıracağını tekrar hatırlatarak, yetkilileri gerekli önlemleri almaları konusunda uyarmak isteriz" ifadelerini kullandı.

Tutuklu ve hükümlüler adına açıklama yapan avukat Bişar Alınak, ailelerin çok endişeli olduğuna dikkat çekerek cezaevlerinin “cenaze evi”ne dönüşeceği uyarısında bulundu.

‘PERSONEL İÇİN ALINAN TEDBİRLERİN CEZAEVLERİNDE UYGULAMAMASI ANAYASA’NIN EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRIDIR’

Adalet Bakanlığı’nın kamu personeli için aldığı tedbirleri tutuklu ve hükümlüler için de alması gerektiğini ifade eden Alına, “Bildiğiniz üzere dünyaya yayılan korona virüsü binlerce insanın ölümüne sebebiyet verdi. Ülkeye sirayet eden bu virüsten ötürü tutuklu ve hükümlü yakınları olarak yakınlarımızın yaşamından endişe duymaktayız. Korona virüsünün 60 yaşın üstü ve kronik rahatsızlıkları olan insanları daha çok etkilediği bir çok bilim insanı ve meslek gurubu tarafından açıklandı. Adalet Bakanlığı, 60 yaş üstü ve riskli grubunda olan personele idare izin verildiğini açıkladı, bakanlığın tedbir kararları üzerinden olayı değerlendirirsek aynı uygulamanın tutuklu ve hükümlüler için de geçerli olması gerekiyor. Adalet Bakanlığı’nın aynı tedbirleri cezaevlerinde uygulamaması Anayasa’nın eşitlik ilkesi ve evrensel hukuk teamüllerine aykırıdır” dedi.

‘BİR ÇOK HASTA TUTUKLU KARANTİNADA KENDİSİNE BAKAMAYACAĞI İÇİN HASTANEYE GİTMEMEKTEDİR’

“Cezaevindeki insanların kendilerini bu virüsten koruyabilme şansları yoktur. Her ne kadar cezaevlerinde etkileşimin az olduğu söylense de, cezaevi personelinin virüsü içeriye taşıması muhtemeldir” değerlendirmesine bulunan Alınak, “İnsanların yaşamları birilerinin insafına bırakılmayacak kadar kutsaldır. Bir çok hasta tutuklu karantinada kendisine bakamayacağı için hastaneye gitmemektedir. Bizler tutuklu ve hükümlü yakınları olarak, her geçen saniye yaşam ve ölüm arasında sıkışan bir hayatı yaşamak istemiyoruz. Yakınlarımızın serbest bırakılmaması durumunda, kendi sağlığımızı ve halk sağlığını riske atmak istemediğimiz halde yaşamımızı riske atarak cezaevleri önünde yaşam nöbeti tutacağız. Cezaevlerinin cenaze evlerine dönüşmesine izin vermeyeceğiz. Yakınlarımız derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz” dedi.

‘BİZ HEM TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLERİN HEM DE ÇALIŞANLARIN YAŞAM HAKKINI SAVUNUYORUZ’

Cezaevi personelinin de risk altında olduğunu söyleyen Alınak, “Cezaevlerinde yaklaşık 300 bin tutuklu ve hükümlü var. 150 bin civarında çalışan var. Biz hem tutuklu ve hükümlülerin hem de çalışanların yaşam hakkını savunuyoruz. Böyle bir dönemde sağlıklarını hiçe sayıp duyarlılık gösteren, insan haklarını her daim savunan İHD’ye tutuklu ve hükümlü yakınları olarak şükranlarımızı sunuyoruz” diye konuştu.

Tutuklu Mahmut Alınak 67 yaşında: Kronik bronşit, kalp rahatsızlığı ve kanser şüphesi

Hükümlü Ali Boçnak 76 yaşında: Prostat, damar tıkanıklığı ve nefes darlığı

Hükümlü Hasan Sunca 65 yaşında: Kalp rahatsızlığı ve nefes darlığı

Hükümlü İbrahim Boçnak 40 yaşında: Kalp rahatsızlığı

Kars İHD Şube Başkanı Güldane Kılıç’ın talep ve önerileri sıraladığı açıklamasının tamamı şu şekilde:

KORONA VİRÜS SALGININA KARŞI HAPİSHANELERDE ACİL ÖNLEMLER ALINMALIDIR

31 Aralık 2019 tarihinde Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan korona virüs (COVID- 19), kısa sürede neredeyse tüm dünyaya yayılmış ve küresel bir salgın haline gelmiştir. 11 Mart 2020 tarihinde ise Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye’deki ilk korona virüs vakasının tespit edildiğini açıklamıştır. Bunun üzerine pek çok kamu ve özel kurumu olası bir virüs salgınına karşı önlemler almaya başlamıştır.

Hapishaneler kişisel alan ve hijyenin bulunmadığı, beslenme ve sağlığa erişim koşullarının istenilen düzeyde olmadığı kapalı kurumlardır. Bağışıklığın düşmesine sebep olacak yoğun ve hareketli nüfus, hapishanelerin özellikleri ve organizasyonu bu tür salgınların yayılması için oldukça elverişli ortamlardır.

Adalet Bakanlığı açıklamalarına göre Ocak 2020 itibariyle 355 hapishanede 294 bin mahpus olduğu açıklanmıştır. Bu sayılaradan11 bin civarında tutuklu ve hükümlünün kadın olduğu ifade edilmiş, kesin tutuklu ve hükümlü sayıları verilmemiştir. Cezaevlerinde 3 bin 100 çocuk hükümlü ve tutuklu bulunurken, 780 çocuk ise anneleri ile birlikte cezaevlerinde kalmaktadır. Bu durumda cezaevlerinde artırılmış kapasitenin üstünde yaklaşık 66 bin tutuklunun ve hükümlünün bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu da cezaevlerinin fiziksel koşullarının daha da kötüleşmesine ve hak mahrumiyetlerinde ciddi bir artışa yol açmaktadır.

Bugün Türkiye cezaevlerinde İHD verilerine göre 2019 yılında tespit edilebilen 457 si ağır hastalığı bulunan toplamda 1333 hasta mahpus bulunmaktadır. Kaldı ki, mevcut hasta mahpus sayısı bu rakamın çok üzerindedir. Yaşamını tek başına idame ettiremeyen, sağlıklı koşullarda tedavisi yapılmayan ağır hasta mahpuslar, ağır yaşam hakkı ihlaline maruz kalmaktadırlar.

Uzunca bir zamandır hükmen tutuklu dediğimiz, yani cezası onanmamış kişilerin sayısı ise verilmemektedir. Bir başka önemli veri de yıl içinde hapishanelere giren ve tahliye edilen kişilerin sayılarıdır.  TÜİK verilerine göre 2018 yılı içinde ceza infaz kurumlarına 266 bin 889 kişinin giriş kaydı yapılırken aynı dönemde 215 bin 170 kişinin de çıkış kaydı yapılmıştır. Bu yüksek sayıdaki sirkülasyon hapishanelerde bulunan hükümlü ve tutuklu sayısının görünenden çok daha yüksek olduğuna işaret etmektedir. Böylesi bir ortamda Korona virüs salgınından korunmak pek mümkün gözükmemektedir.

Türkiye’de hapishanelerin mevcut kapasitelerinin çok üstünde insan nüfusu barındırması, fiziksel koşulların daha da ağırlaşmasına neden olmakta ve sağlık açısından ciddi riskler taşıyan önemli bir tehdit olarak durmaktadır. Bu gibi kapalı kurumlarda virüsün yayılmasının ne kadar ciddi problemler yaratabileceği hali hazırda İtalya ve İran hapishanelerinde görülmektedir. Hapishanelerdeki mahpusların ve hapishane personelinin; mahpus yakınlarının ve avukatların sağlığı sorununun bir halk sağlığı sorunu olduğu göz önünde bulundurularak ilgili kamu kurum ve kuruluşların buralarda da gerekli önlemleri almaları gerekmektedir.

Biz, insan hakları alanında çalışan sivil toplum kuruluşu olarak, ve beraberimizde ki, tutuklu ve hükümlü yakınları ile birlikte  hapishanelerde gerekli önlemlerin alınmasını ve bu önlemlerin, insanlık onuruyla bağdaşır ve hak ihlaline yol açmayacak şekilde uygulanması gerektiğini ifade eder; alınacak önlemlerde aşağıda ifade edilen hususların da dikkate alınması gerektiğini hatırlatmak isteriz.

1. Risk grubunda bulunan yaşlı, hasta, kadın ve çocuk hükümlüler yönünden ise, Ceza infaz kanunundaki ‘infaza ara verme’ ve ‘özel infaz usulleri’ konusunda bir kısım değişiklikler yapılarak veya ek hükümler konularak acil çözümler bulunmalıdır. Koronavirüs (COVID- 19) ile ilgili bütün kaynaklarda virüsün yayılmasını engellemek için kişisel hijyeni sağlamanın önemine dikkat çekilmektedir. Hapishanelerde mahpusların sağlıklarının korunabilmesi, bulundukları alan ve kendi kişisel temizliklerini sağlayabilmeleri için, acilen temizlik malzemelerinin kendilerine ücretsiz verilmesi sağlanarak parası olmayan mahpusların da temizlik ürünlerine erişimi sağlanmalıdır. Hapishanelerde de çevresel ve kişisel hijyenin sağlanması için gerekli önlemleri almak hastalığın yaygınlaşmasını önlemek için azami özen göstermek hapishane idarelerinin ve devletin temel sorumluğudur.

2. Ağır hasta mahpusların salgın hastalık durumunda ciddi risk grubunda bulunması nedeniyle serbest bırakılarak infazlarının ertelenmesini, tutuklu olanların serbest bırakılmasını,

3. Virüsün özellikle 60 yaş üstü kişilerde ölümcül etkisi göz önünde bulundurularak 60 yaş üstü mahpusların tedbiren serbest bırakılarak infazlarının ertelenmesini, tutuklu olanların serbest bırakılmasını,

4. Hamile ve çocuklu kadınların(780 çocuk anneleri ile birlikte kalıyor), çocuğun üstün yararı ilkesi gözetilerek serbest bırakılmaları ve infazlarının ertelenmesini,

5. Çocuk tutukluların bir an önce serbest bırakılmasını,

6. Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kullanılarak suçlanan siyasi tutukluların (Milletvekileri, Belediye eş başkanları, belediye meclis ve il genel meclis üyeleri, Avukatlar, Gazeteciler, İnsan hakları savunucuları, aydın ve yazarlar, aktivistler, sendikacılar, öğrenciler gibi )bir an önce serbest bırakılmasını,

7. Son dönemde kamuoyu gündeminde olan infaz düzenlenmesine ilişkin yasa teklifi çalışmalarının infazda eşitlik ilkesi, infaz sürelerinin kısaltılması ve dezavantajlı mahpus grupların mağduriyetleri göz önünde bulundurularak derhal yasalaştırılmasını,

8. Tutuklamanın istisna olduğu gerçeğinden hareketle tüm tutukluların durumlarının dosya üzerinde incelenerek bir an önce tahliyelerinin sağlanmasını,

9. Mahpusların hak mahrumiyetine sebep olacak(şartla infaz süresinin uygulanması, görüş hakkı, sevk hakkı gibi) disiplin cezalarının uygulanmasından vazgeçilmesini savunuyoruz.

10. Koronavirüs (COVID- 19) ile ilgili bütün kaynaklarda virüsün yayılmasını engellemek için kişisel hijyeni sağlamanın önemine dikkat çekilmektedir. Hapishanelerde mahpusların sağlıklarının korunabilmesi, bulundukları alan ve kendi kişisel temizliklerini sağlayabilmeleri için, acilen temizlik malzemelerinin kendilerine ücretsiz verilmesi ve parası olmayan mahpusların da temizlik ürünlerine erişimi sağlanmalıdır. Hapishanelerde de çevresel ve kişisel hijyenin sağlanması için gerekli önlemleri almak hastalığın yaygınlaşmasını önlemek için azami özen göstermek hapishane idarelerinin ve devletin temel sorumluğudur.

11. Hapishanelerdeki banyo, tuvalet gibi ortak alanların her gün dezenfekte edilmesi,

12. Mahpusların yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmesinin sağlanması, vitamin takviyesi yapılması,

13. Risk grubunda ve kişisel hijyenlerini sağlamakta yetersiz olan kronik hasta, engelli, yaşlı, çocuklu, hamile mahpusların adli kontrol yoluyla cezalarının ertelenmesi sağlanana kadar, kalabalık koğuşlar yerine kapasitesi ve hijyen koşulları uygun ortamlarda tutulması,

14. Sağlık Bakanlığı ve Türk Tabipleri Birliği’nin önerileri ve uyarıları dikkate alınarak hapishanelerde görev yapan tüm personelin bilgilendirilmesi, atılması gerekli olan adımların ve uyulması gerekli olan kuralların belirlenmesi, mahpusların iletişim araçlarına erişimlerindeki kısıt dikkate alınarak ilgili personel tarafından bu bilgilerin paylaşılması, telefonla görüş hakkının her mahpusa haftada en az iki kere olacak şekilde uygulanması,

15. Hapishane içine girecek kişilerin salgını önlemek için uyması gereken hijyen kuralları ve alması gereken önlemler konusunda bilgilendirilmesi, mahpuslarla temasın söz konusu olduğu durumlarda bu önlemlerin yanı sıra uygun ortam ve koruyucu malzemeler sağlanması,

16. Sağlık çalışanları başta olmak üzere mahpuslarla temas eden tüm çalışanlara koruyucu giysi ve malzeme temin edilmesi, özellikle risk grubunda olan çalışanlar başta olmak üzere tüm hapishane çalışanları için çalışma koşullarını da kapsayacak şekilde gerekli önlemlerin alınması,

17. Kurumda düzenli ve yeterli sayıda sağlık personelinin bulunması (sayının arttırılması),

18. Tüm mahpus, hapishane çalışanı ve mahpus yakınlarından olası belirtiler gösteren kişilerin testlerinin hızlı ve güvenilir şekilde yapılabilmesi için gerekli önlemlerin alınması,

19. Görüşlerin yapıldığı alanlarda mahpusların görüş haklarını ihlal etmeyecek şekilde hızla önlemlerin artırılması ve alanların sıklıkla dezenfekte edilmesi, mahpusların yakınlarıyla haberleşebilmesi için imkanların arttırılması,

20. Hapishanelere yakın yerlerde bulunan hastanelerde ve mahpuslara sağlık hizmeti verilen sağlık kurumlarında uygun – yeterli sağlık hizmeti verilebilmesi için gerekli önlemlerin alınması,

21. Mahpusların sağlık kurumlarına ve hastanelere ring araçlarıyla değil; daha hijyenik ve sağlığa uygun araçlarla taşınması,

22. Sağlık gerekçesiyle alınacak önlemlerin mahpusların temel haklarını ihlal etmeyecek şekilde uygulanmasına  özen gösterilmesi,

23. Hapishanelerde corona virüs salgını ile ilgili alınan/alınacak önlemler, karantina uygulamaları ile mahpusların sağlık durumları konusunda başta mahpusların aile ve avukatları olmak üzere kamuoyunun düzenli olarak bilgilendirilmesi zorunludur.

Türkiye, Dünyada, tutuklu oranının en yüksek olduğu ikinci ülkedir. Hapishanelerde kapasitenin çok üzerinde mahpus bulunmakta, bu durum da riski arttırmaktadır. Bu kapasite aşımı sorununun virüsün yayılmasını ne kadar hızlandıracağını tekrar hatırlatarak, yetkilileri gerekli önlemleri almaları konusunda uyarmak isteriz.

Selda Manduz/Demokrat Haber Kars