İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, cezaevlerindeki hasta tutuklularla ilgili bir basın açıklaması gerçekleştirdi. İHD, Adli Tıp Kurumları'nın bilimselliğini ve güvenilirliğini yitirdiğini belirterek, tüm cezaevlerinde genel bir sağlık taraması yapılması gerektiğini belirtti.

İHD'nin İzmir'de yaptığı "Hasta mahpuslar serbest bırakılsın" eyleminde, son bir yıl içerisinde 40‘a yakın hasta mahpusun cezaevlerinde yaşamını yitirdiği bildirildi.

CEZAEVLERİNDE 578 HASTA MAHPUS VAR

İHD'ye yapılan başvurulara göre, halen cezaevlerinde, 228’i ağır olmak üzere toplam 578 hasta mahpusun tahliye (infazının ertelenerek) edilerek tedavi olmayı beklediği belirtildi.

"ADLİ TIP KURUMU'NUN UYGULAMALARI ÖLÜME SEBEBİYET VERMEKTE"

Açıklamada, "Hasta mahpuslar, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve cezaevi idareleri ile cezaevi güvenlik birimlerinin bilinçli bürokratik işlemleri sonucu tedavi edilmeyerek ölüme terk edilmektedir. Bu bürokrasi işkencesine Adli Tıp Kurumu (ATK) ve infaz savcılıkları da ortak olmuştur. ATK, uygulamaları ve raporları ile infaz uygulamasına ikinci bir infaz yöntemi önererek bu ölümlerin sebebi haline gelmiştir," denildi.

ATK'ların uygulamaları ile bilimsel olmaktan çıktığının belirtildiği açıklamada, ATK'ların, kendisine verilen rol doğrultusunda mahpusların ölümüne sebep olduğu ve güvenilir bir kurum olmaktan çıktığı belirtildi. Açıklamada devamla mevcut işleyişe dikkat çekildi:

"'Cezaevinde kalabilir' şeklinde rapor verdiği mahpuslar bir bir yaşamını yitirmektedir.

(ATK) hasta mahpusların infazlarının ertelenmesi bakımından verilecek raporlarda son merci olmaktan çıkarılmalıdır.

Üniversite hastaneleri ve diğer hastanelerin verdiği raporlar yeterli kabul edilmelidir.

5275 Sayılı Ceza İnfaz Kanununda, Cumhuriyet savcılarına, ağır hastalık nedeniyle infaza ara verilmesi durumlarında kamu güvenliği açısından mahpusun tehlike oluşturup oluşturmadığı noktasında takdir yetkisi tanınmaktadır.

Hasta mahpusların tedavi olmak için infazlarına ara verilmesi durumu bir sağlık ve yaşam sorunudur. Bu sorunu kamu güvenliğine indirgemek sağlık hakkına ve yaşam hakkına açık bir saldırıdır. Bu durum başlı başına bir insanın sağlık hakkından mahrum bırakılarak işkence ile yaşamına son verme halidir.

Hasta mahpuslar cezaevi revirlerinde haftada iki gün bulunan pratisyen hekimlerin üstünkörü muayeneleri ile tedavi edilmeden koğuşlarına geri gönderilmektedir. Hasta mahpusların tedavileri zamanında ve doğru yapılmadığı için cezaevlerinde kanser, tüberküloz, şizofreni ve hepatit hastalıkları yaygınlaşmaktadır.

Hasta mahpusların hastanelere sevkleri randevu, güvenlik, kelepçeli muayene ve çıplak arama gibi nedenlerle geciktirilmekte, bu durum hastalıklarının ilerlemesine sebep olmaktadır. Bu yöntem tüm cezaevlerinde sistematik olarak uygulanmakta adeta mahpuslara hastalıkları üzerinden işkence yapılmaktadır. Hasta mahpuslara işkence yöntemi şeklinde uygulanan bu anlayıştan vazgeçilmelidir."

GENEL SAĞLIK TARAMASI TALEBİ

İHD açıklamasında, tüm cezaevlerinde, genel bir sağlık taraması yapılması talebi dillendirilerek, bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşları ve meslek kurumlarından oluşan heyetlerin bu sağlık taramasını yapması için izin verilmesi gerektiği kaydedildi.

Kaynak: Demokrat Haber