Sefa feza Arslan / Demokrat Haber

 

Demokrat Haber'den Deniz Güneş'in haberleştirdiği, Ali Kenanoğlu'nun açıklamalarına yönelik tepkiler, milliyetçi muhafazakarların Alevi düşmanlığını bir kez daha gözler önüne serdi. Alevilere yönelik ayrımcı söylemin hala ne kadar güçlü olduğunu, henüz bir arpa boyu yol bile gidilemediğini bir kez daha gösterdi. Peki, milliyetçi muhafazakarları çılgına çevirecek ne demişti Kenanoğlu:

 

"Alevilerin büyük bir çoğunluğu kendisini İslam olarak görür. Fakat bu İslam nasıl bir İslamdır. Sünniliğin ve Şiiliğin kabul ettiği İslamla uzaktan yakından benzerliği yoktur."

 

Kimse kusura bakmasın, buna bile tahammül edemeyenler ne Alevi açılımından, ne demokratlıktan söz edebilir ve böyle bir zihniyet ile Alevi sorunu konuşulamaz. Evet, Alevilerin İslam anlayışı, Sünnilikten de, Şiilikten de radikal bir biçimde farklıdır. Bu farkların teolojik, felsefi, etik ve tarihsel veçheleri vardır. Alevilik, şekilci olarak nitelediği İslam kavrayışlarına ve özellikle Sünni ortodoksiye karşı, derin bir felsefi ve entelektüel birikime dayanan bir başkaldırı hareketi olarak şekillenmiştir. Aleviliği bu başkaldırıdan, radikal eleştirelliğinden bağımsız olarak değerlendiremezsiniz. Kimse Alevilerden kafalarındaki Alevilik ile özdeşleşmesini bekleyemez. Öyle, başbakanın da yaptığı “Ali'yi sevmek Alevilikse, en büyük Alevi benim” demagojileri ile de Alevi falan olunamaz. Kısacası, Alevi kimliğini tanımanın birinci koşulu, Aleviliğin Sünnilik ve Şiilik ile radikal benzemezliğini kabul etmektir.

 

Milliyetçi muhafazakar siteler Kenanoğlu'nun sözlerini çarpıtmayı da ihmal etmemişler. Timeturk haber sitesi, Allame Seyyid İbn-i Tavus'un, orijinal adı “ el-Luhuf ala katle’t-tufuf” olan eserinde geçen, Hüseyin'in “Müslümanlar, Yezid gibi bir hükümdara duçar olduğunda artık İslam'la vedalaşmak gerekir“ sözlerini, Kenanoğlu'nun ağzından “Artık, İslamla vedalaşmak gerekir” manşeti ile vererek Kenanoğlu'nu hedef göstermeye çalışmışlar, ama sadece kendi cahillikleri ile Alevifobik zihniyetlerini sergilemişler... Fakat asıl utanç verici olan, bu çarpıtılmış haberin altındaki iflah olmaz Alevi düşmanlığını yansıtan yorumlar. İşte o utanç verici yorumlardan birkaçı: (Yorumları olduğu gibi aldık, o yüzden anlatım ve yazım hataları yorumculara ait. Göreceğiniz üzere, Türk-İslamcı milliyetçi muhafazakarların Türkçeleri oldukça zayıf ve hala komünist demeyi öğrenememişler!)

 

“KAFİR OĞLU KAFİR”

“işte senin gibi aleviler kominizmin türkiye versiyonu.dinsizlik sizin mayanızda, imansızlıkta dallarınızda duruyor hala.”

 

“GERCEKTEN COK GUZEL YAZMIS , ADAM HEP DOGRULARI SOYLEMIS.ALEVILERIN GERCEK ITIKADINI HAYKIRMIS GUZELCE.NASIL BIR MUSRIK, KAFIR OLDUKLARINI BAS BAS BAGIRMIS.HELAL OLSUN BE KOCUM HARBI KAFIRMISSIN”

 

“doğru söylemiş. adam dinsiz ise ne diye zorla müslüman diyorsun? şii rafizi iran dayatıyor şiiliği ve iftira atıyor kurana, sahabelere vs. birileri hikaye okuyor! yahu adamların dinle imanla islama alakası yok!”

 

“cennet ve cehennemin bu dünyada olduğuna inananların düşüncesini ifade ediyor,bunun aynısı görüntü olarak kıyama duran esat ve tayfası,şia böyle değil bunlar iranda olsa iş makinalarının ucunda sallanır görürsünüz,”

 

“Bu adam degil Alevi, olsa olsa dinsiz , kafir bir Kizilbastan öteye degildir. Cünkü ancak kafir olan biri böyle seyler söyler ve Kitabimiza böyle iftira eder. Ulan, Allah'in Sünetullah denen bir seyi var. Yani herseyi gidisine birakiyor, müdahale etmiyor sabrediyor. Zalim zalimligini, kafirde küfrünü icra ediyor. Bunlarin hesabini Ahiretteki, hesap gününe birakiyor. Allah Teala biz insanlar gibi sabirsiz olsa, senin gibi bircok kafirin kellesini coktan ucurmustu ya, öyle degil iste.”

 

“kafir oğlu kafir.”

 

“turkiye artik alevilik sia;lik degil kavramini ogrenmesi gerekir. Iran'da bile alevilere hak ve hukuk tanilmiyor ustune cem evleride yasaktir , eger ki gizlide yaparlarsa aninda baskin yaparlar. bu aleviler yuzundendir ki , bugun sialik islam dunyasinda yanlis tanimlanmis onlarin fasit inanclari bizlere buyuk darbe vuruyor. vallah biz sialarda kuran'a peygambere 5 vakit namaza ve islamin 5 sartini yerine getiriyoruz. buyuzden dikatli olun sia'yi aleviyle karistirmayin !!!”

 

“Senin gibilerin Canı Cehenneme.. Heyy gidi koca Selim, ruhun şad olsunn...”

 

“islam düşmanlığı ne zaman dan beri bir inanç olmuş, büyük bir ustalıkla islamın önde gelenlerini ve kitabını da tartışmalı hale getir.bu benim inancım ..sonra tarih boyunca zulme uğradık..böyle bir şey olamaz..dünya görüşün nedir onları açıkla ..yok..son söz söylediklerinizin yalan olduğunu sizde biliyorsunuz..asıl dininizi kamufle ediyorsunuz..sizlerin yaptığı islam düşmanlığı üzerine kurulu bir varoluş ...ama böyle varolamazsınız... “

 

“Alevilik Anadoluda sapkın inançların kendini ifade ediş biçimidir. Adama ne kızıyorsunuz takiyye yapmamış kafirliğini ilan etmiş. “

 

DEMOKRATİKLEŞMENİN ÖNÜNDEKİ ENGEL MİLLİYETÇİ MUHAFAZAKAR ZİHNİYET

Bu yorumlar Alevilere karşı nefret söyleminin ne boyutlarda olduğunu gösteriyor. İşte bu ülkenin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engel, bu milliyetçi muhafazakar zihniyet... Bu zihniyet güçsüzleşmeden Türkiye ne Alevi sorununu çözebilir, ne Kürt sorununu...

 

Bu Alevifobik yorumların yapılmasına vesile olan sitedeki Kenanoğlu'nu hedef gösteren haberin sonu şöyle bitiyordu: “Söz konusu tartışmaya, Alevi yazarlardan Sevilay Yükselir de katılmış ve Kur'an'ın okullarda ders olarak girmesine karşı çıkanlara, 'aptal, gudubet' gibi sözler kullanmıştı.” Benzer biçimde, Nuh Gönültaş da “Sevilay Yükselir, ki kendisi de bir Alevi'dir. Sabah'ta yazdı: Hem yolumuz Muhammed'in, Ali'nin yoludur, soyumuz Ehl-i Beyt'in soyudur diyorsunuz hem de okullara Kur'an-ı Kerim ve Hz. Muhammed dersleri konulduğu için havalara zıplıyorsunuz.” biçiminde yazdı. Gerek sitede, gerekse Gönültaş'ın yazısında Yükselir'in Aleviliği özellikle vurgulanıyor. Niçin? Çünkü, o bir Alevi ama milliyetçi muhafazakarların istediklerini söyleyen bir Alevi. Onlar, ancak böyle bir Aleviliği kabul edebilir, ancak böyle bir Alevilik olursa, Aleviliği tanıyabilir. Sorun şu ki, böyle bir Alevilik yok. Yükselir'in yazdıkları sadece kendisinin Alevi felsefesine uzaklığını gösteriyor. Nitekim, Yükselir'in Alevi Açılımı toplantısında yaptığı konuşmadaki naiflik, Aleviliğin formel ve ortodoks din anlayışına getirdiği radikal eleştiriyi kavrayamayan değerlendirmelerin Aleviliği asimilasyona nasıl da açık hale getirdiğini gösteriyor: 

 

“Aleviler camiye gitmiyor. Ben bir gün anneme dedim ki, biz niye camiye gitmiyoruz? Kadıncağız öyle öğrenmiş, öyle anlatıyor. Kızım Hz. Ali’yi camide vurmuşlar. Vurmuşlarsa vurmuşlar yani. Hz. Ali, Hz. Muhammet’in amcaoğlu, ilk Müslüman falan değil mi? Ben anlamıyorum şimdi, benim eşim Sünni, 13 yaşında bir oğlum var. Evde egemen benim şeyim var. Mecburen benim ritüellerim, daha doğrusu anneanne ve dede bizimle yaşıyor. Şimdi eşim Sünni ve iyi bir Sünni. Din eğitimi almış eşim, Erzurumlu Kur’an’ı bir kaç kez okumuş. Oğlum bana diyor ki, ya siz ne biçim insanlarsınız anne Aleviler? Utanıyorum ya siz hiçbir şeye inanmıyorsunuz ki diyor. Siz nesiniz diyor, siz çok özür diliyorum yani hani yanlış anlamayın çok yüreğimle konuşuyorum bunu, siz Allah’a da inanmıyorsunuz bence diyor. Oğlum nereden çıkarıyorsun bunu. Çünkü çocuğun önüne koyabileceğim bir metnim yok, bir kitabım yok, bir ritüelim yok. Taban Kur’an-ı Kerim diyorsak, o zaman ben çocuğumun önüne, bak oğlum biz de bu kitaba inanıyoruz. Ama bizim yolumuz şu şu şu. Bunu anlatan bir şey var mı? O da yok. Daha çok konuşacağım yani fazla kafanızı karıştırmak istemiyorum. Ama karıştınız değil mi? Ama doğrusu bu Mehmet Ali abi, doğrusu bu. Aleviler bir kere ne istediğini bilmiyor, bir kere biz ne olduğumuzu nereden geldiğimizi bilmiyoruz. Lütfen biri bana açıklasın ya! Aleviler camiye gitmiyor. Tamam, gitmiyor, niye? Hz. Ali camide öldürülmüş, demiş ki, beni seven kulum camiye gelmesin. Böyle bir saçmalık olur mu?”

(5. Alevi Çalıştayı, http://www.farukcelik.com.tr/news/files/5.pdf , sayfa 64-65)

 

Yükselir'in sorduğu soruların Alevilik içinde cevapları var, ama anlaşılan o Sünniliğe benzer bir Alevilik istiyor ki öyle bir Alevilik mümkün değil... Hükümete yakın bir kalem olsa da, Yükselir'e bile bu asimile olmuş Aleviliği talep ettiren, yaşadığımız muhafazakar iklimin baskısı... Alevilere sürekli niye namaz kılmıyorsun, oruç tutmuyorsun diye soran, taciz eden mahalle baskısı... Alevi çocuklarını zorunlu din dersleri ile Sünnilleştirmeye çalışan, faşist darbe kalıntısı zihniyetin baskısı....