Türkiye’de devrimci hareketin ve 68 kuşağının önde gelen isimlerinden İbrahim Kaypakkaya’nın kardeşi İbrahim Karakaya, geçirdiği kalp krizi sonucunda hayatını kaybetti.

İbrahim Karakaya’nın cenazesi bugün saat 12:00’de Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Batıkent Cemevi’nden kalkacak ve Çorum’un Karakaya köyünde toprağa verilecek.

Sanatçı Ferhat Tunç da Karakaya’nın vefat haberini duyurarak ailesine başsağlığı diledi.

İbrahim Kaypakkaya’nın babası Ali Kaypakkaya, soyadından dolayı küçük oğlunu okula yazdıramayınca köyünün adı Karakaya’yı soyadı olarak aldı.

KAYPAKAYA AİLESİ SOYADLARINI NEDEN DEĞİŞTİRDİ?

Ali Kaypakaya radyo haberlerinden öğrendi oğlunun akıbetini ve peşine düştü. Diyarbakır’a iki kez gitse de soruşturması sürdüğü gerekçesiyle görüştürülmedi.

İkinci gidişinde bir mektup yazmasına izin verilince ‘Oğlum’ diye yazdı, ‘Zamanında bir hayli tartıştık, ama sen inandığın yolda devam ettin. Şimdi moralini bozma, metin ol’. Görevliler ‘Bu olmaz, cesaret veriyorsun’ diye mektubu İbrahim’e iletmediler.

Kısa bir not yazdı, yanıt askerle geldi, iyiydi, yaraları iyileşiyordu, yürümeye çalışıyordu… Baba Kaypakaya her cezaevine gidişte aşağılandı, tutuklanma ve ölümle tehdit edildi, ama oğlunun peşini bırakmadı.

Mayıs ayında bir mektup aldı, İbrahim soruşturmasının bittiğini, artık görüşebileceklerini, ziyaretine İstanbul’daki avukatıyla görüştükten sonra gelmesini yazıyordu, çünkü savunmasını yapmak için detaylı bilgiye ihtiyacı vardı.

Baba Kaypakaya cezaevine vardığında, yöneticilerdeki tedirginliği fark etmekte gecikmedi, oda kapıları açılıp kapandı, sonunda bir tuğgeneral oğlunun iki gün önce, yani 18 Mayıs’ta öldüğünü söyledi. ‘Oğlumu öldürdünüz’ diye bağırdı.

Öfkesi, acısı ve ısrarı karşısında cenazeyi vermek zorunda kaldılar, işkenceye uğramış, kurşunlanmış ve başı gövdesinden ayrılmıştı. Yöneticiler ‘otopsi’ deseler de baba Kaypakaya gerçeğin farkındaydı. 350 liraya tabut yaptırdı, 60 liraya kefen aldı ve oğlunu önce Ankara’ya, sonra köye taşıdı.

İbrahim ölse de baskılar eksilmedi üzerlerinden. Köye operasyonlar düzenlendi, üç çoban öldürüldü, bunun üzerine köylüler Kaypakaya ailesini suçlamaya başladı, akrabaları da sırt çevirince, köysüz kaldılar. Başlarda anmalar için mezarına gelenlerin sayısı çoktu, zamana göre sayıları azaldı ya da arttı. Ancak örgüt de parçalanmıştı, kimi İbrahim’in düşüncelerinin izini sürüyor, kimi küfrediyordu. Baba Kaypakaya daha fazla dayanamadı ve köyle bağını tümüyle kesti.

Mamak’taki evleri de sık sık basıldı, arandı. Bir oğlu ve kızı da tutuklandı Ali Kaypakaya’nın, aylarca cezaevinde tutuldu. İbrahim teyzesinin kızıyla olan ilk evliliğindendi, boşanmışlar, ama oğlu yanında kalmıştı. İkinci evliliğinden bir kızı olmuş, karısı erken yaşta kalp krizinden ölünce üçüncü evliliğini yapmıştı. Ondan da beş çocuğu olmuş, İbrahim ara sıra annesiyle görüşse de okumak için köyden ayrılana kadar babasının yanında yaşamıştı. Baskınlardan birinde polisin küfürlerine ve hakaretlerine dayanamayan karısı kalp krizi geçirdi ve öldüğünde yıl 1978’di. Dördüncü kez evlendi, bir oğlu oldu, adını İbrahim koydu. Okula başlayana kadar bir sorun yoktu, ama okulda ismi öğretmenlerinin de arkadaşlarının da dikkatini çekti, o bir anarşistin kardeşiydi. Lisede üzerindeki baskılar artınca bir öğretmeninin önerisiyle soyadını değiştirdiler, onlar artık Karakaya ailesiydi.

İbrahim soyadının değiştirilmesine çok üzüldü, günlerce ağladı, ama ailesinin desteğiyle okumasını sürdürdü ve petrol mühendisi oldu. Bir süre Diyarbakır’da Petrol Ofisi’nde çalıştı, ama kentin ölüm kokan ağırlığına dayanamadı ve Kazakistan’a gitti.

İbrahim Karakaya kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.

Cenazesi bugün 12:00’de Ankara Batıkent Pir Sultan Abdal Cemevinden uğurlanarak, Çorum Karakaya köyünde toprağa verilecek.