Haseke'de Esad'a bağlı güçler ile YPG arasında süren ve ikinci günü geride bırakan çatışmalar üzerine ANF'den Arzu Demir'in analizi...

***


Suriye'nin batıya yaklaşımını engellemek için, Esad rejiminin yalnızlaştırılması şart. Bunun yollarından biri de DAİŞ ile savaşı nedeniyle gittikçe uluslararası alanda güç haline gelen YPG/YPJ ile savaşması.

Suriye'nin Hesekê kentinde rejim güçleri ile YPG/YPJ arasındaki çatışmalar dünden bu yana sürüyor. Rejimin, devrim güçlerine saldırısının zamanlaması oldukça dikkat çekici. Zamanlama saldırının amaçlarına dair de bir fikir veriyor.

Buna geçmeden önce Hesekê ile ilgili bir kaç not.

Hesekê, Cizire kantonunun başkenti sayılan Qamışlo'nun devrimden önce bağlı olduğu eyalet. Rojava Kürdistanı ile Suriye arasındaki sınır kenti. Kentte Kürt ve Arapların yanı sıra Süryaniler, Keldaniler ve Nesturiler de yaşıyor.

2014 yılının başında DAİŞ’in ( IŞİD) Hesekê kentine yönelik saldırıları başladığında YPG/YPJ, halkı korumak için kuzeydeki Kürt mahallelerine girerek, denetim altına aldı.

Hesekê'de bugüne kadar rejim güçleri ile YPG arasında bir çatışma yaşanmadı.

Saldırılar, Suriye hükümetine bağlı askerler ile "Muqenne" olarak adlandırılan Ulusal Savunma Güçleri'nin (NDF) önceki gece geç saatlerde Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Til Hecer, Miftî, Mesakin ve farklı mahalleleri havan toplarıyla saldırısıyla başladı.

NDF'ler, daha önce 2013 yılının Aralık ve 2014 yılının Mayıs aylarında yerel halktan oluşturulan milis gücü.

Hesekê belediyesine bağlı 4 çalışanı gözaltına alan rejim güçleri, gerginliğin tırmanmadığı gece saatlerinde de 8 sivili kaçırdı. Gece yarısı saatlerinde de İtfaiye Merkezi ve Asayiş noktalarına saldırı başlattı.

YPG bu saldırılara sert bir yanıt verdi. Katliam saldırısına karşı Sebax kontrol noktası ile Til Hacer'de bir karakolu ele geçirdi, 30 askeri alıkoydu, bir tankı da kullanılmaz hale getirdi.

YPG ve Asayiş, iki gündür süren saldırılara rağmen elindeki noktaların hiçbirini kaybetmedi. Çatışmaların devam ettiği kentte can kaybı yüksek.

NEDEN ŞİMDİ?

Saldırının zamanlaması çok dikkat çekici. PYD Eş Başkanı Salih Müslim, bir süredir Moskova'da Rusya ile görüşmeler gerçekleştiriyor. Müslim'den önce de HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın Rusya'ya ziyareti olmuştu.

Rusya'nın Suriye savaşında Esad'tan yana tutum aldığı ortada. Bu nedenle Moskova'da yapılan görüşmeler, Rojava Özerk Yönetimi'nin -görüşen kişi hükümet yerine PYD Lideri Müslim de olsa- Rusya tarafından tanındığı anlamına gelirken, Suriye rejimi ile dolaylı görüşmelerin yapıldığı şeklinde de yorumlanabilir.

Hesekê saldırısı Moskova'daki görüşmeler ile birlikte değerlendirildiğinde iki olasılık var.

Birincisi, rejim, görüşme sürecinde varlığını hissettirmek, Kürt yönetiminin siyasi ve askeri etki alanını daraltmak istiyor.

İkinci olasılığı ise Batı ve ABD'nin Suriye'deki savaşa yaklaşımı ile birlikte değerlendirmekte fayda var. Son süreçte, Batı'nın ve ABD'nin Esad rejimine yönelik düne göre daha ılımlı yaklaşımları ortada.

Bu yakınlaşmanın İran'ı rahatsız ettiğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Suriye'nin İran dışındaki diğer devletlerle yakınlaşması demek, İran'ın etki alanının daralması demek.

Unutmayalım ki, Suriye savaşı aynı zamanda bir İran savaşı.

Suriye'nin batıya yaklaşımını engellemek için, Esad rejiminin yalnızlaştırılması şart. Bunun yollarından biri de DAİŞ ile savaşı nedeniyle gittikçe uluslararası alanda güç haline gelen YPG/YPJ ile savaşması.

Bu durum nesnel olarak DAİŞ ile Esad rejimini aynı noktada buluşturacak, böylece Suriye'nin tek gerçek dostu İran olacak.

Bu olasılığı güçlendirecek başka dikkat çekici bir iddia daha var. Hizbullah ve İran Devrim Muhafızları'ndan askeri komutanların, Hesekê ve Qamışlo'da olduğu ve özel bir komando birliğini eğittiği Arap basınında yazıldı.

Haberlere göre, sözü edilen komando birliği, Arap aşiret bireylerinden oluşacak. Bunun daha yalın ifadesi, Suriye rejimi, Arap aşiretlerini silahlandırıyor.

KİME KARŞI?

İki düşman var: DAİŞ ve Rojava Özerk Yönetimi.

Hesekê'de devam eden çatışmalara bakıldığında, eğitilen Arap aşiretlerin, yeni bir yaşamı inşa eden Rojava'ya karşı savaştırılacağını söylemek yanlış olmaz.

Ayrıca 6 Ocak'ta "intizar" adlı bir internet sitesinde çıkan haberde görüşüne başvurulan Mahmut Ahmed adlı kişinin söylediği ilginç. Ahmed, söz konusu komando birliği için, "Yönetim, Hasekê aşiretlerinin PYD karşısında rekabet etmesini planlamaktadır. Nitekim PYD, üç ay önce ‘devlet' (DAİŞ'i kastediyor) ile Aynul Arap'ta gerçekleşen çarpışmalar neticesinde meydana gelen değişiklikler dolayısıyla Kürdistan üzerinden Batı ile ittifak kurma düşüncesine girmiştir" diyor.

Hesekê'den gelen bilgi savaşın sürdüğü yönünde. Suriye rejimi, Kürt halkının yaşadığı mahallelere top atışı yapıyor, YPG/YPJ de halkı savunuyor. Çatışma Hesekê'nin başka yerlerine yayılır mı? Belirsiz.

Hesekê dışında başka yerlere sıçrarsa, çatışmanın ilk yaşanacağı yer Qamışlo.

Hesekê'deki gelişmeler Qamışlo'da halk arasında konuşuluyor. Ancak kentte durum sakin.

Kendini demokratik Suriye rejimini içinde, 3. yol olarak tanımlayan Rojava Kürdistanı'nın, Suriye rejimi ile kurduğu ilişki şöyle: Rejim, Rojava halklarının bulunduğu alanlara saldırmadıkça çatışmama. Çünkü YPG bir savunma gücü.

Çatışmaların yayılıp yapılmayacağını aslında rejimin tutumu belirleyecek. Rejim saldırılarını sürdürür ve yaymaya kalkarsa, ister istemez savaş yayılır.

Arap aşiretlerinin de dahil olacağı bu yeni savaş, açık ki Arap-Kürt çatışması anlamına da gelecek. Gerici Arap ve Türk devletleri ile ABD, İsrail ve DAİŞ, Kürt-Arap çatışması çıkartamadı. Şimdi İran ve Hizbullah deniyor.