HDP ve DBP üyesi 7 kadın Ankara'da gözaltına alındı. İfadeleri alındıktan sonra serbest bırakılan kadınların 'unutulmuş' bir KCK dosyasının şüphelileri oldukları belirtiliyor.

Ankara’da Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) üyesi 7 kadın 10-15 Aralık tarihleri arasında gözaltına alındı. Bazıları parti çalışanı olan Songül Arar, Güvercin Aras, Hatice Çevik, Hacer Özmen, Meral Vuralok, Feryal Yazıcı ve Makbule Altur isimli kadınların özel yetkili mahkemelerin yargılama yaptığı dönemde açılan bir KCK soruşturması nedeniyle ifadelerine başvuruluyordu.

‘BDP’NİN TBMM GRUP TOPLANTILARINI SORDULAR’

Barış Avşar imzasıyla radikal.com.tr’de yer alan haber şöyle:

Gözaltına alınan kadınların beşinin avukatı Pınar Akdemir’e göre bu soruşturma faaliyetlerine son verilen özel yetkili mahkemelerin ‘ruhunu’ yansıtıyor. HDP Merkez Hukuk Komisyonu üyesi Akdemir soruşturma gerekçesi olarak, “KCK kapsamında değerlendirilen Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) içerisinde eylem yürütme”nin gösterildiğini belirtiyor. Terörle Mücadele Şubesi’nde müvekkillerine yöneltilen sorulardan ‘klasik’ bir KCK soruşturması izlenimi edindiklerini söyleyen Akdemir, “Örneğin HDP üyesi Güvercin Aras’a, Gültan Kışanak’la Selahattin Demirtaş’ın eşbaşkanlığı döneminde BDP’nin TBMM grup toplantılarına katılım için parti üyelerine gönderilen cep telefonu mesajları, ‘bu grup ne grubu’ denilerek soruldu” diyor.

Akdemir ayrıca şunları söylüyor, “Müvekkillerimize 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nden Newroz kutlamalarına kadar pek çok etkinliğe hangi talimatlarla katıldıklarına ilişkin sorular soruldu. Çok eskiden kalan ancak şimdi yeniden ele alındığını düşündüğümüz, özel yetkili savcıların yaptığı yargılamaların ruhuyla yürütülen bir soruşturma. Tabii şu an dosyaya bakan savcının nasıl bir değerlendirme yapacağını bilemiyoruz.”

‘MARİE CLAIRE VE ELLE'DE KAPAK OLDULAR AMA…’

HDP Eşgenel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş ise soruşturmaya konu olan Demokratik Özgür Kadın Hareketi’nin yıllardır kadın hakları alanında alenen faaliyet yürüten, Anayasa değişikliği için öneriler hazırlayan bir kitle örgütü olduğunu belirtiyor. “Yasadışı bir fiil alenen yapılmaz” diyen Beştaş, çözüm sürecine rağmen ‘kaygan’ bir zeminin devam ettiğini ve TBMM’deki siyasi parti faaliyetlerine bile‘yasadışı’ muamelesi yapılabildiğini söylüyor: “Üstelik KCK davaları için moda deyimle bir algı operasyonu da yürütülüyor ve ‘tutuklu kalmadı’ deniyor. Ama halen yüzlerce kişi cezaevinde, binlerce kişi de alt ve üst mahkemelerin kararını bekliyor. Kobane eylemlerinden sonra bunlara yüzlercesi eklendi. Şimdi de IŞİD’e karşı gösterilen direnişle dünyada bir sempati yaratan, Elle ve Marie Claire gibi dergilere bile kapak olan Kürt kadınlarına yönelik bu soruşturma gündeme geldi. Oysa günde üç kadının öldürüldüğü ülkemizde devlet bu kadınları soruşturmamalı aksine desteklemeli.”