Gazeteci ve yazar Musa Anter’in öldürülmesi ile ilgili dava bugün görüldü. Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu ve HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar da katıldı.

25 yıldır adaletin sağlanmadığını söyleyen Filiz Kerestecioğlu, “Musa Anter’in ailesini görünce, ‘Bir aile, bir insan daha kaç kez hırpalanır’ diye sormak gerekiyor. Bu soru yakınlarını faili meçhul cinayetlerde kaybeden tüm aileler için geçerli. Bilge bir insan olan Musa Anter’in kaybından duyulan üzüntü bir türlü telafi edilmedi. Tüm siyasi cinayetlerin bir daha yaşanmayacak şekilde son bulmasını ve yaşananların da cezasızlıkla değil adalete erişerek son bulmasını temenni ediyorum” dedi.

Musa Anter, 20 Eylül 1992’de uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybetti. Anter’in yanında bulunan, Orhan Miroğlu ise saldırıdan yaralı olarak kurtuldu. İsveç’te yaşayan eski JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan, Anter’in kendisinin de içinde yer aldığı tim tarafından öldürüldüğünü öne sürdü. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ın isteği üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş’ın hazırladığı Susurluk Raporu’nda da, Anter cinayetinin Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından planlanıp uygulandığı belirtildi.

‘PUSUYA DÜŞÜRÜLDÜĞÜMÜZÜ ANLADIK AMA BİR YERE GİDEMEDİK’

Musa Anter’e yönelik suikastla ilgili dava 2013 yılının Temmuz ayında, Diyarbakır’da görülmeye başlandı. Davanın ilk duruşmasına konuşan Orhan Miroğlu, olay günü yaşananları şu şekilde anlattı:

“Olay günü Anter, arazi işi için biriyle görüşeceğini söyledi. Otele gelen ‘Dıjvar’ kod adlı Hamit Yıldırım, Musa ağabeyle bir süre görüştükten sonra bir taksiye binerek Seyrantepe’ye gittik. Hamit şüpheli hareketlerde bulunuyordu. Seyrantepe’ye vardığımızda benim arabada olmamdan dolayı Hamit telaşlandı, ‘Yeşil’ ile buluşamadı. JİTEM’deki ilk işi olduğu için kendisini kanıtlamak istedi. Anter ile pusuya düşürüldüğümüzü anlamıştık ama bir yere gidemiyorduk. Bir süre yürüdükten sonra Hamit önce Anter’e sonra bana sıkmaya başladı. Yaralı halde iken Hamit üzerime gelip bir el daha ateş açtı. 15 dakika sonra polis geldi. Gelip beni hastaneye götüren o polise teşekkür ediyorum. Olayla ilgili benim ve Aygan’ın anlatımları uyuşuyor. İsveç Yargıtay’ı, Aygan’ın ölüm riski olduğu için iadesini uygun görmemiş. Anter olayına ilişkin ‘Yeşil’in MİT’te verdiği beyanı talep ediyorum. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Devlet Denetleme Kurulu’nun olaya el atmasını talep ediyorum. Bizi Hamit vurdu, davacı ve şikayetçiyim.”
 
DAVA ANKARA’YA TAŞINDI

Diyarbakır’da görülen dava Hamit Yıldırım, ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım, Aziz Turan (Abdulkadir Aygan) ile emekli Albay Savaş Gevrekçi sanık olarak yargılanıyor. Sanıklara “taammüden öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve “halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik” suçundan ise, 20 yıla kadar hapis cezası verilmesi isteniyor.
Emekli Albay Savaş Gevrekçi’nin, güvenlik gerekçesiyle davanın başka bir ile nakledilmesini istemesi üzerine Yargıtay, 2015’in Ocak ayında, davanın Ankara’ya gönderilmesine karar verdi.

‘YEŞİL’LE YURTDIŞINDA GÖREV YAPTIK’

14 Mart 2016’da görülen duruşmada tanık olarak dinlenen eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım ile yurt dışı görevlerde birlikte çalıştığını söyledi.

Görevine döndükten sonra iki İranlı’nın kaçırılması olayıyla ilgili olarak Mahmut Yıldırım’ı sorguladıklarını aktaran Eymür, “Sorgunun bir kısmına katıldım. İlk, emniyet sorguya aldı. Sonra biz sorguya aldık. Musa Anter olayında bulunduğunu söyledi. Sorgu dediğim sohbetvari bir sorguydu. Mahmut Yıldırım’ı kontrol eden arkadaşlar vardı. MİT aracılığıyla onları çağırabilirsiniz. Onların daha çok bilgisi var” dedi.