Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Kanun Hükmünde (KHK) ile işten çıkarıldıkları için 60 gündür açlık grevinde olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın durumuna dikkat çekmek için Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks mektup yazdı.

Acilen adım atılması gerekliliğine dikkat çekilen mektupta, “İki eğitimcinin sağlık durumu şu anda kritik bir aşamadadır ve bu mektubu da size arkadaşlarının özel isteği üzerine yazmaktayım. Gülmen ve Özakça’nın durumları hakkında Türk makamlarıyla iletişim kurmanızı sizden rica ediyorum. Bu müdahaleniz, açlık grevindeki eğitimciler ile ilgili devlet makamları arasında grevin sona erdirilmesi ve bu kişilerin işlerine geri dönmelerine yönelik gerekli diyalogun oluşturulmasına yardımcı olabilir” ifadeleri kullanıldı.

Gazete Karınca’nın haberine göre, “Türkiye’de açlık grevindeki iki eğitimci için eylem çağrısı” başlıklı mektup şöyle:

15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen darbe girişimi ertesi işten çıkartılan yaklaşık 150 bin kamu çalışanının sorunlarına çözüm bulmak için gösterdiğiniz değerli gayretin farkında olduğumuzu ve bu çabanızı takdir ettiğimizi bilmenizi isteriz. Bu mektupla ise, işten çıkarıldıkları için 60 gündür açlık grevinde olan iki eğitimcinin, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumuna dikkatinizi çekmek isterim.

Hükümet, darbe girişimini ve Olağanüstü Hali fırsat bilerek hükümetin politikalarına muhalif olan binlerce kamu çalışanını görevden almıştır. İhraç edilen kamu çalışanlarının büyük bir bölümü hakkında hiçbir adli ve idari soruşturma yürütülmemiş, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Ceza Kanunundaki hükümler uygulanmamıştır. İhraç edilen kamu çalışanlarının büyük bir bölümünün darbe girişimi ve cemaat ile herhangi bir ilişkisinin olup olmadığının somut olarak ortaya konulmasına gerek dahi duyulmamıştır. Özellikle KESK (Kamu Emekçileri Sendikası’na) bağlı sendikalara üye olan çok sayıda kamu emekçisi, barış, demokrasi sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi yürüttükleri, grev haklarını kullandıkları için hukuksuz bir şekilde açığa alınmış ve ihraç edilmişlerdir.

İhraç edilen kamu görevlilerinin başvuracağı etkili hiçbir iç hukuk mekanizması bulunmamaktadır. Yurttaşların Danıştay’a, İdare Mahkemesine, Anayasa Mahkemesine yaptıkları başvurular, Olağanüstü Halde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameleri denetleme yetkileri olmadığı gerekçesiyle reddedilmektedir. KHK ile yargıya açık müdahalede bulunulmuş, mahkemelerin başvurulara ilişkin görevsizlik kararı vererek dosyaları Olağanüstü Hal İnceleme Komisyonuna göndermeleri istenmiştir. Avrupa Konseyi’nin de kurulması yönündeki beklentisine rağmen bir Kanun Hükmünde Kararname ile görev ve yetkileri düzenlenen bu Komisyon ise halen kurulmamıştır.

Kanun Hükmünde Kararnamelerle ihraç edilen akademisyenlerin sayısı 4811’dir. Bu akademisyenlerden 378’i, Hükümetin, Kürt yurttaşların yaşadıkları bölgelerdeki militarist politikalarını eleştirerek “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzalayan Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifinin üyesidir. 20 Temmuz’dan bu yana açığa alınan, tutuklanan ya da meslekten ihraç edilen çeşitli meslek gruplarından -çoğu kamu görevlisi- en az 37 kişi intihar etmiştir.

Akademisyen Nuriye Gülmen ile sınıf öğretmeni Semih Özakça de OHAL KHK’sı ile ihraç edilen kamu görevlilerindendir. İki eğitimci, 9 Kasım’da ‘İşimi istiyorum’ diyerek Ankara’da oturma eylemine başlamışlardır. Ne var ki, iki eğitimci, bugüne dek polis tarafından defalarca darp edilerek gözaltına alınmışlardır. Devletin görmezlikten geldiği eylemleri nedeniyle CNN International, akademisyen Gülmen’i 2016’nın önde gelen sekiz kadını arasında göstermiştir. Defalarca gözaltına alınmalarının ardından Gülmen ve Özakça açlık grevine başlamışlardır. Açlık grevlerinin 57. Gününde ise, 4 Mayıs 2017 günü, bilimsel çalışmalarıyla uluslararası düzeyde tanınan pek çok Barış Akademisyeni de Gülmen ve Özakça’ya destek olmak amacıyla bulundukları kentlerde süreli-dönüşümlü açlık grevine başladıklarını kamuoyuna duyurmuşlardır. Bir ülkenin akademisyenlerinin, eğitimcilerinin açlık grevine başlaması o ülke için büyük bir ayıptır.

İki eğitimcinin sağlık durumu şu anda kritik bir aşamadadır ve bu mektubu da size arkadaşlarının özel isteği üzerine yazmaktayım. Gülmen ve Özakça’nın durumları hakkında Türk makamlarıyla iletişim kurmanızı sizden rica ediyorum. Bu müdahaleniz, açlık grevindeki eğitimciler ile ilgili devlet makamları arasında grevin sona erdirilmesi ve bu kişilerin işlerine geri dönmelerine yönelik gerekli diyalogun oluşturulmasına yardımcı olabilir. HDP Grup Başkanvekili olarak, bu amaçla başlatacağınız herhangi bir girişimle sizinle işbirliği yapmaktan memnuniyet duyacağımı belirtmek isterim.