Halkların Demokratik Kongresi'nin düzenlediği "Halklar ve İnançlar Konferansı" başladı.

Petrol-İş Sendikası Genel Merkezi'nde düzenlenen konferansa Afro-Türkler, Aleviler, Anti-Kapitalist Müslümanlar, Arap, Boşnak, Çeçen, Adige, Oset, Çingene, Ermeni, Ezidi, Gürcü, Hemşin, Kürt, Laz, Pomak, Rum ve Süryani halk ve inançlardan çok sayıda kişi katıldı. Ayrıca BDP Milletvekili Erol Dora, BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve İstanbul Bağımsız Milletvekili A. Levent Tüzel de katılımcılar arasında yer aldı.

"Göçler, acılar ve dirençler" sinevizyonunun gösterimi ile başlayan konferansın açılış konuşmasını ise Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Mardin Milletvekili Erol Dora yaptı.

DORA: SİVİL BİR ANAYASA OLMALI VE ZORUNLU DİN DERLERİ KALDIRILMALI

Süryani vekil Dora, cezaevlerindeki açlık grevine dikkat çekerek, taleplerin karşılanması gereken haklar olduğunu söyledi. "Bir an önce İmralı ile görüşmelere başlanarak bu sorunun çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda inanıyorum ki HDK de çok duyarlıdır," diyen Dora, devlet yetkililerinin "halklar kardeştir" derken gayri-müslimleri saymadığına dikkat çekti.

Dora, herkesin "benim anayasam" diyebileceği sivil bir anayasa talebinde bulunarak, zorunlu din derslerinin anayasadan çıkarılmasını istedi.

Doranın konuşmasının ardından halklar ve inançlar adına katılan temsilciler konuşma yaptı.

Kafkasya halklarından Osetler, Adigeler ve Çeçenler adına konuşma yapan temsilciler, kendi dillerinde konukları selamladı.

'OSETÇE KONUŞANLAR ÖĞRETMENE İHBAR EDİLİRDİ'

Osetler adına konuşan Leyla Kılıç, "Çerkez üst kimliğini kullandık. Ama tüm yaşamımızda Osetce konuştuk. İlkokula başladıktan sonra dilimizi kullanmamız yasaklandı. Türkçe bilen arkadaşlarımız dışarıda Osetce konuşanları öğretmene ihbar etmeye zorlanıyordu. Ama buna rağmen dilimizi kullanıyorduk. Dilimizin her zaman yaşayacağını düşünüyorduk ama öyle olmadı. UNESCO’nun kaybolan diller arasına aldığı dil olunca nasıl yaşatırız kaygısına girdik," dedi.

"CUMHURİYET KURULDUĞUNDA KÖYLERİMİZE 'VATANDAŞ TÜRKÇE KONUŞ' YAZILDI"

Adigeler adına konuşan Curmit Sebahattin ise, "Çerkez üst kimliğini taşıyoruz. Bu isim bize dışarıdan Fransızlar, Almanlar tarafından verildi. Topraklarımızdan sürüldük, Osmanlı döneminde buraya getirildik. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda köylerimizin girişlerine "Vatandaş Türkçe konuş" diye yazıldı. Kültürümüzü yaşatmamız kısıtlandı. Acılarımızı yüreğimize gömdük, düğünlerimizde gizli oynadık," dedi ve şöyle devam etti:

"Çerkesler genelde devletin yanında olarak bilinir ama böyle değil. Biz tersine halk olarak haklarını aramamasıyla eleştiririz. Bu kıramadığımız kabuktur. Şimdi kendi kültürümüzü dilimizi yaşatmak için 1 Mayıslarda, eylemlerde sokaklara çıkıyoruz. Bunu da, bu konuda deneyimli olan halklardan öğreniyoruz."

'ARAP OLDUĞUMUZ İÇİN BASKI GÖRDÜK'

Arap Alevileri adına da Ehlibeyt Kültür Dayanışma Derneği Başkanı Ali Yaman konuştu:

"Çoğunluk olarak Akdeniz-Hatay çevresinde yaşıyoruz. Arap olduğumuz için baskı gördük. Ayrıca sınıra yakın yaşadığımız için bize yıllarca potansiyel suçlu ve vatan haini olarak bakıldı. Şu an öyle bir durumda yaşıyoruz ki, dede ile nene ayrı bir dil, torunlar ayrı bir dil konuşuyor. Çünkü Arapça konuşanlar aşağılanıyor. Anne ve babalar geleceğini etkiler endişesini taşıyor. Hiç kimse dininden olmak zorunda değil, ırkından olmak zorunda değil. Sen benim dinimden, ırkımdan hayat felsefemden olmasan da ben seni bir insan olarak bağrıma basıyorum. Bizim Hz. Ali'den öğrendiğimiz budur."

'DEVLET KENDİ TASARLADIĞI BİR ALEVİLİK İNANCINI BİZE DAYATIYOR'

Aleviler adına Şahkulu Sultan Dergahı Başkanı Mehmet Turhal, "Alevilik, akıl ile inancı bir arada götüren bir inanç olarak tanımlanır," açıklamasını yaptı ve şu ifadeleri kullandı:

"Devlet kendi kafasında tasarladığı bir inancı bize dayatıyor, bunu da laiklik adıyla yapıyor. Gerçek bir demokrasi ve laiklikte eşit yurttaşlık olur, hiç kimseye tek din, dil, ırk, inanç dayatılamaz. Devlet kim kendini nasıl hissediyorsa öyle kabul etmeli. Diyanet işleri başkanlığı kaldırılmalı. Yeniden yapılandırılacaksa bile Ermeni ve Rum halklarına yapıldığı gibi Alevilerin kapatılan dergahları ve vakıfları, el konulan mallarının hepsi iade edilmeli. Temsiliyet eşit olmalı. Zorunlu din dersleri kaldırılmalı. İnsanların inanma hak ve özgürlüğü olduğu gibi inanmama hakkı da vardır. Eğitim kurumları konusunda ciddi bir sıkıntısı var."

'EZİDİLERİN TARİHİ BİLİNMİYOR, ÇÜNKÜ 73 KATLİAMDAN GEÇİRİLDİLER'

Batman'dan gelen Ezidi toplumun temsilcisi Nedim Erkiş, Kürtçe konuşarak, açlık grevindekileri selamladı, sonra da "Ezidiliğin tarihi çok bilinmiyor. Çünkü 73 katliamdan geçirildi. Dünyanın 6 büyük parçasına dağılmış durumda. 1 milyonu aşkın kişi var," hatırlatmasını yaptı.

"Türkiye'de özellikle devlet tarafından tanınmıyoruz," diyen Erkiş, "Kimliğimiz tanınmıyor. Ezidiler 'her din bin gerçekliğe sahiptir', diye inanır. Kendi dinine sahip çıkmayan insanların başka dine sahip çıkmayacağını düşünüyor. Devlet Ezidileri iyi tanımalı," açıklamasında bulundu. (anf)