Hayata Dönüş Operasyonu’nun ardından operasyona maruz kalan mahpuslara hemen dava açıldı. Operasyondaki rütbesiz askerler 10 yıl sonra hakim karşısına çıktı. Rütbeliler ise sadece tanık oldu. Ancak süren soruşturmayla ilk kez rütbelilere de dava açılabilir.

19 Aralık 2000’de yapılan Hayata Dönüş Operasyonu’nun ardından açılan davalardan üçü sürüyor. Bayrampaşa ve Ümraniye cezaevlerinde sadece operasyona katılan rütbesiz askerlerin yargılandığı iki davanın yanı sıra Ümraniye Cezaevi’nde dönemin tutuklu ve hükümlülerine açılan davalar yavaş da olsa ilerliyor.

Ayrıca rütbelilerle ilgili bir soruşturma da var. Davaların müdahil vekillerinden, avukat Güçlü Sevimli, bu soruşturmanın davaya dönüşmesiyle ilk kez rütbelilerin de sanık sandalyesine oturacağını söyledi. Güçlü’ye göre bu soruşturma, 14 yıl içindeki en önemli gelişme.

Bianet’ten Ayça Söylemez’e konuşan Güçlü Sevimli, davalarla ilgili şu bilgileri aktardı:

* Operasyonla ilgili şu anda toplam üç dava var.

* Ümraniye Cezaevi’yle ilgili de iki ayrı dava sürüyor. Biri o dönem cezaevinde olan tutuklu ve hükümlülere açılan dava. Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada mahpuslar, “devlet malına zarar, mahpusları, yani kendi arkadaşlarını öldürme ve isyandan” yargılanıyor. Bu davayla ilgili üç yıl önce mütalaa verilmişti. Savcı ölümlerle ilgili beraat, diğer iddialarla ilgili zamanaşımı istemişti. Ama hala karar çıkmadı. Savcısı da değişti, büyük ihtimalle tekrar mütalaa verilecek.

* Bir de Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Ümraniye Cezaeviyle ilgili birkaç astsubay dışında 200’den fazla jandarma erinin yargılandığı dava var. Ümraniye’deki ölümler ve yaralanmalarla ilgili yargılanıyorlar. Bu dava oldukça olumsuz ilerliyor. Mahkeme hiçbir talebimizi kabul etmiyor. Dosyaya, Bayrampaşa’daki Tufan gibi Bora ve Atmaca isimli operasyon planları sunuldu ancak bunlarla ilgili de işlem yapılmadı. Tanık bile dinlenmedi. sanık askerlerin talimatla ifadeleri alınıyor, duruşmalara gelmiyorlar. Bu işleyiş Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 196. maddesine de aykırı. Buna göre beş yıl ve üzerindeki suçlarla yargılananlardan talimatla ifade alınmamalı. İtirazlarımız dikkate alınmıyor.

* Bu heyeti, maddi gerçeği ortaya çıkarmamakla ilgili bir şey yapmadığı, tarafsız davranmadığı gerekçeleriyle ve hakimin duruşmalarda horlayarak uyuması nedeniyle  Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na da şikayet ettik. HSYK başvuruyu reddetti, itiraz ettik, sonucunu halen bekliyoruz. Bu dava hukuka aykırı şekilde devam ediyor.

* Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Bayrampaşa Cezaevi’ndeki Tufan planı çerçevesinde yapılan operasyona katılan 39 erin yargılandığı dava var. Bu mahkemede yargılama olumlu, maddi gerçeği ortaya çıkarmaya yönelik şekilde yapılıyor. Tufan planının da mahkemeye sunulmasıyla birçok işlem yapıldı, rütbeli tanıklar dinlendi. Son olarak komutan yardımcısı Halil İbrahim Tüysüz dinlendi, tanıkların dinlenmesine devam edilecek.

* Ancak bu davada da diğerleri gibi sadece 39 rütbesiz er yargılanıyor. Ancak bu operasyonun üst düzey komuta merkezinden yürütüldüğünü biliyoruz.

* Ayrıca çok önemli ve davaya dönüşmesini beklediğimiz bir soruşturma var: Ümraniye ve Bayrampaşa cezaevlerinde tutuklulara asıl fiili müdahaleyi gerçekleştiren Ankara Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı’na (JÖAK) bağlı rütbeli askerlerle ilgili. Rütbeliler, Bayrampaşa’daki ölümlere sebebiyet vermekten soruşturuluyor. Bu soruşturma da 13 yıldır sürüyor.

* Bu soruşturmayla ilk kez gerçek sorumlulardan bir kısmı hakkında dava açılma olasılığı doğru. Bu yılın başında bu soruşturma dosyasına Ankara JÖAK’taki görevlilerin isim listesi sunuldu. Savcı ifade almaya başladı. 200’den fazla kişinin ifadesi alındı. Kalan üç kişinin de ifadesinin tamamlanmasıyla umuyoruz ki rütbeliler hakkında iddianame düzenlenecek. 14 yıl içindeki en önemli gelişme de bu olacak. Böyle bir dava açıldığında, ilk kez gerçek sorumlulardan bir kısmı yargılanacak.

* Operasyonun yapıldığı diğer illerdeki davalar ise tutuklu ve hükümlülere yönelikti. Ceza çıkan davalar zamanaşımından düşerken, ne askerlere ne komutanlarına ne de siyasilere başka dava açıldı.

* Bir de tabii İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ali İhsan Demirel’e, operasyonu sürüncemede bırakarak sorumluları korumaya yönelik davrandığı için Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nde açılan bir dava var. Demirel hakkında yetkililer ve rütbelilerle ilgili soruşturmada “görevini kötüye kullanmaktan” şikayet etmiştik. Dava da bunun sonucunda açıldı. Son duruşmada Yargıtay Savcısı mütalaa verdi, Demirel’e “görevi kötüye kullanmaktan” ceza verilmesini istedi. Gerçek sorumluların ortaya çıkmasını engellemekle suçlanan Demirel’in bu dava sonucu bu gerekçeyle ceza alması da olumlu bir gelişme olacak.