TRT sanatçısı Hatice Kaçmaz, 2014 yılında evlilik teklifini reddettiği Orhan Munis tarafından 15 bıçak darbesiyle öldürüldü. Munis hakkında Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. 1 Temmuz’da görülen duruşmada Savcı Bilal Gündüz örnek bir mütalaa vererek sanığın tasarlayarak adam öldürme suçundan cezalandırılmasını talep etti.

Savcı Gündüz, mütalaasında sanığın evlenme fikrini adeta saplantı haline getirdiği de vurgulayarak, “Sanık ‘Bana yâr olmayan başkasına yâr olmaz’ düşüncesi içinde onu öldürme fikrini içerisinde taşıyıp büyütmeye başlamıştır” değerlendirilmesinde bulundu. Ancak aradan geçen sürede, mahkeme heyeti ve duruşma savcısı değişti.

SAVCI DEĞİŞTİ

Savcı Bilal Gündüz, Munis hakkında tasarlayarak öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açarken, cezasında indirim istemedi. Ancak dosyanın verildiği yeni savcı Banu Aksoy, esas hakkındaki görüşünü değiştirerek sanığın sadece öldürme suçundan cezalandırılmasını istedi.

Gökçer Tahincioğlu’nun Milliyet ‘deki haberine göre, Mahkeme de 16 Ekim’de görülen karar duruşmasında, Munis’i öldürme suçundan müebbet hapis cezası verdi. Cezada takdir ya da iyi hal indirimi uygulamayan mahkemenin tavrı olumlu bulunsa da, kararın ‘tasarlayarak öldürme’ye dayanmaması sanık Munis’i ağırlaştırılmış müebbetten, dolayısıyla 30 yılı aşkın süre kensitisiz hapis yatmaktan kurtarmış oldu.

‘TUTKU DERECESİNDE AŞIRI SEVGİDEN KAYNAKLI DUYGUSALLIĞIN ETKİSİ’

Kararın gerekçesinde cezanın neden ‘tasarlayarak öldürme’den verilmediği sanığın ‘tutku derecesindeki aşırı sevgiden kaynaklı duygusallığın etkisi’nde olmasına bağlandı.

“Sanık, maktülenin evlenme isteğini bir türlü kabul etmemesi, ayrılma düşüncesini kendisine hissettirip açıklaması sonucu içindeki tutku derecesindeki aşırı sevgiden kaynaklı duygusallığın etkisi ve ruh hali üzerinde yarattığı hiddetle yanına bıçak alarak maktule ile her zaman buluştukları parka gitmiş ve o hiddetin sonucu olarak maktuleye bıçak darbelerini vurmuştur” denilen gerekçede, “Duygusal çöküntü ve hiddetin maktuledeki bıçak darbeleri sayısı ile ortaya çıktığı, hiddetin sanığın soğukkanlı düşünme ve hareket etmesini engellediği, dolayısıyla tasarlamadan söz etmenin mümkün olmadığı anlaşılmıştır” ifadeleri yer aldı.