Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski milletvekili Hasip Kaplan, Amerika’nın Sesi (Dengê Amerîka) Kürtçe servisine verdiği mülakatta gazeteci Eyyüp Demir’in sorularını yanıtladı. Kaplan, 23 Haziran günü yapılacak olan İstanbul seçimlerini Ekrem İmamoğlu’nun kazanacağını savundu. Kürt meselesinin çözümü konusunda ise Kaplan, CHP ve AKP’yi sert bir dille eleştirerek, her ikisinin mevcut siyasetiyle sorunun çözülemeyeceğinin altını çizdi.

“DİYARBAKIR’DA KÜRDİSTAN ANKARA’DA TÜRKİSTAN”

HDP eski milletvekili Hasip Kaplan, AKP adayı Binali Yıldırım’ın Diyarbakır’daki sözlerini değerlendirdi. Kaplan, Kürt meselesi konusunda AKP’nin tam bir çözümsüzlük içinde olduğunu ifade ederek, bu konuda iktidarın ayarının bozulduğunu ileri sürdü:

“Biz mecliste bir mücadele yürüttük. Arkadaşımız Osman Baydemir neden cezalandırıldı, mecliste ‘Kürdistan var, Kürdistan benim kalbimdedir’ dediği için cezalandırıldı. Binali Yıldırım gidiyor Diyarbakır’a Kürdistan’dan, Kürdistan mebusundan söz ediyor. Gerçek şu AKP iktidarının ayarı kaymış, bir türlü ayar tutmuyor. Diyarbakır’a gidiyor diyor Kürdistan, Ankara’ya gidiyor diyor Türkistan. Kayseri’de ülkücü, İzmir’de solcu, Konya’da da cihadist oluyor.”

Hasip Kaplan İstanbul seçimlerini de değerlendirdi. İstanbul seçimlerinde bir hile yapılmaz ise CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazanacağını ifade etti. Kaplan, AKP iktidarının üstün gelmek için her türlü yola başvuracağını da ileri sürdü:

“Eğer bir hile-hurda olmaz ise İmamoğlu önde gözüküyor. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidarı ellerindeki tüm imkanları seferber edecektir. Para verecekler, her türlü rüşveti devreye sokacaklar. Fakat bu iktidarın sonu gelmiş, ne yaparsa yapsın kazanamayacak.”

CHP-AKP ZİHNİYETİ KÜRT MESELESİNİ ÇÖZEMEZ

Hasip Kaplan, HDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın ceza evinde tutulmasına da dikkat çekti. Kaplan Demirtaş başta olmak üzere, HDP milletvekilleri ve belediye başkanlarının cezaevinde tutulması durumunda Türkiye’deki meselelerin çözülemeyeceğini söyledi. Bunun devam etmesi durumunda da Türkiye’deki mevcut krizin derinleşerek süreceğini ifade etti. Kaplan AKP’nin Kürt meselesi karşısında nasıl adım atabileceği konusunda da şöyle konuştu:

“AKP iktidarının burnunu sürtmek, itibarlarını düşürmek, gücünü azaltmak gerekir. Ne zamanki bunlar güçten düşerse o zaman mecbur kalır ve barış için, demokrasi için yeni bir adım atarlar.”

Kaplan, CHP ve AKP’nin Kürt sorunu konusundaki yaklaşımını sert bir dille eleştirerek, her iki yapının da birbirini tamamladığını öne sürdü. Bu konuda da şöyle konuştu:

“Sekiz yıl parlamentodaydım. Gördüğüm şu; ne CHP bu zihniyetiyle, ne de AKP bu zulmüyle Kürt meselesini çözebilir. 1990’larda CHP-DYP koalisyonken o kadar köy yakıldı, faili meçhul cinayetler işlendi. Şimdi de AKP-MHP iktidarı kentleri yasakladı, ölümlere yol açtı. Her ikisi de düşmanca yaklaşıyor.”

“HDP REHAVETE KAPILMAMALI”

HDP eski parlamenteri Kaplan, HDP’nin siyasal konjonktürünü de değerlendirdi. Kaplan, HDP’nin yüzde 90 Kürtler’den yüzde 10’da Türkiye’deki bileşen ittifakından teşekkül ettiğine dikkat çekti. 31 Mart’ta yürütülen seçim stratejisine de vurguda bulunan Kaplan, HDP’nin aday çıkarmadığı yerlerde muhalefetin adaylarını desteklemesini olumlu bulduğunu belirtti. HDP’nin rehavete kapılmadan mücadelesini sürdürmesi gerektiğine dikkat çeken Kaplan, HDP’nin kendi dönemlerindeki durumu ile şimdiki halini de kıyaslayarak şöyle konuştu:

“HDP’nin rehavete kapılmaması gerekir. Zindanlarda parlamenterler, belediye başkanları ve kadroları olduğu sürece bu mücadeleyi yükseltmeleri gerekiyor. Bizim dönemimizde 20 milletvekiliydik. 20 milletvekili olarak iki dönem biz mecliste kıyameti kopardık. Mecliste şimdi 60’a yakın milletvekili var, ellerinde o kadar belediye başkanlığı bulunuyor. Tamam, bu iktidar baskı uyguluyor, engel çıkarıyor ve bırakmıyor çalışsınlar, bu doğru. Aslında bu her dönem olan bir şeydir, fakat her ne olursa olsun orada kendi renklerini göstermeleri ve ellerinden geleni yapmaları gerekir.”

Haber Kaynağı: DENGÊ AMERÎKA (Amerika’nın Sesî Kürtçe Servisi)

https://www.dengeamerika.com/a/4933553.html

(Radyo-Röportaj: 27 ve 33 dakika arasında)