Doğu ve Güneydoğu'da karanlık dönem olarak adlandırılan 1992-95 yılları arasında işlenen faali meçhul cinayet ve kayıp olaylarıyla ilgili davada, Devrimci Karargah ve Ergenekon soruşturmalarında tutuklanan Eskişehir eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı tanık olarak dinlendi. Avcı, JİTEM ve itirafçıların o dönemde yaptığı faaliyetleri detaylı olarak anlattı. Avcı, JİTEM bünyesinde çalışan itirafçıların 1991 yılında HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın'ı öldürdüğünü söyledi.

Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına Emekli Albay Cemal Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı ve korucubaşı Kamil Atak ve oğlu Tamer Atak, itirafçı Âdem Yakın ve Hıdır Altuğ katıldı. Fırat Altın ise raporlu olduğu gerekçesiyle katılmadı. İtirafçılardan Hıdır Altuğ, Ankara'da iken Hanefi Avcı'nın telkinleriyle ifade verdiğini iddia etmişti. Bunun üzerine mahkeme Avcı'nın tanık olarak dinlenmesine karar vermişti.

Tanık olarak dinlenen Hanefi Avcı, itirafçı Hıdır Altuğ'u yalanladı ve Ankara'da kendisiyle bir araya gelmediğini söyledi. 1992 yılının Şubat ayına kadar Diyarbakır Cezaevi'nde kalan itirafçılarla, bölge valililiğinin verdiği görev kapsamında, onların sosyal sorunlarıyla ilgilendiğini belirten Avcı, "Hıdır Altuğ o tarihten önce oradaysa tanıyor olabilirim. Aksi halde tanımıyorum." diye konuştu. JİTEM konusunda daha önce TBMM komisyonuna da beyanlarda bulunduğunu anlatan Avcı, Susurluk soruşturmasında 'JİTEM var' dediği için yargılandığını dile getirdi.

"JİTEM'DE ÇALIŞAN İTİRAFÇILARIN GÖREV DIŞINA ÇIKMA EĞİLİMLERİ VARDI"

O dönemde JİTEM'in Diyarbakır Jandarma Asayiş'in içinde bir birim olarak kurulduğunu anlatan Avcı, başında ise Cem Ersever'in olduğunu kaydetti. İtirafçıların jandarmanın geçici kadrolarına atandığını anlatan Avcı, "Daha sonra Jandarma Alay Komutanlığı bünyesina alınan JİTEM'de işe başladılar. JİTEM daha sonra Ankara'da kuruldu" dedi. İtirafçıların o dönemin şartları içinde görev dışına çıkma eğitimleri olduğunu ve daha radikal davrandıklarını belirten Avcı, "Biz kendi bölgemizde bir şeyler yapıyorduk. Vedat Aydın'ın öldürülmesinde bu yapıyı gördük. JİTEM'i ilk kez Susurluk'ta söylemiştim. Kabul etmemişlerdi. Bugün olduğunu söylüyorlar." diye konuştu.

"JİTEM'İN DİYARBAKIR'DAKİ ÜÇ OLAYINA ŞAHİT OLDUM"

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürüyken, JİTEM'in üç olayını şahit olduğunu kaydeden Avcı, bunların Vedat Aydın'ın öldürülmesi, bir avukatın aracına bomba konulması ve bir bombalama olayının gerçekleştirilmesi olduğunu savundu. Avcı, "Devletin normal görevi var. Zaman zaman bu görevler kanuna aykırı olabiliyordu. Bahsettiğim üç olay bu grup tarafından yapıldı" ifadelerini kullandı. JİTEM'in adli ve istihbarat görevini de yaptığını anlatan Avcı, bunların zaman zaman sorgulara da katıldığını dile getirdi.

Sadece Diyarbakır'da değil Türkiye genelinde güvenlik güçleri arasında zaman zaman terörle mücadele farklı yöntemlerin dışına çıkan gruplar olduğunu söyleyen Avcı, "Devlet kendi memurlarına karşı suç duyurusunda bulunduğu zaman tahkikatı yapmamıştır. Vatandaşa yönelik yaptığı işlemleri kendi memuru işlediğinde maalesef aynı şekilde yapmamıştır." ifadelerini kullandı.

"CEZAEVİNDE İTİRAFÇILAR 15 GÜNE KADAR DIŞARI ÇIKARTILABİLİYORDU"

Bir avukatın 'itirafçıların sosyal sorunlarıyla ilgileniyordum' derken neyi kastettiğini sorması üzerine Avcı, "İtirafçılar daha çok Şırnak, Hakkari ve Van tarafından örgüte katılan ve pişman olanlardan oluşuyordu. Bunların farklı farklı sorunları vardı. Bazen bilgi veriyorlardı. Mahkeme bunlara 15 güne kadar dışarı çıkartılmalarına izin verebiliyordu. Mahkeme kararı olmadan olmazdı. İtirafçıların gizli ve açık kimlikleriyle kamuya yerleştirildi. Bir kısmı jandarma kadrolarına yerleştirildi." diye konuştu.

STAR