Emniyet’teki Fethullah Gülen Grubu'nu deşifre eden kitap yazınca 44 ay hapis yatan, Anayasa Mahkemesi’nin ‘Hakları ihlal edildi’ kararıyla tahliye olan eski polis şefi Hanefi Avcı,  AKP yanlısı yayın yapan Akşam Gazetesi’ne şöyle konuştu:

- 2009'da İstanbul ve Ankara’daki özel yetkili savcılara, Emniyet içindeki derin örgütün yasadışı dinlemelerinin belgelerini verdim. İmamlarının isimlerini söyledim. Kitap yazdım. Ama o savcılar dava açmadı. 5 yıl geçti, dava son verdiğim ifade üzerinden açılacak.

AYM BENİ HAKLI ÇIKARDI

- Cemaatin, devletin polisini ve yargısını kullanarak hukuk dışı işler yaptığını tespit ettim. Anayasa Mahkemesi'nin; ‘özel yetkili savcıların yaptıklarının hukuka aykırı olduğunu’ beyan etmesi, bugüne kadar söylediklerimi resmi olarak tescil etti.

BİR GECEDE SİLERSİNİZ

- Yasadışı dinlenen insan sayısının en az 10 bin olduğu kanaatindeyim. Üstüne gidilirse bu rakamın çok daha yüksek olduğu ortaya çıkacaktır.  Dinlemeleri yapanların alacağı ceza basit bir ceza değil.

- Bu yapıyı bir anda bıçak gibi kesemezsiniz. Kendi yöntemleriyle üstlerine giderseniz bir gecede silersiniz ama Türkiye bir hukuk devleti. Devletin çarkı işlemeye başladı, hiçbir kuvvet karşısında duramaz.

İTİBARIMI GERİ İSTİYORUM

- Dosyamı önce ‘Devrimci Karargâh’, bir şey çıkmayınca da ‘Oda TV’ davasına koydular. Çünkü ‘Oda TV’nin kapsamı genişleyecek,  ‘Zirve Yayınevi’ davasına bağlayacaklardı. O savcılar görevden alınmasaydı gazeteciler tutuklanacaktı. Ancak bu plan tutmadı. İnsanlar bir film gibi izliyor ama paralel yapı dünyanın en vahşi katliamını yaptı.

- İhraç kararları dolayısıyla mesleğe dönmem zor. İade-i itibar için dilekçe verdik.

SIRA MEDYA SERMAYE VE HOCALARA GELECEKTİ

7 Şubat 2012 (MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı ifadeye çağrılması) Cemaat ile hükümet arasındaki husumetin zirveye çıktığı tarihtir. Paralel yapı, politikalarını toplumun her katmanına uygulamak istiyor. Önce Emniyet ve orduda kendi iç muhaliflerini elediler. Sıra medya, sermaye ve üniversitelerdeki isimlere gelmişti. Örgüt artık meşruiyetini yitirdi. Sonunda kaybedecekler.

17 ve 25 Aralık girişimleri iddia edilen bir yolsuzluk ithamını ortaya çıkarmak değil seçilmiş bir hükümeti devirme denemesiydi. Eğer başarılı olsalardı Başbakan’ı tutuklayamazlardı ancak sonraki hükümette yargılayabilirlerdi. Başarsalardı kiminle ne yönde ittifaklar içinde olacaklarını bilmiyoruz. Basın, siyaset ve sermaye grupları içinde mutlaka mutabakatları vardır. İşte burası esas karanlık olan nokta.

AVCI'YA KUMPAS İDDİASI

Bu arada Devrimci Karargah Örgütü'ne yardım ettiği iddiasıyla 15 yıl hapis cezası alan ve Anayasa Mahkemesi'nin verdiği "hak ihlali" kararından sonra tahliye edilen eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın Eskişehir'deki makam odasının arama görüntüleri ortaya çıktı. Haber Türk’e göre, görüntülerde, içerisinden ses kayıtları çıktığı ileri sürülen siyah çanta da yer alıyor. Polis Başmüfettişleri, çanta üzerindeki tozu "şüpheli" bularak inceleme başlattı.

"Haliç'te Yaşayan Simonlar" adlı kitabın yazarı, dönemin Eskişehir İl Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, kendi isteği doğrultusunda 26 Ağustos 2010'da merkeze alınmıştı. Hakkında başlatılan soruşturma kapsamında Avcı'nın, Eskişehir Emniyet Müdürlüğü'ndeki makam odasında 28 Eylül 2010'da arama yapıldı. Arama sırasında polis bazı dosyalara el koydu.

Polis kamerası tarafından an be an kayıt altına alınan arama sırasında makam odasındaki bir dolabın üzerinde siyah renkli bir çanta bulundu. Polis kamerasındaki görüntülerde çantanın alt bölümünün tozla kaplı, üst bölümünün ise temiz olduğu görüldü.

Polis Başmüfettişleri bu görüntüleri mercek altına aldı. Başmüfettişler, çantanın üst tarafı yerine alt tarafının tozlu olmasını şüpheli buldu. Çantanın odaya sonradan konulmuş olma ihtimali üzerinde duran başmüfettişler soruşturma kapsamında bu detayı araştırmaya başladı.

Siyah çantadan çıkan 24 kasette çok önemli kişilere ait telefon dinleme kayıtlarının bulunduğu iddia edilmişti. Başmüfettişler, ses kasetlerini de incelemeye aldı.